"Kızgın demiri soğutalım" diyoruz. Ortam zaten gergin. Milletin canı burnunda. Ama olmuyor. Birileri sürekli her türlü fay hattını kaşımanın peşinde.
Dile bakarsanız herkes pek bir barışçı pek bir uyumlu.
Ancak bu dilin altında yoğun bir öfke var. Kemal Kılıçdaroğlu katıldığı şehit cenazesinde bir saldırıya uğradı.
Allah'tan daha kötü bir sonuç çıkmadan durum kontrol altına alınmış.
Başta hükümet yetkililerinin gayretiyle Kılıçdaroğlu o hengamenin içinden çıkarılmış. Allah muhafaza daha kötü bir sonuçla da karşılaşabilirdik.
Toplumun büyük kısmı şiddet kullanımına dair zaten gerekli açıklamaları yaptı. Kimse şiddeti savunmuyor. Hükümet özellikle üzerine düşen açıklamaları yaptı ve tedbirleri aldı.
Ancak CHP tarafı aynı sorumlu tavrı sergilemiyor.
Hemen ilk planda hükümeti ve devleti suçlayan açıklamalar geldi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın protestocuları teskin etmeye yönelik açıklamaları dahi bilerek çarpıtıldı. Yetmezmiş gibi Kılıçdaroğlu bu meselede daha dikkatli bir dil kullanmak yerine protestocuların hepsine "terörist" diyerek ayrımı derinleştirecek ve yangına körükle giden bir açıklama yaptı.
Evet saldırganları eleştirebilirsiniz ancak cenazede tüm kitleyi töhmet altında bırakacak terörist gibi anlam yüklü kelimeleri neden kullanırsınız?
Bu sorumlu bir davranış mıdır?
Kimse kusura bakmasın.
Doğru veya yanlış, Kılıçdaroğlu'na yönelik toplumun büyük bir kısmında öfke var. Ülke yeni bir seçimden çıkmış. Bu seçimde CHP HDP'yle örtülü bir ittifak yapmış.
Ülkeye şehit cenazeleri geliyor. Bunları PKK şehit etmiş. Böyle bir durumda şehit cenazelerinin kırılgan bir zemin olduğunu görmek lazım.
Öfke şiddeti meşru kılmaz ama siz de şiddeti körükleyecek açıklama ve davranışlar ortaya koyarsanız sizin yaptığınız da bir tür şiddet halini alır.
Kılıçdaroğlu'na yönelik bu tepkiler ilk değil. Daha önce de bazı şehit aileleri cenaze merasimlerinde rahatsızlıklarını türlü yollardan belli etmişti. Kılıçdaroğlu böylesi bir zamanda gitmemeyi tercih edebilirdi. Görülen o ki, zaten ne aileye ne de devletin resmî kurumlarına haber verilmiş. Ama bunların hepsi bir yana CHP'den gelen açıklamalar kafa karıştırmaya devam ediyor.
Kaymakamlık ısrarla haber verilmedi diyor. CHP verdik diyerek suyu bulandırıyor.
Ama anladığım kadarıyla mesele zaten gerçeği konuşmak değil resmi karmaşık hale getirmek. Öyle olunca da gerilim dinmiyor aksine yükseliyor.
Kılıçdaroğlu gerçekten kendine yönelik bir komplonun var olduğunu düşünüyorsa bence yakın çevresine baksın. Cenaze töreninde Kılıçdaroğlu figürü çökertilirken İmamoğlu figürü Maltepe'de parlatılıyordu.
Sanırım HDP ile işbirliği yapmanın bütün suçu Kılıçdaroğlu'nun sırtına yüklenip devre dışı bırakılabilir. Onun yerine İmamoğlu projesi devreye girebilir. Bunlar görmediğimiz işler değil.
Zira Kılıçdaroğlu da vakti zamanında böyle parlatılmıştı.
Görevini ifa etti ve şimdi kenara itiliyor. Biraz spekülatif diyebilirsiniz ama bence olan budur.