Ruslar Libya'ya 14 uçak sevk ediyor. Sorsanız bunu yapan Wagner şirketidir. Ama işin aslı tabii ki böyle değil. Rusya Wagner'i bir paravan olarak kullanıyor. Karada çarpışan askerler de bu sevk ettikleri hava gücü de Rus devletinin ta kendisidir. Ama günümüzde bu tür iç savaşlar vekalet savaşları halinde yürütüldüğünden özel askeri şirketlerle iş yapmak çok daha avantajlı. Ruslar da bu avantajı sonuna kadar kullanmakta kararlı.
Amerika'nın dünya siyasetine ve özelde de Ortadoğu'ya yönelik ilgisinin zayıflamasının doğrudan bir sonucu Rus yayılmacılığı halinde kendini gösterdi. Suriye'den sonra şimdi de Libya'da Rusya ile karşı karşıya gelme ihtimalimiz çok yüksek. Serrac hükümetinin alan kazanması ve Hafter'in kaybetmesi bütün Libya oyununu değiştirdi. Rusya şimdiye kadar biraz daha örtülü bir konumdaydı. Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi aktörlerin ardından sahneyi yönetmeye çalıştığını söyleyebiliriz. Fakat özellikle Türk İHA/SİHA teknolojisinin devreye girmesi ve istihbarat operasyonları bu ülkelerle Türkiye'nin nüfuz alanının kırılamayacağını gösterdikçe Rusya sahneye daha açıktan girmeye başlıyor.
Rusya için bunun en kestirme yolu hava kuvvetlerini devreye sokmak. Suriye'de özellikle hava sahası kontrolünü ele geçirince Rus destekli rejim güçlerinin kazanmaya başladığını gördük. Şimdi aynı senaryo burada da sahnelenmek isteniyor.
Bu konuda uyanık olmak lazım. Amerikalıların ve diğer Batılı ülkelerin bu anlamda Türkiye'nin yanında durmayacağını hepimiz biliyoruz. Gerçi Amerikan tarafı Türkiye'nin pozisyonunu destekler görünüyor ama biz Suriye'de bunların içinin boş olduğunu hep gördük. Bu nedenle Libya'da her ne yapıyorsak bunu kendi kapasitemiz çerçevesinde yapacağımız ortada. Dolayısıyla planlamayı da buna göre yapmak lazım. Öncelikle Türkiye'nin Libya'daki stratejik hedeflerini iyi belirlemek ve ona göre pozisyon almak gerek. Hepimiz Libya'nın tek bir bütün halinde ve Türkiye'ye yakın Serrac yönetiminde devam etmesinin en tercih edilir sonuç olduğunu biliyoruz. Ancak özellikle Libya gibi bir coğrafyada kısa ve orta vadede bu sonucu elde etmenin de çok mümkün olmadığı ortada. Bu nedenle stratejik olarak Serrac hükümetinin kendi etki alanını en azından Sirte'ye kadar güvence altına alması gerekecektir. Bu bölgeleri kontrol etmek için de hem hava üslerini acilen tahkim etmek hem de aşiretlerle sağlam anlaşmalar üretmek lazım. Bu ikisi Libya'nın geleceğinde kilit rol oynayacak diyebiliriz.
Suriye'de olduğu gibi Libya'da da uzun dönemli bir sürecin açıldığını akıldan çıkarmamalı. En düşük maliyet ve maksimum fayda zihniyetine uygun bir planlama Türkiye'nin Libya ve Doğu Akdeniz hedeflerini koruma altına alabilir. Kısa sürede ve nihai bir çözüm üretilebileceği inancına kapılmamak lazım. İçinden geçtiğimiz günlerde önemli olan tek ve nihai zafer değil alan kontrolünü sağlamaktır.