Son iki gün. Ya çekip gidecekler ya da biz temizleyeceğiz. Bazı çekilme görüntüleri var. Ancak bir taraftan da PKK'nın kuzeye yığınak yaptığına dair dedikodular da geliyor.
Kesin olan şu. ABD gidiyor. PKK tabii ki direnmek ve her türlü zorluğu çıkarmak isteyecektir. Öncelikle çekilmeyi dar anlamıyla yorumlamaya çalışacaklar. Sadece 120 kilometrelik cepheden çekilme olarak sunmak isteyecekler.
Halbuki ABD ile varılan uzlaşı Türkiye'nin tüm sınır bölgesini kapsıyor.
Buna rağmen örgüt elinden geldiğince bunu inkâr etmeye çalışacak.
O zaman da askeri operasyonun çok daha uygun bir zeminde yeniden başlamasına şahitlik ederiz. Bu kez Türkiye hem doğuya hem de batıya doğru olan ilerleyişini yeniden başlatır.
Karar onların. Eğer çok arzu ederlerse büyük sayılarda teröristi temizlemek Türkiye'nin üşeneceği bir yöntem değil.
Trump'ın bu kez eli çok daha rahat olur.
Hem kamuoyu baskısına hem de bürokratların ayak sürümesine karşı eli daha güçlü hale geldi.
Sorunsuz olacak demek kolay değil ama operasyonun ilk günlerinde olan yoğun baskı çok daha zor kurulur.
Bu da Türkiye'ye temizlik için gereli zaman ve zemini sağlayacaktır.
Öte taraftan bu çekilme işlemi en temiz haliyle gerçekleşse dahi çatışmaların bütünüyle kesilmesini beklememek lazım. Örgüt öyle veya böyle bütünüyle çekilse bile Türkiye'ye yönelik terör eylemlerine ara vermeyecektir.
O nedenle askeri operasyonun her halükârda biraz daha süreceğini öngörebiliriz.
Eğer PKK topyekûn bir çatışmaya yönelecek olursa ABD desteğini bütünüyle kaybetme ihtimaliyle karşı karşıya kalabilir.
Dolayısıyla uygulayacağı terörün de bir sınırı var.
Ben henüz örgütün ABD desteğini bırakıp Rusya ve rejime yanaşma fikrine çok yakın olduğunu düşünmüyorum. Sadece çok sıkıştığı anlarda belli bölgelerde rejime yaklaşacaktır. Ancak kapsamlı bir işbirliği için henüz çok erken.
Zaten rejim ve Rusya'nın da bunun üzerine atlayacağını düşünmemek lazım. Askerî açıdan çok ihtiyaç duyacağı için rejim PKK'yı içine dahil etmek isteyebilir. Fakat bu o kadar da kolay değil.
Böylesi bir yapı üzerinde tam kontrol sağlayamayacağını bilir.
Ama her halükarda Türkiye'ye karşı bir denge unsuru olarak kullanma ihtimali çok daha yüksek.
Tabi bunun kararını rejim değil Rusya verecek.
Eğer Rusya tüm Suriye'yi ele geçirmek gibi bir hayalin peşine düşerse o zaman örgütle yakınlaşmasını bekleyebiliriz. Ama bu Türkiye'yi bütünüyle kaybetmek ve Suriye iç savaşının ilk evresine dönmek anlamına gelir.
Rusya şimdiye kadar elde ettiklerini tehlikeye atabilir? Atabilir. Ancak Putin'in şimdiye kadarki performansına bakacak olursak böylesi bir hata yapmaktan kaçınacağını da söyleyebiliriz.
Salı günü Erdoğan ve Putin arasındaki görüşmeden umutlu olmak için yeterince sebebimiz var.
Türkiye ve Rusya arasındaki karşılıklı ilişki oldukça kritik testlerden geçmeyi başardı. Bunu da başarabilirse iki tarafın da kazandığı bir uzlaşı çıkabilir.