HDP'li Van Belediyesi, nisan sonuna doğru, bilbordlar üzerinden bir 'bilinçlendirme' kampanyası yapmış. İlginçtir, bu kampanyayı gerçekleştirmeden hemen önce, bilbord ihalelerini iptal etmiş ve çalıştığı reklam şirketleriyle de sözleşmelerini feshetmiş. Yani her yönüyle sadece HDP Van Belediyesi'nin üretimi olan bir kampanyadan söz ediyoruz.
Peki, söz konusu bilbordlarda ne var? Karanlık bir fon üzerinde, koyu renk bir musluktan kan akıyor... Bu resmin tam altında da şunlar yazıyor: "Sahip çıkmazsanız uzak değil", "Önleminizi alın", "Bir gün her şey...", "Korkmuyor musunuz?"
Söylediklerine göre, halka su kaynaklarının doğru tüketilmesine yönelik farkındalık kazandırmak amacıyla, Dünya Çevre Haftası çerçevesinde yapılan bir kampanya bu. Dünya Çevre Haftası ne zaman? 5 Haziran'da... Yani barajı aşamama kâbusuyla boğuşan HDP'nin Van Belediyesi, Çevre Haftası'ndan iki ay önce, halka su hakkında bilinç 'aşılamaya' çalışıyormuş. Halkı bariz biçimde ölümle tehdit eden bu bilbordlar, şikâyet üzerine kaldırıldı ama mezkûr tehdit söylemi halkın zihnine kazındı bile.
Yine geçtiğimiz hafta, bölgede bir 'faili meçhul' cinayet işlendi. Siirt'in Bağgöze Köyü muhtarı ve geçici köy korucusu olan, 42 yaşındaki Mustafa Turhan, sabaha karşı, otomobilinin yanında uzun namlulu silahla vurularak öldürüldü. PKK tarafından tehdit edildiği bilinen Muhtar Turhan, öldürülmeden bir gün önce Siirt Valisi Mustafa Tutulmaz ve Siirt 3'üncü Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Halil Soysal'ı köyünde ağırlamıştı.
Birileri utanmadan 90'lı yıllara dönmekten bahsederken, bu olana ne demeli? Faili meçhul denilince artık olağan şüphelinin devlet olmadığı bir dönemdeyiz. Bazı köylere de, aynı Ağrı-Diyadin'de olduğu gibi, silahlı PKK'lıların gelip 'sandıktan HDP dışında oy çıkarsa, siz bilirsiniz' şeklinde baskı kurduğu da gelen haberler arasında. Öcalan'ın, Diyadin olayı sonrası PKK'lılara 'görünmez olun' talimatına rağmen, anlaşılan Kandil aynı fikirde değil.
Tüm bu olanlara rağmen, ana muhalefet lideri de, verdiği röportajda sandık güvenliği ile şu espriyi yapmış: "Doğuda da HDP sandık güvenliğini sağlar nasıl olsa, silahlı birini oturturlar, mesele hallolur!"
HDP, "Büyük İnsanlık Çağrısı" adını verdiği, uzun bir seçim beyannamesi ile halka 'yeni yaşam' vaat etmişti. Eşcinsel haklarından çevreye kadar pek çok başlığın olduğu bu süslü çağrının makyajını döken, bazı Kürtlerin hayatını hiçe sayan bu zihniyetleridir. Nasıl ki Demirtaş, Yasin Börü'nün adını ağzına almaya utanıyorsa, Mustafa Turhan'ı da alamayacaktır. Çünkü barajı, onların naaşlarının üzerine basarak aşmayı umuyorlar.