Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Sorular

1- Evlendiğimde eşime şiddet uygulayacağıma dair güçlü bir his var içimde. Sizce evlenmeli miyim?
Evlendiğinizde eşinize veya çocuklarınıza şiddet uygulayacağınız kanaati ağır basıyorsa bu durumda evlenmeniz doğru olmaz. Kendinizi hazır hissedinceye kadar evliliği erteleyin. Çünkü eşinize ve çocuğunuza şiddet uygulamak haramdır ve kul hakkıdır. Bu hissiyatınız değişir de evlenmeye hazır hale gelirseniz evlenebilirsiniz. Aksi takdirde evlenmeniz doğru olmaz.
2- Annem ve eşim anlaşamıyorlar.
Hanginden yana olmalıyım. Ne yapmalıyım?
Anneniz sizin için çok önemlidir.
Eşiniz de öyle. Annenin yeri ayrı, eşin yeri ayrıdır. Siz anneniz ve eşiniz arasındaki anlaşmazlıklarda adil olmaya gayret ediniz. Kendinizi herhangi birinden yana olmak zorunda hissetmeyiniz.
Annenize düşen; gelinine sevgi ve anlayış göstermek; eşinize düşen ise, saygı ve merhamet göstermek olmalıdır.
Belki eşinizin yanında annenizin onu çok övdüğünü; annenizin yanında ise eşinizin onu çok övüp sevdiğini söylerseniz kalplerini yumuşatabilirsiniz. Unutmayın ki eşiniz ve annenizin ortak önemsediği kişi sizsiniz. Siz temkinli, akıllı, ölçülü ve adaletli olursanız mutlaka orta yolu bulursunuz.
Onları uzlaştırırsınız.
3- Namazdayken aklıma dünyalık şeyler geliyor. Namazı bırakayım mı? Bu namaz kabul edilir mi?
İçimizden namazda aklına bişeyler gelmeyen hiç kimse yoktur herhalde.
İnsanız. Masum değiliz. Zafiyetlerimiz var. Eksik ve hatalarımız var. Zaman zaman şeytana mağlup oluyoruz.
Zaman zaman da şeytanı mağlup ediyor, istediğinden onu mahrum ediyoruz.
Bu nedenle de namazdaki vesvese ve başka şeylerle uğraşı, şeytanın kalbimize attığı bir anlık gaflettir. Hemen Allah'a sığınıp namaza dönmek lazım.
Bu hallerin hiç biri namazınızdan vazgeçmenizi gerektirmez. Zaten şeytanın istediği de bu sonucu almaktır.
Namazınıza devam ediniz. Namazınız Allah katında makbuldür.
4- Allah'a inanıp dine inanmazsam durumum nedir?
Allah'a inanıp da dine inanmazsan;
Allah'a da inanmamış olursun.
Zira Allah, yarattığı insanlardan elbette bir şey istiyor. Dünyayı doğru ve düzgün yaşamak, yaratanın kuralarına inanmak ve yaratıcıya ihanet etmemek.
Bu durumda siz Allah'ın bu haklarının tümünü red ediyor ve kendinize göre bir Allah profili çiziyor ve kabul ediyorsunuz.
O inandığının adı 'Allah' değil, kendi hayal dünyanızın sınırlarını çizdiği boş bir kuruntudur. Allah'a inanıp da peygamberlere ve dinlere inanmayan Allah'a inanmış olamaz. Bu inancınızın size hiçbir faydası yoktur. Bu nedenle de böyle boş kuruntu ve hayallerden vazgeçip sıfatları Kur'an'da belirtilen Yüce Allah'a ve O'nun peygamberine teslim ol.
5- Ezan okunurken konferansta konuşmaya devam etmek doğru mu?
Ezan İslam'ın şiar, yani sembollerindendir.
Ezan okunduğunda umumi yapılan konuşmayı kesip ezanı dinlemek uygun olandır. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. 'Ezanı duyduğunuzda müezzinin dediği gibi deyiniz' (Müslim, salat, 7) İslam alimlerinin bir kısmı ezanı dinlemenin vacip, yani şart, bir kısmı da hoş görülen bir sevap - müstehab- olduğunu söylerler. Bütün bunların dışında namaza çağıran bu önemli ilanın, yani ezanın cami, cemaat, ve iinsanımızın üzerindeki manevi mehabetinden dolayı okunurken dinlenmesi edebin, adabın, Müslüman olmanın bir gereğidir. Ezan okununca konferansçının cami dışındaki hatibin veya konuşmacının susup, bitmesini beklemesi doğru olandır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA