Hz. Peygamber (s.a.v.) Medine'ye geldi.
İslam'ı anlatmaya dini yaymaya başladı. Bir anda Efendimiz'in (s.a.v.) etrafı O'na hayran ve O'na itaat edenlerle doldu.
Medine'de hatırı sayılır sayıda Yahudi-Musevi de vardı. Onların en önemli ve saygın âlimi ise 'Abdullah bin Selam' isimli Tevrat bilgini bir din adamıydı.
Abdullah bin Selam diyor ki; "Ben de onu merak ettim.
Bir yakından tanıyayım dedim. Bulunduğu yere geldim.
Kendimi tanıtmadım.
Baktım konuşuyor.
Sözlerine dikkat ettim.
Neler anlatıyor diye; 'Selamı yayın. Açları doyurun.
Misafiri ağırlayın. Komşuyu incitmeyi. Herkes uykudayken namaz kılın' diyordu.
Sözü tatlı ve güzeldi. Yüzüne baktım. Yüzü gördüğüm yüzlerin en güzel ve tatlı olanıydı.
Kendi kendime şöyle dedim: Vallahi bu yüzden ve bu yüzün sahibinden yalan söz çıkmaz. Ve Müslüman oldum.' Abdullah bin Selam daha sonra hayatı boyunca İslam'a hizmet etti.