Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Çocuk istemiyorum. Tedbir almam caiz mi?

Çocuk doğurmak konusunda karı ve kocanın beraber karar vermeleri gerekir. Bir tarafın baskısıyla verilecek bir karar değildir bu. Eşler böyle bir karar aldıklarında hamileliği engelleyecek -geçici- tedbir alabilir. Ancak, kısırlaştırma - geri dönüşü olmayan şekildeki bir kısırlaştırma- dinen caiz görülmemiştir.
Parfüm kullanıyorum. Abdestimi bozar mı?
Parfümün abdestle herhangi bir ilgisi yok. Parfüm kullanmanız abdestinize de, namazınıza da zarar vermez.
İnsanlara artık güvenmiyorum. Günahkar mıyım?
Elbette kendilerine güvenilmeyecek, fırsatçı, kötü niyetli, istismarcı ve sahtekar insanlar vardır. Bunlar helal ve harama dikkat etmez, her şeyi menfaatlerine göre yorumlarlar. Bu doğrudur. Ama bu gerçek, insanların tümünü aynı kategoride görme hakkını bize vermez. İnsanların kötüsü olduğu gibi iyi olanları da vardır. Hatta, iyilerin sayısı kötülerden çok daha fazladır. Ama ne yazık ki, kötülerin sesi ve etkisi daha fazladır.
Hangi dinden olduğu belli olmayan birinin cenazesi ile ilgili ne yapmak lazım?
Bir ölünün İslam kurallara göre yıkanıp, kefenlenip cenaze namazının kılınıp gömülmesi için Müslüman olduğunun Müslüman olduğunun bilinmesi gerekiyor. Müslüman olmayan birine elbette böyle bir uygulama yapılmaz. Kişi kendi inandığı dinin prensiplerine göre muamele görür ve gömülür. Müslüman olmadığı kesin olarak bilinen bir insana İslami ölçülere göre muamele edilemez.
Ancak; vefat edenin hangi dine mensup olduğu kesin olarak bilinemiyor ve hatta yaşadığı ortam itibariyle Müslüman olma ihtimali ağır basıyorsa, başka bir din mensuplarınca da cenazesi sahiplenmiyorsa, bu durumda manevi bir sorumluluktan kurtulmak için o cenazenin namazının kılınmasından sonra Müslüman mezarlığına gömülmesi uygun olur. Maliki mezhebinin olaya bakışı böyledir.
Bu uygulamayı yapmanın sebebi, ölünün Müslüman olma ihtimalinin ağır basmasındandır. Müslüman ölünün üzerimizde önemli hakkı vardır. Bu haklar; yıkanma, kefenlenme, cenaze namazının kılınması ve Müslüman mezarlığına gömülmesidir. Bu uygulama ile bu hakkı yerine getirmiş oluyoruz.
Kabirde sorgulanacak mıyız? Azap var mı?
Mümin suresinin 45-46. Ayetleri Kabir azabının varlığını gösteriyor. Bu ayette, Hz. Musa dönemindeki firavun ve ailesinin şu anda kabir azabını çektiği belirtiliyor. Ayetin meali şöyledir;
Allah onu (Hz. Musa'yı) onların hilelerinin kötülüklerinden korudu. Firavun ailesini, azabın en kötüsü kuşattı. Öyle bir ateş ki, onlar sabah-akşam ateşe sunulurlar. Kıyametin kopacağı gün de "Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun" denilecektir.'
Bu ayeti kerime mezardaki azap ile kıyametteki azabı birbirinden net olarak ayırıyor. Firavun ve ailesinin şu anda azap gördüğünü belirtiyor. Bu açık apaçık dururken kabir azabı inkar edilemez.
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): 'Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur.' Buyurmuştur. (Tirmizi, Kıyamet, 26; Ahmed bin Hanbel, Müsned)
Tevbe 101, Tur, 47, Enam 93. Ayetler de kabir azabıyla yorumlanmıştır.
Kabir suali hakkında sahih hadisler vardır. (Müslim, cennet, 73; Nesai, cenaiz, 114, Tirmizi, Tefsir, 14) Bu hadisler İbrahim suresinin 27. Ayetine tefsir olarak söylenmiştir.
Mezardaki sorgulanma, kıyametteki sorgulanmaya engel oluşturmaz. Mezardaki sorgulama belli hususlarda olacaktır. Kıyamet sorgulanması ise nihai kararın verildiği, kapsamlı, defterlerin verildiği son sorgulamadır.
Kurbağa eti yenir mi?
Bilindiği gibi deniz ürünlerinin eti yenilebiliyor. (Maide, 96. Ayet) Kurbağanın sadece karada yaşayanları deniz ürünü sayılmaz ve eti yenmez. Ancak denize-suya bağlı yaşayan kurbağanın durumu farklıdır. Bazı İslam alimleri, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in kurbağayı ilaç niyetiyle öldürmeyin (Ebu Davud, 3871) hadisini delil göstererek kurbağanın her ne olursa olsun öldürülemeyeceğini belirtmişlerdir. Bunlara göre kurbağanın eti de yenmez.
Ancak bazı alimler: 'Deniz ürünleri size helal kılındı' (Maide, 96) ayetini delil gösterip denizde kurbağanın da yenebileceğini söylemişlerdir. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in yasaklamasını ise, ilaç niyetiyle telef edilmesini yasaklama şartına bağlamışlardır.
İbn Hacer de; Kurbağanın öldürülmesinin haram olduğu kanaatindedir. Ahmed bin Hanbel de aynı kanaattedir. Büyük alimlerden Şebi de kurbağa etinden sakındırmıştır.
Yine İbni Hacer; Malikilerin kurbağayı - kesilmeden, balık gibi - ölmesi halinde yenebileceği kanaatini ifade eder.
Sonuç itibariyle; kurbağaya tamamen deniz ürünü gibi bakmak zordur. Zira hem karada ve hem de denizde yaşayabiliyor. Efendimizin öldürülmesini yasaklamasını da göz önünde tutarsak, etini yemekten kaçınmak lazımdır.
Evime gelen misafirime, istemesi halinde içki ikram edebilir miyim?
İçki kesin bir şekilde haram kılınmıştır. İçkiyle ilgili; üretmek, içmek, ikram etmek gibi bütün faaliyetler haram kılınmıştır. Bu nedenle de misafirinizin sizden içki istemesi ne kadar haram ise, sizin onun isteğine uyarak ona içki ikram etmeniz de o kadar haramdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA