Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HALİT YEREBAKAN

Canımız çok yandı!

Yaşadığımız en büyük felaketlerden biri şüphesiz bu deprem. Kurtarma çalışmalarında ilk günler çok önemli, adeta zamana karşı bir yarış söz konusu. Evet hızlı davranılması gerekiyor ama bilinçli bir şekilde. Enkaz altında kalanlar için başta kan kaybı ve vücudun susuz kalma riski her geçen dakikayı önemli kılıyor. Bununla birlikte mevsimin kış olması da bir dezavantaj

Hafta başında ülkece çok büyük bir felaket yaşadık. Bir yandan kaybettiğimiz binlerce kardeşimize üzülürken bir yandan da hayatta kalanlara yardımcı olabilmek için kimimiz deprem bölgesinde kimimiz yardım toplama alanlarında canla başla çalışıyoruz. Hem psikolojik hem de fiziksel olarak oldukça zor günler yaşıyoruz, bir süre daha yaşayacağız da. Bu yarayı sarmak, incinmiş bir kolu sarmak kadar kolay değil maalesef. Elbet bu günleri de geride bırakacağız ama önce acımızı yaşamamız, yasımızı tutmamız ve bunları yaşarken özellikle depremzedeler için elimizi taşın altına koymamız gerek.
Kolay değil, bu felaket doğrudan ya da dolaylı olarak milyonlarca kişiyi etkiledi. Hâlâ yakınlarından haber alamayanlar var. Enkaz altında kalan ailelerine ulaşmak için elleriyle betonları kaldırmaya çalışanlar gördük. İnanın bu hiç kolay değil.
Kurtarma çalışmalarında ilk günler çok önemli, adeta zamana karşı bir yarış. Enkaz altında kalanlar için başta kan kaybı ve vücudun susuz kalma riski her geçen dakikayı önemli kılıyor. Bununla birlikte mevsimin kış olması da bir dezavantaj. Evet hızlı davranılması gerekiyor ama bilinçli bir şekilde. Birini enkazdan karga tulumba çıkarmak onun hayatını kurtarmayabilir, tam tersine hayatını riske atabilir.
Bu tür durumlarda panik yapmamak çok önemli. Arama kurtarma ve ilk yardım eğitimi almış kişilerin işlerini yapmalarına izin verilmeli. Zira onlar ciddi yaralanmalara nasıl müdahale edeceklerini biliyor. Enkaz altında kalmış birinin ciddi bir omurga zedelenmesi yaşaması olası. Bilinçsiz bir kurtarma kişinin felç kalmasına neden olabilir hatta yaşama şansını yok edebilir.
Yaşadığımız en büyük felaketlerden biri şüphesiz bu deprem. Bundan önceki sürece bakacak olursak dünyayı etkileyen bir pandemi yaşadık, yine ülkemizde korkunç sel ve yangın felaketleri yaşadık. Ve tüm bunları son 3 yıl içinde yaşadık. Özellikle bu felaketlerden doğrudan etkilenenlerin ciddi travmalar yaşadığını tahmin edebiliyorsunuzdur; aslında tahmininizden çok daha fazlası var.




YETER Kİ YALNIZ OLMADIKLARINI BİLSİNLER
Kişinin travma sonrası stres bozukluğu geliştirip geliştirmediğinin belirlenmesi ve tedavisi zaman gerektirir. Yetkililer şimdiden bu durumu göz önünde bulundurup gerekli destek için planlama yapmaları ve süreci başlatmaları gerekir. Toplum olarak da elimizden geldiğince depremzedelere destek olmak boynumuzun borcu. İşin yeme-içme ve barınma gibi temel gereksinimleri de evet çok çok önemli ama uzun vadede depremzedelerin manevi desteğe çok büyük ihtiyaçları var. Bir gecede yerle bir olan hayatları var depremzedelerin ve yapacağınız küçücük bir iyilikle hayatlarını yeniden kurmalarına yardımcı olabilirsiniz. Yeter ki yalnız olmadıklarını bilsinler.




DEPREMZEDELERİ
AĞIRLAYABİLİRSİNİZ
Bir vatandaş olarak yapabileceklerimize gelirsek... Afet bölgesine gitmek isteyebilirsiniz ama mutlaka yetkili kurumlarla iletişime geçerek hareket edin. İnsan gücüne ihtiyaç olup olmadığını öğrenin. Aksi taktirde hem kendinizi hem de bölgedeki görevlileri zor durumda bırakabilirsiniz. Bulunduğunuz yerde yetkili kurumlarla koordineli bir şekilde yardım toplama çalışmalarına katılabilir, büyük araçlarınız varsa sevkiyat sağlayabilir, boş eviniz veya evinizde yeterli alan varsa depremzede ağırlayabilirsiniz. Yine kan bağışında da bulunabilirsiniz, ancak bunun için de kan ihtiyacının olup olmadığına dair yapılan bilgilendirmeleri takip etmenizde fayda var.



TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU
Doğal afetlerin geride bıraktığı yıkımın üstesinden gelmek, telafi etmek işin en kolay kısmı. Zor olan, etkisi onlarca yıl devam edecek olansa felaketi yaşayanların ruh sağlığına gelen yıkım. Bu tür çoklu travmalardan sonra 'travma sonrası stres bozukluğu' potansiyeli oldukça ciddi bir artış gösteriyor.
Travma sonrası stres bozukluğu insanların terör saldırısı, araba kazası, cinsel saldırı ve doğal afetler gibi şiddetli ve yaşamı tehdit eden bir olay yaşamalarının ardından geliştirdiği bir akıl sağlığı sorunudur. Bu yaşadığımız felaketin ardından da çok sayıda travma sonrası stres bozukluğu vakası ortaya çıkacaktır.
Çoğu insan aslında dirençlidir ve travmaların üstesinden gelebilir ancak özellikle depremi birebir yaşamış kişilerin büyük bir kısmı bundan sonraki süreçte güvenli bir yerde olsalar dahi rahatlayamayacak. Yeniden deprem olacağı, enkaz altında kalacakları korkusunu yaşayacaklar. Geçmişi hatırladıklarında, hatırladıkları güzel anılar olsa bile (muhtemelen o anıları yaşadıkları yerler artık enkaz yığını olduğu için) iyi hissedemeyecekler. Kabuslarında aynı korku dolu anları tekrar tekrar yaşayacaklar.

BİLMEDİĞİNİZ KİŞİ VE KURUMLARA BAĞIŞ YAPMAYIN
Maddi bağışta bulunmak isterseniz kesinlikle tanımadığınız kimselere elden ya da bilmediğiniz internet siteleri üzerinden ödeme yapmayın. Bağış yapacağınız kurumun resmi internet sitesi üzerinden gerekli bilgilere ulaşın ve gerekirse kurumlarla iletişime geçerek hesap bilgilerinin doğruluğunu teyit edin. Her ne yapacak olursanız olun mutlaka ve mutlaka yetkili kurumlarla iletişim kurun. Maalesef böyle bir faciayı kullanmaya çalışan, insanlığımızdan utanmamıza neden olan fırsatçı ve dolandırıcılar da var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA