Hayat yavaş yavaş normale dönecek. İlk adımları atılıyor. Ancak çok dikkatli olmak zorundayız. Tüm süreci böylesine başarılı yürüttükten sonra bir çuval inciri berbat edemeyiz. Bu kadar kısıtlamaya katlandıktan sonra her şeye yeniden başlamayalım. Böylesi bir ekonomik maliyeti de üstlendikten sonra yenilerini eklemeyelim. Nasıl olsa rakamlar düşüş eğilimine girdi diye tedbirleri salmak çok tehlikeli. Bizi bir anda geriye götürür. Bunca yaptığımızın da bir anlamı kalmaz.
Ancak kontrollü bir biçimde de hayatın normale dönmesi lazım. Sağlıkçılar virüsün etkinliğinin kırılması için mayıs sonunu işaret ediyor. Eğer biz de dişimizi sıkar ve bayram sonuna kadar idare edebilirsek çok daha güvende oluruz.
Bu süreç geçtikten sonra en önemli meselemiz ekonomi olacak. Ülke ekonomisi tam toparlanmaya başlamışken salgınla karşılaşmak büyük bir talihsizlik. Halbuki ülkede ilk defa şişirme değil gerçek büyüme rakamları ortaya çıkıyordu. Faizler düşüyordu. Gerçek üretim ekonomisinin yolu açılıyordu. IMF planlarıyla on yıllarca dış para akışına mahkûm edilen, kolay paraya alıştırılan ve buna karşılık bağımsızlığını feda eden Türkiye büyük bir mücadelenin içerisinde. Uluslararası ortam da buna uygun. Bildiğimiz anlamdaki neo-liberal ekonominin küresel sürdürülebilirliği özellikle salgın sonrası ciddi sorunlarla karşılaşacak. Ülkeler daha fazla içe kapanmacı ve daha fazla kendi kaynaklarına güvenir olacak. Bu dünya ekonomisinde de ticaretin zayıflaması nedeniyle bir daralma yaratabilir. Ama bu salgın liberal kar üretiminin arzulanacak tek değer olmadığını gösterdi. Belki daha az kar ama daha fazla sağlık hizmeti veya daha fazla yerli üretim mantığı her ülkede yaygınlık kazanabilir.
Türkiye zaten bu yolda. Biz dünya siyasetinin yeni şartlarını salgın sırasında değil daha önce keşfettik. Suriye'de yaşadığımız yalnızlaştırma bize hiçbir şey öğretmediyse müttefiklerimize güvenemeyeceğimizi öğretti. Müttefiklerimizin ödemesini dahi yaptığımız silahların teslim edilmeyebileceğini öğretti. En kritik günlerde Patriotlar'ın ülkeden çekilebileceğini öğretti. Rusya ve Amerika'nın beraberce Suriye'de Türkiye'yi sıkıştırmayı deneyebileceğini öğretti. İHA/SİHA teknolojisinde başka ülkelere güvenilemeyeceğini öğretti.
Ne yaptık? Adım adım hepsine çözüm ürettik. Kendi işimizi kendimiz yapmaya alıştık. Tek taraflı bağımlılık ilişkisini reddettik. Ekonomik olarak da böyle bir savaşı başlatmak zorundayız. Salgın günlerinin sonunda bağımsız ve güçlü bir ekonomi Türkiye'nin en büyük kazancı olur. Belki biraz zarar ederiz ama güvende oluruz.