Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

Tekrar çatışma dönemi başlıyor

Ekrem Dumanlı, 10 Nisan günü Gültan Kışanak'ı ziyaret etti. 20 Nisan'da, Sırrı Süreyya Önder'in, Ağrı olayı için hükümeti suçlayan röportajı Zaman'da yayınlandı. 27 Nisan'da, Demirtaş, şantaj kasetleri konusunda paralel yapıyı "Cumhurbaşkanı paraleli suçluyor ya. Asıl o filmleri Cumhurbaşkanı çekti" diyerek temize çeken bir açıklama yaptı. Dumanlı, kurban edeceği koyunun gözünü kapatma nezaketini andırırcasına, 'Sayın Öcalan' demeye başladı. Ancak HDP-Paralel yapı işbirliği için çok daha evvele bakmak gerekebilir.
Misal, internete düşen bir ses kaydına göre, paralel yapının İsrail lobileri başta olmak üzere finans çevreleriyle ilişkilerinden sorumlu olduğu söylenen S.M., telefonun diğer ucundaki Sözcü muhabirine, 28 Ekim 2013'te şunları anlatıyordu:
Pazartesi günü, BDP'nin Washington'da Amerika bürosu açılıyor. Selahattin Demirtaş ve bütün Kürt diyasporası oraya geliyor. Bu İmralı'dakinin karşısında olan dünyadaki herkes oraya geliyor. Amerikan devleti resmî olarak oranın en büyük kongre salonunu verdi ve devlet bunu koruması altına aldı. 'Kongre yaptırıyorsam, ülkemde büro açtırıyorsam, himaye ediyorsam, bu ben resmen tanıyorum' demektir biliyorsun.
Güneydeki ülke var ya bir tane, benim sevdiğim ülke (İsrail) onlar da destek oluyor. Burda üçlü bir şekilde yani, Amerika, güneydeki ülke ve bizim Kürt kardeşlerimiz üçlü bir organizasyon yani güç birliği ile dayanışmayı organize edecekler. Bu da bir şekilde İmralı'nın bertarafı anlamına geliyor yani İmralı'nın hükmü bitti. Bundan sonra tekrar silahlı ve çatışmalı bir dönem geliyor çünkü İmralı mecburen hapiste olduğu için bir şekilde yandaş olmak zorunda, yani Türkiye'yle ilgili sempatik olmak durumunda ama öbürleri bunu kabul etmek zorunda değil. Öleceksen de öl diyorlar, artık yeter.

***

Bu konuşmanın yapıldığı gün, gerçekten Demirtaş ve beraberindeki heyet ABD yolundaydı. Washington Ulusal Basın Kulübü'nde organize edilen toplantıda konuştular. Daha önemlisi Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuland ve bazı hükümet temsilcileriyle görüştüler. Ancak o geziden sonra Türkiye'de, konuşmalardaki gibi kan akmadı, Öcalan'ı bertarafa yönelik bir girişim olmadı.
Ancak bu ses kaydındaki senaryo, ertesi yıl, aynen gerçekleşti. Demirtaş, ABD'yi ziyaret etti. Dönüşte, Kobane'yi savunmak adına sokak çağrısı yaptı. Elli vatandaş öldürüldü. Ses kaydında olduğu gibi, 'Çatışmalı dönem geliyor' diye ellerini ovuşturanlar, sürecin bittiğini, iç savaşın geldiğini duyurdu. 7 Ekim gecesi, ABD tam da olaylar sürerken, Kobane'deki IŞİD mevzilerini vurmaya başladı. Öcalan'ın çağrısı üzerine olaylar durulunca Demirtaş boncuk boncuk terlediği o basın toplantısında, bu gerçeği, "Gece sabaha kadar bütün dünyayı ayağa kaldıran eylem ve etkinliklerle Avrupa'dan ABD'ye Kobani'nin sesi duyuldu" diyerek teyit etti. ABD, Güneydoğu iç savaşın eşiğine gelince Kobane'ye müdahale etmişti ve belki de müdahale için önşartı buydu.
Paralel yapı, İran hususunda olduğu gibi, HDP ve PKK hususunda da anında çark etti. Çünkü esas mevzu, ABD'nin nereye işaret ettiğidir. Seçimlerden Ak Parti zaferle çıkar ve ABD, istikrarlı Türkiye seçeneğinin daha kârlı olduğuna kanaat getirirse kendilerini daha da zor günler bekliyor olacak. Çünkü en başta Erdoğan olmak üzere iktidar çevresi, HDP gibi 'esnek' davranmayacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA