Sağlık alanındaki gelişmeler, ilerleyen teknoloji ve artan bilinç düzeyi, ülkemizde beklenen yaş ömrünü günden güne yükseltiyor. Her ülke için beklenen ömür değişse de Dünya Sağlık Örgütü, 65 yaş üstünü artık yaşlı sınıfında değerlendiriyor. Ancak ayırt edilmesi gereken bir şey var ki, o da yaşlılığın hastalık olmadığı. Yaşlılık tek başına bir hastalık değildir fakat birçok hastalık için riskin ciddi oranda arttığı bir dönemdir. Bu yaşlarda düzenli kontrol ve tetkikler yapılmalıdır. Önemli olanın uzun ömür değil, kaliteli bir hayat olduğunu unutmamak gerekir. 65 yaşını geçen herkes, aynı hastalığa yakalanacak diye bir şey yoktur. Yaşanan hastalıklar tamamen bireyseldir. Ortak olan, ihtimallerdir. En sık karşılaşılan yaşlılık dönemi hastalıkları şunlardır:
80 YAŞINDA RİSK ARTIYOR
Alzheimer: Son yıllarda sıklıkla duymaya başladığımız bu hastalık, nadiren gençlerde de görülüyor fakat istisnai durumları saymazsak kesinlikle bir ileri yaş hastalığı. 70 yaşında biri için Alzheimer'a yakalanma ihtimali yüzde 10 iken, 80-90 yaş aralığında bu ihtimal, yüzde 60-70'e yükseliyor. Alzheimer hastalığı, ilk olarak 1906 yılında Alman psikiyatrist Alois Alzheimer tarafından tanımlandı ve o tarihten itibaren onun ismiyle anılmaya başlandı. Hastalığın belirtileri erken yaşlardan itibaren ortaya çıkabilir ancak 65 yaş üzeri kişilerde tanı konabilir. Maalesef bu hastalığın henüz bir tedavisi yok. Ancak bilim adamları tedavi edici yöntemler ve belirtileri erken teşhis ederek, hastalığın ilerlemesini yavaşlatacak teknikler üzerinde çalışmaya devam ediyorlar. Çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan kalp rahatsızlıkları ya da kanser kadar değilse bile Alzheimer da ölümle sonuçlanan rahatsızlıklar arasında bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre, dünya üzerinde 26 milyondan fazla kişi Alzheimer ile mücadele ediyor. 2050 yılı için beklenen hasta sayısı ise oldukça yüksek. Bilim adamları, 2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 1'inden fazlasının Alzheimer hastası olacağı öngörüsünü taşıyorlar. Demans ve Alzheimer'ın önüne geçmek için zihinsel egzersizler yapmayı bir alışkanlık haline getirmek çok önemli. Bu nedenle bulmaca çözmek, sosyal hayatın içinde olmak ve günlük olayları takip etmek; bu tip hastalıkların oluşma riskini düşürebiliyor.
Düşmeler: Hepimiz, bir anda düşüp bir yerlerini kıran yaşlılarla karşılaşmışızdır. Kırığın tedavisi basit gibi görünse de zaten zayıf düşmüş bir bünyeyle yaşamaya çalışan yaşlılar için durum, çok daha vahim neticelenebilir. Bunu önlemek için öncelikle ev kazalarının önüne geçmek çok önemli.
TEPKİSİZ KALIYORSA DİKKAT!
Sağırlık: Ne zaman bir tiyatro oyunu sergilense ya da film çekilse, oyundaki yaşlı karakter, işitme engelli bir kişi olarak tasvir edilir. Elbette bu bir tesadüf olamaz. Hatta bu durum yaşlı kişinin olup biteni takip edememesi, haberdar olduğunu sandığınız olaylara karşı tepkisiz olduğunun gözlemlenmesi sebebiyle bunamayla karıştırılır. Bunama sandığınız durumların temelinde işitme kaybı yatıyor olabilir. İlerleyen yaşta kişide duymama, geç cevap verme, sohbetlere eskisi kadar dahil olmama, söylediklerini birkaç kere tekrar etme gibi şikayetler gözlemlenmeye başlandığında doktor muayenesi ile işitme sorunu ihtimalinin egale edilmesi gerekiyor.
Solunum sistemi enfeksiyonları: Özellikle hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkelerdeki 65 yaş ve üstü insanlarda önemli bir sağlık sorunu. Kişi ilerleyen yaşına göre sağlıklı olsa ve düşük risk grubunda bulunsa da bağışıklık sisteminde meydana gelen değişikliklerden dolayı solunum sistemi enfeksiyonlarına karşı daha duyarlı olabiliyor. Düzenli yaşam, grip gibi hastalıklara karşı dikkatli olmak ve özellikle tütün ürünlerini kullanmamak ileri yaştaki bu riskleri azaltabiliyor.
Kemik erimesi: Özellikle kadınlarda menopoz sonrası dönemle başlayan ve hızla ilerleyen hastalıkların başında kemik erimesi ve kireçlenme geliyor. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki; ilerleyen yaşta en sık kemik erimesi, bel, diz ve boyun bölgesinde olmak üzere dejeneratif eklem hastalıkları görülüyor. Kas ve iskelet sisteminin daha erken yaşlardan itibaren düzenli şekilde kontrol ettirilmesi; kas-iskelet sistemi hastalıklarının ortaya çıkma ihtimalini azaltabiliyor ve erken tedavi imkanını mümkün kılıyor.
EGZERSİZLERLE ÖNÜNE GEÇİN
Sindirim sistemi: Sindirim sistemi değişiklikleri sonucu ilerleyen yaştaki kişilerde en sık görülen hastalıklar; mide kanamaları, tıkanmaya kadar ilerleyen kabızlık, gastrit, iştahsızlık ve beslenme bozukluğu. Bu gibi rahatsızlıkların önüne geçebilmek için doktora danışmadan alınan ilaçlara dikkat etmek gerekiyor. Özellikle romatizma ilaçlarını kontrollü bir şekilde almak, sindirim sistemi sağlığı için çok önemli. Çünkü bu ilaçların fazla ve bilinçsiz tüketimi, mide kanaması gibi pek çok soruna neden olabiliyor.
İdrar kaçırma: İlerleyen yaştaki kişilerde görülen önemli sağlık problemlerinden biri de idrar kaçırma. Toplumda geriatrik idrar kaçırma sorununun görülme sıklığı yüzde 8-34 arasında iken bu sorun bakımevleri ve hastanelerde yüzde 50'lere ulaşabiliyor. Henüz idrar kaçırma sorunu ortaya çıkmamışken egzersizlerle idrar kaçırmanın önüne geçilebiliyor. Bununla birlikte var olan idrar kaçırma sorunu da yine egzersizlerle azaltılabiliyor.
GERİATRİ BİLİMİ İLE DAHA SAĞLIKLI BİR YAŞLILIK MÜMKÜN
Yaşlılık bilimi olarak da bilinen geriatri, 65 yaş üstü kişilerin sağlığı ile ilgilenen bilim dalı. Ancak 60 yaş civarında da koruyucu önlemler almaya yönlendirerek daha sağlıklı bir yaşlılık dönemini mümkün kılıyor. Geriatride hedef, kişinin mevcut sağlıklı halini ve fonksiyonel durumunu korumak. Geriatrik değerlendirmelerle, bir şikayeti olmayan kişilerin bu halini koruması daha kolay sağlanıyor. Öte yandan özellikle kronik hastalıkları olup bunlara bağlı değişik derecelerde fonksiyonel kayıpları söz konusu olan kişiler, geriatrik değerlendirmelerden daha fazla yarar sağlıyor. Bu grup, genellikle 75 yaş üstü, günlük yaşam aktivitelerinde başkasının yardımına gereksinim duyan, fonksiyonel kayıpların söz konusu olduğu kişilerdir.