Bir arkadaşımla karşılaştık. Kendisine, "Birkaç aydır görüşemedik. Görüşmeyeli nasılsın?" dedim. Arkadaşım, "Hocam, beş yıl önceydi son görüşmemiz" diye cevapladı. "Beş yıl mı?" diye hayretle sordum. Gerçekten de 5 yılmış. 5 yıl, 5 gün gibi geçip gitmiş. Zaman hızla akıyor.
Zaman bereketini kaybetti. Zamanın bereketini kaybetmesi, kitaplarda "kıyamet" belirtisi sayılmış. Zamanı iyi değerlendiremiyoruz. Günler, takvimler öyle hızlı akıyor ki, dönüp arkaya baktığımızda birçok şeyi değerlendiremeden geçip gitmişiz.
Hayatımızı bir gözden geçirelim.
Pişmanlıklarla, sevinç ve gerginliklerle geçip gitmiş.
Geçmişe artık müdahale edemeyiz. Ama şimdiyi ve geleceği planlayabiliriz. Bari bundan sonra şunları yapalım:
1- Günlük Kur'an'dan bazı ayetler okuyalım. Ezberleyebilirsek küçük bir sure ezberleyelim. Meal ile tefsirine bakalım bu ayetlerin.
2- Her gün kendimize bir zikir ve özel dua edinelim. Yüce Allah'ı bol bol analım.
3- Peygamber Efendimize günlük salat ve selam getirelim.
4- Sık sık nefis muhasebesi yapalım.
5- Durumu iyi olmayan akraba ve komşularımızı arayıp onlara imkân dahilinde yardım edelim.
6- Efendimizin hadislerinden her gün birkaç tane okuyalım. Okuduğumuzu hayata uygulayalım.
7- Alışverişimizde hileden, yanlıştan uzak duralım.
8- Her işimizde dürüst olalım. Kimsenin ekmeği, emeği ve alın teriyle oynamayalım.
9- Kimseye yük olmayalım. Bilakis yükü kaldıralım.
10- Kimseye küfretmeyelim. Hakaret etmeyelim. Haset etmeyelim. Kimseyi dışlamayalım, küçümsemeyelim, hakir görmeyelim, kandırmayalım. Dedikodu etmeyelim.
11- Kendimizi insanlardan üstün ve özel görmeyelim.
12- Her bir insanın bir anne ve baba merhametiyle büyüdüğünü, bizim gibi ana rahminde 9 ay dinlendiğini unutmayalım.
13- Kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. Üstünlük para, pul, mevki, makam veya başka şeyle değil, insan olmakladır, vicdanlı olmakladır.
14- Her işimizde adaletli olalım. Hakkaniyeti gözetelim.
15- Kin tutmayalım, öfkelenmeyelim, öç almayalım. Çirkinleşen insana aynı şekilde karşılık vermeyelim.
16- Herkese güvenip hareket etmeyelim. Özellikle yeni bir iş, ticaret vs. kurduğumuzda her türlü tedbiri alalım. İyi insanlar çok olduğu gibi kötü niyetli, pusuda bekleyen insanlar da vardır.
17- Bizi aldatan bizden değildir. Bu ölçüyü unutmayalım.
18- Rüşvet, haram para, haram iş gibi müminin onurunu zedeleyen her olumsuzluktan sakınalım.
19- Namazımızı, sadakamızı ihmal etmeyelim.
20- Allah için öğüt verelim. Kötülükten ve kötülerden sakındıralım. İyiliği yaygınlaştırıp kötülüğü yok etmeye çabalayalım.
21- Ailemize zaman ayıralım.
22- Komşularımızın sıkıntılarına yardımcı olalım.
23- Hastalarımızı ziyaret edelim.
24- Dinin emir ve yasaklarını göz önünde tutalım. Günahtan gücümüz yettiğince sakınalım. Hiçbir günahı küçük görmeyelim.
25- Elimizden geldiğince abdestli olalım. Özellikle evden çıkmadan abdest alalım.
26- Her durumda duayı unutmayalım. Sadece sıkıntıda değil, iyi halde de yakarışımızı ihmal etmeyelim.
27- Kaos oluşturan, düşmanlık körükleyen, emniyeti bozan, zarar veren her davranıştan sakınalım.
28- Bilelim ki, her hesabı bozan bir karar var. Yüce Rabbimizin hayatımızla ilgili kararı. O, emrettiğinde hayat sona erer. Ona hazırlıklı olalım.
29- Ayet-el Kürsi, Felak, Nas, Fatiha gibi günlük okuyuşlarımızı ihmal etmeyelim.
30- Bir iyilik yap. Bir dua al. Bir sıkıntıyı kaldır. Bir merhamet et. Bir yetim sevindir. Bir kötülüğü engelle. Bir gönül kazan. Bir kişiyi camiye, dine kazandır. Bir kötünün kalbini iyiliğe çevir. Kısacası iyi bir şey yap. Bugün, her gün...
Elbette günlük -24 saatlik- program bundan ibaret değildir. Ama en azından bunları yaparsak şeytanın hareket alanını daraltmış oluruz.
***
İNTİHAR EDEN DİNDEN ÇIKAR MI?
İntihar büyük günahlardandır. İntihar eden günahkâr olur. Başkasını öldürmüş gibi olur. Zira can, kişiye verilen bir emanettir. Kişinin bu emaneti koruması şarttır. Ancak intihar eden kişi, intiharı helal -caiz- saymadıkça dinden çıkmaz. Kişinin günahkâr olması farklı bir şey, dinden çıkması farklı bir şeydir.
Kâbe ne demektir? Kelime anlamı nedir?
Bildiğiniz gibi Kâbe, yeryüzündeki en eski yapılardan biridir. Yüce Allah, Kâbe'yi ibadetin kıblesi, merkezi olsun diye yaptırmıştır. İlk temelini meleklerin, sonra Hazreti Âdem'in attığı ve nihayet Hazreti İbrahim ile Hazreti İsmail'in tamamladığı ifade ediliyor. Kâbe zaman zaman tamir edilmiştir, ancak yeri değişmemiştir. İslam'dan önce de insanlar Kâbe'yi kutsamışlardır. Ancak içini putlarla doldurarak asli hüviyetinden uzaklaştırmışlardır. Kâbe'ye neden Kâbe'de denildiğine gelince, o da şöyle anlatılıyor: Kâbe, "dört köşeli, küp şeklinde olan yapı" demektir (Muka'ab). Dört köşeli, kaideler üzerine oturtulmuş yüksek bina anlamına gelir.
Kumardan elde edilen parayla kurban kesilebilir mi?
Dinimize göre haram yolla elde edilen parayla sevap yapılmaz. Kurban ise sevabın ötesinde bir ibadettir. Bu hususta daha da dikkatli olmak gerekir. Bir ayette şöyle buyuruyor: "Ey insanlar! Allah temizdir. Sadece temiz olanları kabul eder. Allah, peygamberlerine neyi emrettiyse müminlere de onu emretmiştir. Allah, peygamberlere şöyle buyurmuştur: "Ey peygamberler! Temiz ve helal olan şeylerden yiyin. İyi ve faydalı işler yapın" (Mü'min/51; Bakara/168-169). Bu nedenle haramla iyilik ve sevap işlenmez. Ancak kişinin elinde haramdan elde edilmiş bir para varsa ve sahibine iade imkânı ortadan kalkmışsa, bu durumda bu paranın çok fazla muhtaç olan bir kişiye -herhangi bir sevap beklemedenverilmesi mümkün olabilir.
İmam, çorapsız namaz kıldırabilir mi?
İmamın namaz kıldırırken çorap giymesi şart değildir. Ancak imamın bulunduğu, görev yaptığı yerde diğer imamlar çorapsız namaz kıldırmıyorlarsa buna dikkat edip onlara uygun hareket etmek lazım. Hz. Peygamber (SAV) çoraplı ve çorapsız namaz kıldırmıştır. Ancak ayaklarda oluşabilecek mantar ve benzeri hastalıkların başkasına bulaşmaması için çıplak ve ıslak ayak yerine çorapla namaz kılmak daha uygundur. Camiye girerken de çoraplı olunması tercih edilir.
Tek başına namaz kılan birine uysam o namaz, cemaatle kılınan namaza dönüşür mü?
Kendi başına namaz kılan birine dışarıdan gelen biri uyup niyetini veya hareketlerini kendisine uyulan kişiye hissettirirse bu namaz cemaatle kılınan namaza dönüşür. Tabii imam olan kişinin geride kalan rekatları imamın yaptığı gibi -kılınan namazın durumuna göre- açık sesle devam ettirmesi gerekir.
***
BİR DUA (EFENDİMİZDEN)
"Allah'ım! Hamd sanadır. Senden başka ilah yoktur. Seni hamd ile tespih ederim. Ben nefsime zulmettim. Günahlarımı itiraf ediyorum. Günahlarımı bağışla. Senden başka kimse günahları bağışlayamaz. Beni güzel ahlaka yönlendir. Ancak sen güzel ahlaka yönlendirirsin. (Kötü ahlaktan ancak sen beni çevirirsin.) Beni kötü ahlaktan uzak tut. Sana döndüm. Sana itaat edip dayandım. Bütün hayır ancak senin elindedir."
HATEM DER Kİ
"Bir mezarlığa uğrayıp da oradakilere dua etmeyen ve kendi akıbetini düşünmeyen biri, hem kendine hem de oradakilere ihanet etmiş sayılır."
BİR UYARI
Safvan diyor ki: Efendimize soruldu: "Ey Allah'ın Resulü! Mümin korkak olabilir mi?" "Evet" diye cevap verdi. (Korkaklık imanına zarar vermez.) "Peki, mümin cimri olabilir mi?" "Evet" diye cevap buyurdu. (Yani böyle bir zafiyeti olabilir.) "Peki, ey Allah'ın Resulü! Mümin yalancı olabilir mi?" Bunun üzerine Hz. Peygamber, oturduğu yerden doğrulup şöyle dedi: "Hayır, mümin asla yalancı olamaz."
VEREN EL
Alan el olmak yerine veren el ol. Sevindir. Muhtaca yardım et. Düşmüşü kaldır. Tökezleyene el-ayak ol. Bela olma, belayı savuştur. Yük olma, yükü kaldır. Mağdurun yanında ol. Yedir, içir, giydir, dua et, dua al. Sıkıntıyı gider. Allah için sev ve sevdir. Muhtaca koştur. Komşunun derdine derman ol. Hz. Peygamber (SAV) buyurdu: "Veren el, alan elden daha hayırlıdır."