İnsan vücudu, kusursuz bir sisteme sahiptir. Sistemde yer alan parçalardan biri gerektiği şekilde çalışmadığında, zamanla diğer parçalarda da bozulmalar başlar. Tiroid bezi gibi vücutta adeta ateşleyici vazife gören bir organın düzenin dışına çıkması, tüm sistemde sıkıntılara sebep olur. Nefes ve yemek borusunu adeta saran iki parçalı bir salgı bezi olan troid bezi; tiroksin, yani tiroid hormonu salgılar. Bu hormon, vücudun çalışma ritmini direkt etiler. Fazla hormon üretilmesi vücudun çalışma hızını artırır, az hormon üretilmesi ise yavaşlatır. Bu salgı bezinin kanser ve iltihaplanma dışı sebeplerle büyümesi, guatr hastalığı olarak adlandırılır. Tiroid bezinin büyümesi, beraberinde nodülleri de getirebilir. Gözlemlenen nodüllerin büyük kısmı iyi huyludur. Sadece yüzde 5'i kötü huyludur. Nodüllerin kesinlikle dikkatli takip edilmesi gerekir. İki santim üzerinde büyüyen, kireçlenme görülen ve şekil bozukluğu olanlar nodüller asla ihmal edilmemeliler. Ülkemizde guatr hastalığına rastlanma oranı yaklaşık yüzde 40 olarak açıklandı.
İYOT EKSİKLİĞİ EN ÖNEMLİ NEDEN!
Troid bezi, gıdalardan ihtiyacı olan iyotu temin edemezse, hormon sentezleyebilmek için büyümeye başlar. Bu büyüme, neredeyse sarılı vaziyette bulunduğu nefes ve yemek borusu üzerinde ciddi bir baskı yapar. Bu da nefes darlığı ve yutkunma zorluğuna neden olur. Guatr türleri incelendiğinde, belirti ve tedavi yöntemleri değişiklik gösterir. Erken teşhis hayati öneme sahiptir. Guatrın en önemli belirtisi, boynun ön kısmında, adem elması da denilen noktanın hemen altında meydana gelen dikkat çekici şişliktir. Guatr tiplerini incelediğimizde bu şişliğin oluşmadığı durumların da var olduğunu görebiliriz. İltihap ve kanser dışı sebeplerle oluşan guatr iki ana grupta toplanabilir:
Yavaş çalışan: Halk arasında yavaş çalışan guatr olarak bilinen bu tip, hipotroidi olarak adlandırılır. Hipotroidide tiroid bezi, troksin adlı hormonu gereğinden az salgılar ve bu sebeple vücudun çalışma hızı yavaşlar. Hipotroidi görülen hastalarda karşılaşılan en önemli belirtiler; hareketlerde yavaşlama, ellerde kuruma, saç dökülmesi, ses kısıklığı, kilo alma, kabızlık, kadınlarda adet düzensizliği ve sürekli yorgun hissetme sayılabilir. Bu tip guatrda da tiroid bezi büyümesi görülebilir.
Hızlı çalışan (Zehirli guatr): Tiroid bezinin salgıladığı tiroksin hormonunun fazla sentezlenmesi durumunda ortaya çıkan bu tip; iştah artmasına rağmen hızlı kilo kaybı, sık idrara çıkma, kadınlarda seyrek adet görme, sürekli sinirlilik, ellerde titreme, nabız yüksekliği, aşırı terleme ve gözlerde büyüme gibi belirtiler gösterir. Bu tip guatrda da boğazda belirgin şişlik gözlemlenir. Zehirli guatr, bezin tamamının büyüdüğü, fazla hormon salgılayan tek bir yumrunun olduğu ve çok sayıda yumru ile karşılaşılan birbirinden farklı üç tipi içinde barındırır.
GUATR TEŞHİSİ VE TEDAVİSİ
Guatr, teşhisi oldukça kolay bir hastalık. Kan testiyle belirli hormon seviyelerinin ve varsa nodül yapısının ultrason muayenesi ile incelenmesi; teşhis için yeterli. Bunun yetmediği durumlarda, sintigrafi ve iğne biyopsisi de başvurulan yöntemler arasında yer alıyor. Bu hastalığın tedavisinde ilaçla hormon desteği en sık uygulanan tedavi yöntemidir. Doktorunuzun belirlediği dozda ilacı düzenli aldığınızda, şikayetlerinizin hemen hemen hepsinden kurtulmanız mümkün. Halk arasında en çok bilinen ve korkulan ameliyatla nodüllerin alınması; tamamen hastalığınızın geldiği nokta ve özelliklerine bağlıdır. Unutmayın ki hastalık tek, hasta çoktur. Ameliyatla tedavi yönteminin uygulanması için; kanser şüphesi, estetik görüntüyü bozan derecede şişlik, yemek ve soluk borusu üzerindeki aşırı baskı ve aşırı hormon düzensizliğine sebep olması yeterli sebepler arasındadır. Ameliyat sonrası ilaç kullanımına devam edip etmemek tamamen kişiye özel gelişen bir durumdur. Bu sebeple, konunun uzmanı tarafından takip edilmek son derece önemlidir.
AMELİYAT SONRASI SES KISILABİLİR
Günümüzde ameliyat olması gerektiği söylenen birçok guatr hastasının korkuya kapılmasındaki en önemli sebep, ses kısılması ihtimalidir. Bu ihtimal elbette vardır. Çünkü tiroid bezinin bulunduğu nokta, ses tellerine oldukça yakın bir bölgedir. Tiroid bezinin büyüme ve yayılma şekli; riskin değerlendirilmesi açısından çok önemlidir. Ancak günümüzde gelişen tıp bilimi ve ameliyat tenolojileri, bu riski yüzde 3-5 seviyelerine kadar geriletmeyi başarmıştır.
İÇ GUATRDA ŞİŞLİK GÖRÜLMEZ
Guatr, temelde hormon dengesizliği ihtiva eden bir hastalık türü olsa da hormon dengesizliğine sebep olmadan da görülebilir. Bu tip guatrın da bezin tamamının büyüdüğü, tek ya da birden çok nodül geliştiren türleri vardır. Bu tipte hormon dengesizliği söz konusu olmadığı için daha az belirti gözlemlenir ve bunların içinde sayılabilecek en önemlisi, şişliktir.
VÜCUDUNUZU DİNLEYİN
Vücudumuzdan gelen sinyalleri dinlemede maalesef çok da yetenekli bir toplum değiliz. Guatr hastaları, boğazlarında şişlik olmadığında gelen sinyalleri okumakta gecikebiliyorlar. Oysa yukarıda saydığım belirtiler, şişlikle beraber gelmek zorunda değil! Tıbbi olarak böyle bir sınıflandırma olmamakla beraber, hormon düzensizliği olduğu halde şişlik görülmeyen bu tip guatr, halk arasında iç guatr olarak tanımlanıyor.
HASTALIK TEKRAR ORTAYA ÇIKABİLİR
Bir hastalığın tekrar etme ihtimali, sahibini her zaman korkutur ve tedavi sürecine olan inancını azaltır. Ancak bu durum, tedaviye olan inancı kesinlikle eksiltmemelidir. Guatr, maalesef tekrar edebilen bir hastalıktır. İlaçla kontrol altına alınan guatr hastalığında, başlangıçta düzene giren hormon seviyeniz, tekrar bozulma gösterebilir. Bu durumda panik yapmak yerine sizi takip eden doktorunuza gitmeli ve ilaç dozunuzu yeniden ayarlatmlısınız. Hastalıkla gelen nodüller de ameliyatla alındığı halde tekrar gelişebilirler. Bu duruma genelde çok sayıda nodül geliştiren bünyelerde rastlanır. Ameliyat sonrası tiroid dokusunda nodül kalmış olması, aynı yerden yeniden büyümesine sebep olabilir.