Bugün içinde yaşadığımız yılın son günü. Yarın yepyeni bir yıla gireceğiz. "İyi de bugünün yarından ne farkı var?" dediğinizi duyar gibiyim. Takvim değişecek. Umut ve ümitler tazelenecek. Belki mutlu olmadığımız ve hatırlamayı arzu etmediğimiz günler geride kalacak. İnşallah 2022'de her şey daha güzel, daha umutlu ve güzellik dolu olacak.
Geçen yılla ilgili bir muhasebe lazım. Kazancın, harcamanın, iyiliklerin, kötülüklerin, kırılganlıkların, kulluğun, isyanın, beklentilerin muhasebesi. Muhasebe, geleceğimize dair bir ipucu verir. Hataları tekrar etmemek için muhasebe lazım.
GEÇEN YIL (2021)
Kendimizi daha yalnız hissettik. Yaygın hastalığın da etkisiyle kendimizle daha çok baş başa kaldık.
Bazı dostlarla ilgiyi azalttık.
Endişeli, korku dolu ve tedirgin günlerimiz oldu.
Düşünüp taşındık, en sonunda şu sonuca vardık:
"Dikkat edin, Allah'ı anınca kalpler rahatlar." Kalp huzuru, Allah'la baş başa kalınca geldi. Bizi silkeledi.
Tevhid ehli çareyi bulmuş, "Allah bes! Baki heves!", yani "Allah yeter, gerisi boş hevestir" demiş.
Kur'an çözümü çoktan vermiş:
"Allah'la ol! Sadıklarla ol!" Kalabalıklarda yalnızlığı yaşadık.
Tasavvuf ehli, "Halvet der encümen" demiş. Yani kalabalıklarda, milyonların içinde Allah'la beraber olmak.
ÖNÜMÜZDEKİ YIL (2022)
İnşallah bu yılımız her yönüyle daha güzel, bereketli, mutlu ve sıhhatli olur.
"Allah'ım bizi gelecek şerlerden emin kıl" diye bol bol dua edelim.
- Bu yıl dini hayatımızı sık sık sorgulayalım.
- Allah'la olan bağımıza bakalım. Tam bir teslimiyet var mı?
- Hz. Resuli Ekrem Efendimizi arayalım. Yolunu, sünnetini yaşayalım.
- Dualarımızı daha da çoğaltalım.
En güçlü silahtır dua.
- Dua et, dua al, dua iste, dua gönder, dua ile korun.
- Daha affedici ol. Rislan Dımeşki der ki:
"Düşmanını yenecek bir güç buluyorsan kendinde; bunu Allah'a bir şükür gibi gör ve düşmanını affet."
- Secdeleri çoğalt. Secdeleri uzat. Abdestli abdestsiz secde et. Secdede yalvar.
Secdede derdini anlat.
- Batılla meşgul olma. Batıla cevap vermek için meşgul olmak bile kalbi karartır.
Bırak onları kendi şeytanlarıyla. Hidayete kapıyı kapatmış olanlarla uğraşma. Ama sana gelip hakikat peşinde olanlara gönül merdivenini indir.
- Bu yıl daha ümitvar ol.
- Vesvese, çağımızın en büyük hastalığıdır.
Psikolojik birçok sıkıntının altında bu vesvese var. Eskiler demişler ki: Sıkıntılar art arda gelince sen "elem neşrah", yani İnşirah Suresi'ni oku.
- Bu yıl daha çok Rabbül Âlemin'i an. Zikret. Hatırla. Bir gün Hz. Ebubekir, Hz. Ömer'e şöyle dedi: "Ey Ömer! Allah'ı zikredenler hayrın tümünü alıp götürdüler." Bu sözü duyan Hz. Peygamber döndü ve "Evet, öyledir" cevabını verdi.
HUZUR YILI OLSUN
Ailemize daha çok zaman ayıralım. Yaşlılarımızdan daha çok dua isteyelim. Fakir ve yoksulları daha çok düşünelim. Komşularımızın dertleriyle dertlenelim. İmanımızı tazeleyelim. Birbirimize dua edelim. Kötülere, şer insanlara, şeytanlaşanlara "Siz doğru olmayan bir yoldasınız" sözünü esirgemeyelim. Bu ülkenin harcına yardımcı olalım. Küfreden, hakaret eden, kindar olan, kutsala saygısı olmayan, yıkım erbabına prim vermeyelim. Ve şöyle dua edelim:
"Allah'ım beni bilip bilmediğim her kötülükten koru. Beni, sevdiklerimi ve ümmeti koru. Muhafaza et. Önümüzden, arkamızdan, sağdan, soldan gelecek ne kadar kötülük varsa def et. Allah'ım 2022 yılını benim, sevdiklerim ve bütün müminler için huzur ve sağlık vesilesi eyle."
***
İNKARCILARA BİR HATIRLATMA
Müslümanca düşünen, dinini bilen, kitabı ve kıblesi olanlara söylenmesi gerekeni söyledik. Peki inkârcı ve saldırgan insanlara söyleyecek söz yok mu? Elbette var! Küfürsüz, hakaretsiz, aşağılamayan, el uzatan bir sözümüz var elbette. Söylenecek yüzlerce ayet var onlara. Ama sadece bir ayetle yetinelim: "Mahşer günü perde ayrıldığında umut ve ümit etmedikleri bir âlemle karşılaşacaklar. Onlara şöyle denecek: Andolsun sen bugünün geleceğinden gaflet içindeydin. İşte senden perdeyi kaldırdık. Artık bugün gerçeği bütün açıklığıyla görüyorsun." (Kâf/22). Bize düşen ise imanımızın kıymetini bilmektir. Keşke bütün insanlar iman etseler de şeytanın yollarını kapatsalar.
YÜZÜNDE NUR OLANLAR
Peygamberimizi buyurdu: Allah kıyamet günü bir topluluğu diriltir. Onların yüzü nurdan parlaktır. İnciden yapılmış minderler üzerine otururlar. Ve bütün insanlar onlara gıpta eder.
Onlara bakarlar. Bunlar peygamber de değillerdir.
Şehit de değillerdir.
Bir bedevi bunu duyunca hemen dizüstü çöktü:
- Ya Resulullah! Ne olur onları bize anlat. Onları tanıyalım.
Efendimiz cevap verdi:
- Onlar çeşitli kabile ve beldelerden olup Allah için birbirini seven, Allah'ı zikir için toplanan ve Allah'ı ananlardır. (Heysemi/10,77)
BİR MÜSLÜMAN'I ÖLDÜREN EBEDİ CEHENNEMLİK Mİ OLUR?
Bir ayette şöyle buyurulur: "Kim bir mümini kasten öldürürse onun azabı, içinde ebedi kalmak üzere gireceği cehennemdir." (Nisa/93). Ayrıca bakınız (En'am/151; Maide/8). Cinayet büyük günahlardandır. Ahirette katil ve maktul mutlaka hesaba çekilecektir. Cinayet aynı durumda ağır bir kul hakkıdır. Ancak katilin ebedi cehennemlik olması, ayeti yorumlama noktasında tartışmalıdır. Büyük günahı küfür sayanlara göre katil ebedi cehennemliktir. Ancak ekseriyeti temsil eden İslam âlimlerine göre, kişi cinayeti meşru saymadıkça kâfir olmaz ve ebedi cehennemde kalmaz. Aslında ebedi cehennemi hak eden bir fiil işlemekle beraber imanı olduğu için cehennemde ebedi kalmaz.
Fetva verirken neye dikkat ediliyor?
Din bir emanettir. Din adına konuşulan her şey, atılan her adım, verilen her fetva, ahiret âleminde elbette teraziye getirilecektir. Kişi bu nedenle din konusunda konuşurken çok temkinli ve ölçülü olmalıdır. Fetva veren kişi, sorulan soruya göre önce Kur'an-ı Kerim'e ve sahih hadislere bakar. Bu arada büyük âlimlerin söz konusu olayla ilgili görüşlerini inceler. Fetva isteyenin durumunu da göz önünde bulundurup ona göre -nefsani davranmadan, çıkar gözetmeden, kimsenin övgü veya yergisine aldırmadan- gereken görüşü söyler. Fetva elbette bir emanettir. İnsanlar verilen fetvayla herhangi bir hususu helal veya haram olarak algılıyor. Bu nedenle fetvada Allah'ın hakkı, kulun hakkı ve ammenin hakkı devreye girer. Fetva Allah için verilmeli. Şahsi kanaatini Kur'an'ın, sahih hadislerin veya muteber İslam âlimlerinin üzerinde sayan bir kişinin fetvasına itibar edilmez. Fetva verecek kişilerin dini alanda tecrübe sahibi, yetkin, kaynakları bilen bir nitelikte olması gerekir. Aksi halde din adına söylenecek her söz mahşerde kişinin önüne gelir.
Akşam namazında imama 3. rekâtta yetiştim. Sadece son rekâtı hocayla kıldım. Geri kalanı nasıl kılacağım?
Bu durumda siz bir rekâtı hocayla kılmış oldunuz. İki rekâtı da kendi başınıza kılmalısınız. O da şöyle olur: Hoca selam verince "Allah-u Ekber" diyerek kalkarsınız. Bu sizin için kılmadığınız ilk rekât yerine geçer. Birinci rekâtta Sübhaneke, Euzu Besmele, Fatiha ve zammı sure okuyup rükû ve secde yaparsınız. Sonra oturup Tahiyyat'ı okursunuz. Sonra tekbir alıp ikinci rekâta kalkarsınız. Besmele, Fatiha ve zammı sure okuyup oturur sonra Tahiyyat ile selam verirsiniz.
Bir hadis
Resulullah (SAV) şöyle buyurdu: "Kim bir Müslüman kardeşinin gıyabında onun izzet ve şerefini savunursa -gıybet edene engel olursa- onu cehennem ateşinden azat etmek Allah üzerinde hak olur."