Fetullah Gülen'den sonra Hürriyet Gazetesi de bir dava akınıyla gazetecileri susturmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret edenlere açılan davaları bile eleştiri konusu yapan Hürriyet, içinde ne suç ne hakaret ibaresi olmayan iki tivitimden ötürü yargılanmamı istemiş. Söz konusu tivitlerimin biri ilk protesto gösterisinden önce, Hürriyet'in internet sitesinin özür dilemediği ama kabul ettiği ve sildiği yalan tivitinden sonraydı. Şöyle demişim:
"Doğan medya önünde çadırlar kurulsa, günlerce eylem yapılsaydı, Savcı Kiraz'ın infazına 'ders alın' veya 'PKK misilleme yapmış' diyemezlerdi."
Yani gösteri hürriyetine çağrı yapmışım. İkinci tivitte de, "Aman camınız kırılmasın ama 16 şehidimizin de bırakın yasını tutalım. Yalanlarınızla bu milleti zehirlediğiniz yeter" demişim. Hâlâ da diyorum. Şehitlerden hiçbirini, âdeta ağlama duvarına çevirdiğiniz camınız kadar önemsemediniz. Onca sesi şehitler için çıkarmadınız, hâlâ çıkarmıyorsunuz. Hürriyet'in ifade ve basın özgürlüğü karnesi aynen bildiğiniz gibi işte...