PKK liderlerinden Mustafa Karasu, 13 Ekim'de, Yeni Özgür Politika'da, "Hüseyin Ali" mahlasıyla yayınlanan yazısında, HDP'nin mitinglerine yönelik infial yaratacak bir katliam planlandığı istihbaratına ulaştıklarını yazdı. Tren Garı saldırısı olduğundan beri de HDP lideri Demirtaş'a suikast olabileceği bilgisinin dolaşıma sokulduğunu görüyoruz. Hatta Demirtaş, bu istihbarat sebebiyle gazetecilerle buluşacağı bir toplantıyı bile iptal etmiş.
Ancak Karasu'nun, söz konusu istihbarata Tren Garı saldırısından bir hafta önce ulaştıklarını söylemesi kafaları karıştırıyor. Zira 'infial yaratacak eylem' istihbaratı alınmış ama hiçbir önlem alınmamış, hiçbir bilgilendirme yapılmamış. Âdeta felaketin gelmesinin beklendiğinin itirafıdır bu. Şayet böyle bir bilgi HDP ile daha önce paylaşılmış olsaydı -paylaşılmamış olduğunu varsayıyoruz- herhalde HDP'li yetkililer, önüne gelenin geçip gittiği Ankara Tren Garı'nda HDP'li kalabalıkların halaya durmasına izin vermez, onları bir an önce polisin güvenlik önlemlerini aldığı Sıhhiye Meydanı'na doğru yönlendirirdi, öyle değil mi? Böylelikle saldırıya oldukça açık bir alanda yüzlerce insan tehlikeye maruz biçimde, hiçbir şeyden habersiz durmazdı. Herhalde HDP'ye istihbarat ulaşmış olsaydı, İdris Baluken, Demirtaş'a yönelik suikast istihbaratı kendilerine gelir gelmez yaptığı gibi İçişleri Bakanlığı'na bir dilekçe verir ve gerekli tüm önlemlerin azami derecede alınmasını talep ederdi, değil mi?
Bir de zurnanın zırt dediği yer var. O da Tren Garı saldırısından 12 saat önce, 9 Ekim gecesi, Ankara'da bomba patlayacağını belirten tivitler atan iki hesaptan birini kullananın HDP'den vekil adayı, diğerininse "bomba malzemeleri"yle yakalanıp hapis yatmış eski bir PKK'lı olması... Acaba Kandil'e Tren Garı saldırısından bir hafta önce ulaşan istihbarat HDP ve PKK ile bağı bulunan bu kişilerin de kulağına gelmiş ve onlar da bu yüzden mi bu tivitleri yazmıştı?
Bu resme şu verileri de ekleyelim. 14 Ağustos'ta, Urfa'nın Viranşehir ilçesinde, ertesi gün HDP mitinginin olacağı bir parka bomba tuzaklaması yapan iki PKK'lı suç üstü yakalandı. PKK yöneticisi Karayılan, saldırıdan bir hafta önce metropollerde "Ölümsüzler Timi"ni harekete geçirebilecekleri tehdidini savurdu. Demirtaş, daha ilk dakikadan devleti katil ilan etmeye kalktı. Aynı Demirtaş, dün de "Şeyi denk gelmiş, 'bomba' lafı geçmiş, 'Ankara' lafı geçmiş. Ona dayanarak insanları suçlayamazsınız" diyerek, HDP'ye yakın avukatların savunduğunu öğrendiğimiz iki katliam şüphelisini savunmuş. Tivitte ise bir denk gelme söz konusu değil. İlgili kişi patlamadan 12 saat önce noktasına virgülüne dokunmadan alıntılayacağım şu tiviti yazmış: "Bomba Ankara'da patlayacak!..." Kandil gibi istihbarat alıp sevdiklerini uyarmanın bir yolu olarak mı bunu seçti, vicdanı bu yükü kaldırmadığından mı, DAEŞ ya da benzeri bir örgütün bu katliamı işlemesine göz yumdu?
Nerden bakarsanız bakın, şüphe bulutlarını gittikçe çoğaltan bir durumla karşı karşıyayız. Hadisenin bir an önce aydınlatılması tek temennimiz...