Bu depremde şahsım adına edindiğim en önemli derslerden biri sivil toplumun önemidir. Böylesi büyük bir felaketin ardından birçok sivil toplum örgütünün sahaya nasıl yayıldığını ve ne kadar çok iş yaptığını hayranlıkla izledim.
Bunların tabii ki hepsi AFAD'la ilişkili ve akredite edilmiş kuruluşlar. Ama bildiğim kadarıyla yukarıdan aşağı yönetilmiyor bunlar. Olması gereken de bu. Çünkü devletin zaten kendine has devasa bir örgütlenmesi var. Bunun yanında insani yardım dernekleri daha ensek bir modelle hareket etmenin avantajını yaşıyor olabilir. Tabii ki AFAD'dan koordinasyon alıyorlar fakat merkezi ve geniş kapsamlı kararlar oluşturulana kadar da sahaya hızla yayılma şansına sahip oluyorlar.
Ama ben bunun yanında biraz daha ara kategoride sivil bir örgütlenmenin yapılması ve devletin bunu örgütlemesi gerektiğini düşünür hale geldim. Bir yandan devlet bir yandan tamamıyla sivil inisiyatif sahada çalışıyor. Ama bu iki yöntemin arasında devlet ile sivil toplumun beraberce hareket edebilmesini sağlayan bir acil durum modeli de üretmek mümkün.
Kastettiğim şey devletin bir nevi gönüllü sivil toplum örgütlenmesine öncülük etmesi. Bir tür seferberlik durumu gibi. Her şehirde, her mahallede ve her sokakta devlet gönüllülük ilkesi çerçevesinde bir çağrıya çıkıp katılımcılara çeşitli eğitimler verebilir. AFAD bu tür eğitimler zaten veriyor bildiğim kadarıyla. Ama bunu çok daha genişletmek mümkün.
Özellikle şu sıralar büyük bir talep olabileceğini tahmin ediyorum. Zira birçok örneğini gördüm. Mesela Hatay'da arama kurtarma faaliyetlerine katılan Mersin'den gelmiş ve aslında hiçbir eğitimi olmayan genç gönüllüler birkaç günün içinde ciddi bir uzmanlık geliştirmişti. Ama bu ve benzeri gençler daha önceden belli alanlarda eğitim almış olsa ve deprem zamanı cep telefonlarından kendilerine çağrılar gelseydi ve ona göre belli noktalara hareket etselerdi çok daha başarılı olabileceklerini düşünüyorum.
Gündelik yaşamın içerisinde hepimiz sivil toplum kuruluşlarına üye olup o kuruluşların içerisinde görev alamıyoruz. Ama AFAD tarafından koordine edilecek bir sivil savunma seferberlik uygulamasına gönüllü katılacak milyonların olduğunu da düşünüyorum. Bu milyonlar en azından eğitim alsa, hepsi afet zamanında çalışmalara katılamasa bile yüz binlercesinin çağrıya karşılık verebileceğini ve çok daha bilinçli biçimde hareket edebileceğini düşünüyorum.
Görülen o ki maalesef deprem bu toprakları terk etmeyecek. Bu mantıkla toplumsal ve sivil bir seferberlik başlatmak hiçbir şeye hizmet etmese bile bilinç geliştirmeye hizmet edebilir. Sivil toplum örgütleri dışındaki sivil, bireysel ve gönüllü katılım ancak böylesi bir devlet koordinasyonu çerçevesinde sağlanabilir. Şahsen hayati bir faydası olacağını düşünüyorum.