Etnik teröre karşı ilk defa ciddi bir sivil direniş doğuyor.
Anneler başta olmak üzere PKK ve HDP'den rahatsız olan insanlar evlatlarını terörün elinden kurtarmak istiyor.
"Batsın Kürdistan davanız" diyebiliyor.
Hakkari'de, Şırnak'ta, Van'da kitlesel gösteriler yapılıyor.
Türkiye'nin geleceği ve terörle mücadele adına altın bir fırsat.
Peki nasıl oldu da böylesi bir imkân doğdu? Daha önce neden böylesi tepkiler göremedik de şimdi görebiliyoruz? Cevap çok net. PKK'nın bölge insanı üzerindeki baskısı eriyor. Bölgede hendek Operasyonlarından bu yana sağlanan güvenlik ortamı ve tesis edilen kamu otoritesi insanların cesaretini artırıyor. PKK zayıfladıkça HDP ve PKK'dan farklı düşünen insanlar özgür şekilde konuşabilir hale geldi.
Bu demek değil ki tüm teröristler zorla PKK'ya katılıyordu.
Bu demek değil ki bölgede PKK'ya destek verenler yok.
Aksine maalesef hâlâ PKK'yı sonuna kadar destekleyen yoğun bir kitle olabilir. Ancak farklı düşünen insanlar daha önceki şartlar altında seslerini çıkaramazdı.
Bilen bilir. Bölgede PKK terörü öylesine bir korku iklimi yaratır ve o korku iklimi sayesinde öylesine bir tek sesli dünya kurar ki, bırakın eleştiri dile getirmek, düşünmek bile ürkütücüdür.
Devlete rağmen bir terör örgütünün nasıl bu kadar baskı kurabildiğine hayret edebilirsiniz.
Ama etmeyin. Çünkü devlet meşru kurallar içinde hareket etmek zorunda olan bir yapıdır. Terörün sınırı ve insafı yoktur. Devlet en fazla sizi hapse atar. Teröristler tüm ailenizi katledebilir. Bu şartlar altında vatandaşın birinci korkusu terör örgütü olabilir. Vatandaş örgütten nefret etse dahi sesini çıkaramaz.
Daha da ilginci kırk yılı aşkın bir süredir bölgeye korku salan örgüt insanların alternatifleri düşünme fırsatını bile elinden alır.
On yıllara yayılan bir korku iklimi zaman içerisinde umutsuzluk nedeniyle kendine has bir rıza üretir. Totaliter tavırlara maruz kalan halk yaratılan tek sesli iklimin içinde kaybolur.
Alternatifleri düşünmek bile imkânsız hale gelir. Baskı içselleştirildikçe doğalmış gibi görünür ve norm halini alır.
Ancak bu zora ve şiddete dayalı bir korku hakimiyeti olduğundan güvenlik şartları oluştuğunda yavaş yavaş sesler yükselir. Bugün hem yurtiçi hem de yurtdışı operasyonlar sayesinde PKK'nın saldırı kapasitesi büyük oranda çökertildi. Sıfıra hiçbir zaman inmeyebilir ancak sistematik saldırı kapasitesini yitirdiği müddetçe bölgedeki vatandaş üzerindeki hakimiyetini de kaybediyor.
Teröre karşı bir sivil direniş ve uyanış başlatmanın altın kuralı öncelikle asayişi sağlamaktır. Devlet vatandaşın çarşıya, pazara, okula ve hastaneye korkusuzca gidebilmesinin yolunu açarsa vatandaş da teröre karşı direniş gösterebilir. Terör ancak korku iklimi son bulduğunda kaybeder.