Sağlık problemlerine ya da sağlıklı bir hayatın gereklerine dikkat çeken özel günlerin farkındalık oluşturmak adına son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Girmek üzere olduğumuz Ekim ayı da sağlık takviminde 'Meme Kanseri Farkındalık Ayı' olarak yer alıyor. Meme kanseri, erken teşhis edildiğinde tamamen tedavi edilebilen bir hastalık.
Bu sebeple, kendinizi muayene etmek, edebilmek meme kanseri erken teşhisi için son derece önemli.
HER SEKİZ KADINDAN BİRİ BU HAS TALIĞA YAKALANIYOR
Tüm dünya genelinde görülme sıklığı ciddi oranda artan meme kanserine, son yıllarda her sekiz kadından birinde rastlanıyor. Bu son derece ciddi ve ürkütücü bir rakam. Her kadın meme kanseri olma riski taşır! Özellikle genetik faktörlerin önemli olduğu bu hastalık, yaşam tarzı ve benzer sebeplerden de etkilenerek ortaya çıkabiliyor.
Yapılan araştırmalar; adet görmeye başlama yaşının erken olması, geç menopoz, hiç doğum yapmamış olmak, emzirmemek, fazla kilolar, hareketsizlik, alkol ve sigara bağımlılığı gibi faktörlerin meme kanseri riskini artırdığını gösteriyor.
Yapılan araştırmalara göre, meme kanserlerinin yalnızca yüzde 10'u kalıtsaldır. Hastaların yüzde 15-20'sinde ise kalıtsal sayılmamakla birlikte ailede daha önce meme kanseri teşhisi alan kişilerin olduğu bilinmektedir. Bu oranlara göre meme kanseri teşhisi alan kişilerin yüzde 70-75'inin ailesinde meme kanseri teşhisi alan kimse yoktur.
KİMLER TARAMA YAPTIRMALI?
Ailesinde meme ve yumurtalık kanseri hikayesi olanlar ve yakın akrabalarında 45 yaş altı meme kanseri hikayesi olanlar, risk grubunda olduklarını bilmeli ve gerekli taramaları yaptırmalıdırlar.
Ünlü bir Hollywood yıldızının yaptırmış olması sebebiyle popülaritesi artan bir test var: BRCA-1 veya BECA-
2 geni taraması. Bu testte tespit edilecek gen mutasyonu, kişinin meme ve yumurtalık kanserine yakalanma riskinin oldukça yüksek olduğu anlamına gelir. Ancak bu testleri herkesin yaptırması önerilen bir yöntem değildir.
Kadın olmak, tek başına meme kanseri riski taşıdığınız anlamına gelirken bir de yukarıda saydığım maddeler hayatınızın birer parçası ise daha çok dikkat etmeniz gerekir. Birçok hastalıkta olduğu gibi meme kanserinde de erken teşhis, tedavi başarısı için çok önemlidir. İlerleyen tıp bilimi ve umut veren araştırmalar neticesinde geliştirilen tedavi yöntemleri, erken tanı halinde hastalıktan kurtulmanın mümkün olduğunu gösteriyor. Meme kanserinin yaşla bir ilgisi yoktur.
Bu sebeple 20 yaşından itibaren risk altında olduğunuzu bilmeniz ve kendinizi muayene etmeye başlamış olmanız gerekir. Memenizde bir kitle fark edecek olursanız, vakit kaybetmeden bir genel cerrahi uzmanına görünmeniz gerekir.
Yaklaşık 40 yaşına kadar elle muayene ve ultrason incelemesi yeterli sayılabilir ancak 40 yaşından sonra düzenli aralıklarla mamografik inceleme yapılması uygun ve gereklidir. Kanser türlerinin birçoğunda tedavi başarısı için hastanın değil hastalığın yaşı önemlidir.
MEME KANSERİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Meme kanserinin en sık belirtisi, memede ağrısız kitle saptanmasıdır.
Bunun dışında meme başı veya cildinde çekinti olması, meme cildinde kızarma, ödem veya portakal kabuğu görüntüsü olması ve koltukaltında ele kitle gelmesi de meme kanserini düşündürmelidir.
Bu belirtiler olduğunda hiç vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır. Ne kadar erken teşhis yapılırsa, tedavi de o kadar kolaylaşmaktadır.
BESLENME ŞEKLİNİZ KANS ERDEN KORUNMAK İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Yazılarımı takip edenler bilirler; Amerikalılar'ın çok sevdiğim bir sözü vardır; 'Ne yiyorsan osun' derler. Bu sebeple beslenme alışkanlıklarınız, sağlığınızın seyri için çok önemlidir. Ne kadar iyi ve doğru beslenirseniz, o kadar sağlıklı kalırsınız. Meme kanserinden korunmanız için size tavsiye edeceklerim aslında sizi birçok hastalıktan koruyacak ipuçlarıdır.
ALKOL VE SİGARAYI TERK EDİN
İdeal kilonuzu öğrenin ve o kiloda kalmaya çalışın.
Omega-3'ten zengin beslenin.
Alkol ve sigara alışkanlığınız varsa mutlaka terk edin.
Emzirmek, meme kanserine yakalanma riskini azaltır. İmkanları zorlayın ve bebeğinizi emzirin.
Yapılan araştırmalar, kırmızı ve beyaz turp, pancar, şalgam, brokoli, Brüksel lahanasında bulunan isotiyosiyanat, karotenoid, isoflovan; A, C ve E vitaminlerinin özellikle premenopozlu kadınlarda östrojen metabolizması üzerinde etkiederek meme kanseri riskini düşürdüğünü gösterdi.
Balık yiyin. (Haftada bir veya iki kez orta boy bir balık yemek yeterli olacaktır.)
Yeşil çay için.
EN GEREKLİ VE FAYDALI İLAÇ: MORAL
Meme kanseri tedavisi, hastalığın seyrine göre değişiklik gösterse de halen en etkili tedavi yöntemi, cerrahi tedavidir. Bu yöntemin şekli ve seyri de hastalığın aşamasıyla yakından ilgilidir. Kimi zaman sadece kitle alınırken, bazen de memenin tamamı alınabilir. Bazı durumlarda meme ile birlikte koltuk altı lenf bezleri ve göğüs kasları da alınabilir. Özellikle memenin tamamının alındığı durumlarda hastalar, psikolojik açıdan zorlandıkları bir döneme giriyorlar. Tüm hastalıklarda olduğu gibi kanser ile mücadelede de en gerekli ve faydalı ilaç, moraldir. Kadın olmanın en belirgin özelliklerinden bir olan meme dokusu, vücuttan ayrıldığında, hastanın hastalığı unutma, hayata yeniden tutunmak gibi bir şansı neredeyse kalmıyor. Aynaya her baktığında gördüğü bedeninden eksilen o parça, kişiye sürekli hasta olduğunu hatırlatıyor. Bu durumun hastalar üzerindeki olumsuz etkisini bilen ve bundan kurtulmanın yollarını arayan doktorlar, iki işlemin bir arada yapıldığı ameliyat teknikleri geliştirdiler. Bu yöntemle, hastanın memesi tamamen alınırken, meme ucu ve dokusu korunuyor ve hasta henüz narkozun etkisinden çıkmadan boş kalan yere silikon yerleştiriliyor.