HDP lideri Demirtaş, Suruç Katliamı'ndan hemen sonra katilin IŞİD olduğunu söyleyip devletin içerde ve dışarda operasyon yapmasını istemişti. Devlet IŞİD'i bombalamaya başlayınca dil değiştirip, 'Saray Gladio'su' diye bir kavram ortaya atarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı suçlamıştı. Katliamdan on gün sonra, Der Spiegel dergisine verdiği röportajdaysa şöyle demişti:
Muhabir: "Daha önce Suruç saldırısının hükümet senaryosu olduğunu söylemiştiniz, elinizde kanıt var mı?"
Demirtaş: "Eğer bununla ilgili yazılı bir belge, bir doküman soruyorsanız, hayır yok. Ama çok açık belirtiler var. Tüm araştırmalarımız gösteriyor ki, IŞİD'in 32 genci katlettiği o saldırı AKP sayesinde gerçekleşmiştir."
On gün içinde hangi araştırma yapıldı, hangi veriler elde edildi, bilmiyoruz. HDP, bu hayati önemdeki 'bilgileri' kamuoyuyla niye hiç paylaşmadı, onu da bilmiyoruz.
Suruç sonrası Saray Gladio'sunu anında "bilen" Demirtaş, Danimarka'da yaptığı açıklamada, "Biz 'Fethullah Gülen terör örgütü' diye bir terör örgütü bilmiyoruz" demiş. İlginç çünkü eski tivitleri öyle demiyor.
Mesela 17 Aralık darbe girişimi için olan şu tiviti: "Yolsuzluk operasyonları çözüm sürecine güç verir. Ama birileri gibi cemaatin kuyruğuna takılacak değiliz."
Biz de "Takıldı", diyecek değiliz. Ama Demirtaş'ın "cemaat" dediği scientology tarikatı değilse şayet, Gülen terör örgütünü kast ettiği gün gibi ortada.
Yine Demirtaş, 2014'te Mardin'deki bir teşkilat toplantısında şöyle demişti: "Bakın cemaatle birbirine girmişler. Oh olsun demedik, demiyoruz. ama cemaat bunların aynısını bize yapmadı mı? 10 bin arkadaşımızı 5 yıl içerde yargıladılar... Cemaat çıkıp özür dilemeli, özeleştiri vermeli. O dönemin bütün suçlarını, günahlarını anlatmalı."
Demek zamanında bendenizin de şiddetle karşı çıktığı KCK tutuklamalarını Demirtaş'a göre "cemaat" yapmış ama aynı Demirtaş aradan geçen bir yılda ortada herhangi bir örgüt göremez olmuş. Bu 'seçici körlüğün' sebebi mucibi ne ola?
Dahası var. Demirtaş, 2014'te, Mersin'de yaptığı bir konuşmada CHP ile nasıl dalga geçmişti dersiniz: "Mersin'de CHP'ye oy vermeyi düşünenler şu CHP'nin haline bir bakın. CHP olmuş Cemaat Halk Partisi! Şimdi Cemaat Halk Partisi'ne mi oy verecek Alevi kardeşlerimiz? Yoksa Alevi inancının ve değerlerinin koruyucusu BDP'ye mi?"
Şimdi aynı fıkranın baş kahramanı Demirtaş mı oldu dersiniz? Örnekleri çoğaltabilirim ama burada esas olan nokta, Demirtaş'ı "Saray Gladio'su gerçek, Gülen örgütü yalan" diyecek kadar şirazeden çıkaranın basit bir ittifak arayışı girişiminden fazlası olduğudur. Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bu yana, aslında tam olarak Eylül 2014'teki ABD gezisinden bu yana Gülecilerle tam bir söylem birliği içinde.
Gerçi belgeye, dokümana pek de önem vermiyor ama Demirtaş, Gülenciler hakkında açılan 23 davanın iddianamelerine güvenmiyorsa, belki Cemil Bayık'ın elindekilere bir bakmak isteyebilir. Bayık'ın Mayıs 2012'deki roportajından: "Gülen cemaati açıkça devletin temel kurumlarında kendisini organize etmeye, hizbini etkili kılmaya çalışmıştır. Zaten başından beri bu yönlü çalışmaları vardır. Polis içinde, yargı içinde bu yönlü çalışmalarını yürütmüşlerdir... Gülen cemaati sıra devleti şekillendirmeye gelince 'devleti benim hizbim şekillendirecek, ben şekillendirmeliyim' biçiminde bir yaklaşım içine girmiştir. Bu tabii Erdoğan cephesiyle Gülen cemaati arasında belirli sorunlar ortaya çıkarmıştır... Gülen cemaatinin zaten ayrı bir istihbarat örgütü vardır. Diğer alanlarda olduğu gibi istihbarat alanında da alternatif bir devlet gibi çalışmaktadır. Bunun belgeleri Kürt özgürlük hareketinin elindedir."
Demirtaş yakında havaların soğumasını dahi "Yezid"e bağlayıp, 'kaybedelerdensin, korkma titre" şeklinde konuşmaya başlarsa şaşırmamak lazım...