Efendimizin mübarek vücudunu örten Yeşil Kubbe'nin önündeyim. Milyonlarca Müslüman burada dua ediyor. Salat ve selam ile Efendimize olan bağlılığını yineliyor. Hz Peygamber'in (SAV) önünden geçip kabrine selam vermek için hayli beklemek gerekiyor. Zira çok kalabalık var.
Bu umrenin en göze çarpan ayrıntısı, Türk cumhuriyetleri dediğimiz ülkelerden çok yüksek sayıda umrecinin olması. Bu elbette sevindiriyor. Bu arada oralarda da ne kadar iyi izlendiğimizi gördük sevindik.
Peygamberimizin "Evim ile mescidim arasındaki yer cennet bahçelerinden bir bahçedir" (Buhari-Müslim) hadisinde ifade edilen ve "Ravza-i Mutahhara" (tertemiz bahçe) olarak bilinen özel mekânda namaz kılmak için uzun bir sıra beklemeyi göze almanız lazım.
Herkeste heyecan var
Milyonlar orada iki rekât namaz kılmak isteyince elbette uzun kuyruklar oluşuyor. Ama buradaki yönetim izdihamı en aza indirmeye çabalıyor.
Neticede sabırlı olursanız Peygamberimizin yanı başında namaz kılabiliyorsunuz. Orada psikolojik ve manevi olarak kendinizi daha zinde ve rahat hissediyorsunuz.
Şimdi ikindi ezanı okundu. İnsanlar bulundukları yerden Medine Mescidi'ne akıyor. Herkeste heyecan var. Halbuki öğleyi burada kılmışlardı. Veya sabahı, yatsıyı, akşamı... Ama işte buradaki özellik o, Efendimizin varlığını hissetme duygusu milyonları her ezanda camiye topluyor. Özlüyorlar Efendimizi. Hem de iki ezan arasında özlüyorlar. Sanki birazdan onu görecekler.
Her milletten, her renkten insan var. Senegallinin esmerimsi simasından gönlünüze akan sevgi bakışını görüyorsunuz. Endonezyalı veya Afgan, Keşmirli veya başka bir millet... "Türk müsün?" sorusuna çok muhatap oluyoruz. "Evet" deyince soruyu soranların yüzüne yayılan mutluluk bizi de mutlu kılıyor. Çok Türk umreci de var.
Hz. Peygamber'in yanında olan iki dostu ve halifesi Hz. Ebubekir ile Hz. Ömer efendilerimize de selamı elbette unutmuyoruz. Hem Mekke'de hem de Medine'de şiddetli yağmurlar yağdı. Alışık olmadığımız yoğunlukta. Buranın sakinleri de "Medine'ye bu kadar şiddetli yağmur yağdığını görmemiştik" dediler. Aniden boşalıyor. Sonra gök sakinleşiyor. Doğrusu yerin dengesini bozduğumuz gibi yerin semasını da bozuyoruz. Sonumuz hayrola!
Genç sayısı fazla
Umrede göze çarpan diğer husus, gençlerin sayısının çoğalması. Ülkemizden de gelenler arasında özellikle Avrupa'daki kardeşlerimiz içinde yine nüfusun çoğaldığını görmek bahtiyar kıldı.
Gençler daha heyecanlı. Yaşlılara yardım ediyorlar. Özellikle yaşlı olan ve tek başına umreye gelen kadınlara yardım ediyorlar. Onları yalnız bırakmıyorlar. Geçen haftaki yazımda kadınların daha dindar olduğunu yazmıştım. Bunun bir örneğini burada gördük. Şahit olduk.
Ravza-i Mutahhara'ya girip orada namaz kılmak isteyen hanımlara o gün sıra gelmedi. İzdihamdan ve başvuru çokluğundan dolayı. Kadınlar topluluğunun ziyareti ertesi güne kaldı. Bir gün sonra ziyaret edip nafile namazı kılacaklar.
Bu bir günlük erteleme bile hanımları o kadar üzdü ki, hüngür hüngür ağladılar. Onları teskin ettik, "Yarın gider orada kılarsınız" dedik de ancak rahatladılar.
Bu elbette bir samimiyet göstergesiydi. Dilerim herkeste aynı manevi heyecan oluşur. Burada fitne, kin, çirkin söz, hakaret, sövme, küçümseme, kavga yok. İnsanlar birbirlerine saygılı. Herkes edebini biliyor. Kimse kimseyi renginden, elbisesinden ötürü hor görmüyor.
***
MEDİNE'DEKİ ZİYARET YERLERİ NERELERDİR?
Medine-i Münevvere'de, yani "Kutlu Şehir"de birçok ziyaret yeri var. Bunları çok kısa bir şekilde şöyle sıralayabiliriz:
Mescid-i Saadet:
Hz. Peygamber Efendimizin Medine'ye hicret sonrasında inşa ettiği mescittir. Bu mescitte Hz. Peygamber'in mübarek kabri ile iki önemli arkadaşı, İslam devletinin ilk iki halifesi Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'in mezarları var. Yeşil Kubbe olarak adlandırılan kubbenin altında bu üç dostun kabirleri bulunuyor. Burada Efendimize ve iki dostuna selam verip durmak sünnet görülmüştür. Bütün hac ve umrecilerin, hatta bütün Müslümanların rüyalarını süsleyen bir arzudur bu.
Baki Mezarlığı:
Peygamberimizin mescidinin yakınında yer alan Medine Mezarlığı'dır. Peygamberimizin kızları, oğlu İbrahim, eşleri, ehlibeyti, Hz. Osman ve yaklaşık 10 bin sahabe buraya gömülmüştür. Benim babam da bu mezarlıkta gömülüdür. Bu mezarlığın fazileti hakkında hadisler var.
Kuba Camii:
Peygamberimizin hicret sırasında uğradığı Kuba Köyü'nde inşa ettiği Kuba Mescidi'nin, Kuran-ı Kerim'de takva (iyi niyet) üzerine inşa edildiği belirtilir.
Uhud Mezarlığı:
Uhud Savaşı'nda şehit olan 72 sahabenin gömülü olduğu mezarlıktır. Hz. Hamza da burada gömülüdür.
Kıbleteyn Mescidi:
Bilindiği gibi Hz. Peygamber (SAV) vakit namazlarında bir müddet Kudüs'e, Mescid-i Aksa'ya dönerek namaz kıldı. Medine'de bir öğle veya ikindi namazı sırasında Kâbe'ye dönmesi emredildi. O da namazın ortasında Kâbe'ye döndü. Bu olayın meydana geldiği mescit budur.
7 Mescitler:
Hendek Savaşı sırasında Hz. Peygamber ve büyük sahabilerin çadırlarının yerine daha sonraki dönemde inşa edilmiş mescitlerdir.
Cuma Mescidi:
Kuba'dan Medine'ye gelinirken Peygamberimizin ilk cuma namazını kıldırdığı mescittir.
Adak kurbanını düğün yemeğine katabilir miyim?
Adak kurbanının etini düğün yemeğine katmanız doğru olmaz. Zira o yemekten sizin evlatlarınız, anneniz ile dede ve nineleriniz, torunlarınız, zenginler yiyebilir. Bu durum ise adak kurbanının ruhuna uygun olmaz. Çünkü bu kişiler adak kurbanının etini yiyemez.
Abdest aldığımda ayaklarımı yıkayıp yıkamadığım konusunda hep tereddüt ediyorum. Ne yapmalıyım?
Eğer kesin bir tereddüt varsa abdesti tazeleyin ama vesvese ve unutkanlığa dayanıyorsa sadece ayağınızı yıkayın. Ama bu hal hastalık haline döndüyse ayaklarınızı yıkamaya gerek yok.