10 Nisan 2009 tarihli ve 'Heybeliada Ruhban Okulu Nasıl Açılabilir?' başlıklı yazımda; önce Yunanistan'ın Batı Trakya Bölgesi'nde, özel vakıf kuruluşu şeklinde bir 'İslâmî İlimler Fakültesi' kurulması ve Türkiye'de de Heybeliada Rum Rahipler Okulu'nun vakıf üniversitesi statüsünde açılmasını teklif etmiştim.
Şimdi Sabah meseleyi 'Rum Vakıf Üniversitesi' manşetiyle gündeme taşıdı. Rum azınlığın özel bir vakıf üniversitesi formülünü zaten biz bulmuştuk. Tabiatıyla bu oluşumu destekliyoruz.
Lâkin, iki bini İstanbul'da en fazla üç bin civarında Rum azınlığın yaşadığı Türkiye'de 'Rum Vakıf Üniversitesi' kurulmaya çalışılırken, 400 binden fazla Müslüman Türk'ün yaşadığı Yunanistan'da, bırakınız dinî bir üniversiteyi kurmayı, bir meslek lisesi olan İmam Hatip Lisesi'ne bile izin verilmemesi size garip gelmiyor mu? Yunanistan'da Türk azınlığa hâlâ 'Türk' dememekte ısrar edildiğini ve bunların zorla Müslümanlaştırılmış Rum olduklarının iddia edildiğini biliyor muydunuz?..
Sevgili okuyucular, 'Heybeliada Rum Rahipler Okulu'nu (HRRO) kim kapatmış biliyor musunuz? Bu soruya sakın, 'Kim olacak, milliyetçi- muhafazakâr politikacılardır mutlaka...' diye cevap vermeyiniz; zira fena hâlde yanılırsınız. HRRO'yu, 1971'de CHP'nin müracaatı üzerine, o zamanki her derde devâ Anayasa Mahkememiz kapatmış, hem de solcu 11'ler ara rejiminde... Aslında HRRO'nın geçmişteki sabıka dosyası hayli kabarıktır. Okul, Osmanlı'nın çöküş döneminde ve Millî Mücadele yıllarında Türkiye aleyhindeki faaliyetlerin yuvası hâline getirilmiş; Rum gençlerine Türk düşmanlığı aşılanan bu okulda Balkanların en azılı komitacıları ve Makaryoslar yetiştirilmiştir. Lâkin bütün bu gerçeklere rağmen, ben HRRO'nun ve bir Rum Vakıf Üniversitesi'nin açılmasından yanayım. Obama TBMM'de talep ettiği için, AB İlerleme Raporları'na yazdığı için ya da Yunanistan ısrar etti diye değil... Hoşgörülü bir millet ve büyük bir devlet olduğumuz için. Bugüne kadar Yunanistan, ne yazık ki 'mütekabiliyet (karşılıklılık) ilkesi'ne riayet etmemiş; Batı Trakya'daki azınlığın haklarını ihlâl etmiştır. Bu itibarla, HRRO'nun da Rum Vakıf Üniversitesi'nin de tek taraflı olarak açılması mümkün değildir.
Milletlerarası ilişkilerde 'nısfet' (hakkaniyet) ve 'mütekabiliyet' esastır. Şimdi düşününüz; 400 bin Müslüman Türk azınlığın yaşadığı Yunanistan'da İmam-Hatip Lisesi'ne ve üniversiteye izin verilmezken, 3000'den az sayıda Rum'un yaşadığı Türkiye'de nasıl olur da Ruhban Okulu'na ve Rum Vakıf Üniversitesi'ne müsaade edersiniz? Bu, hiç insafa, adalete, hakkaniyete ve mütekabiliyete sığar mı?..
Yapılacak olan şudur:
1. Evvelâ, Yunanistan'ın Gümülcineİskeçe bölgesinde bir 'İmam- Hatip Lisesi' kurulur. Bu lise, Bulgaristan'da kurulan İHL'ler gibi bizim tarafımızdan da kurulabilir.
2. Sonra, gene Batı Trakya'da bir 'Türk Vakıf Üniversitesi' açılır. Üniversitede İslâmî İlimler Fakültesi de bulunur.
3. Nihayet, Heybeliada Ruhban Okulu'nu (HRRO) da çatısı altına alan bir 'Rum Vakıf Üniversitesi' kurulur.
Yunanistan, Türk azınlığın haklı taleplerini ve saydığımız hususları yerine getirmediği hâlde, HRRO'nun ve Rum Üniversitesi'nin açılmasına izin verilmesi, hoşgörü ve demokratikleşme değil, sadece ACZİYET olur.
TEŞEKKÜR: Rahatsızlığım sırasında gösterdikleri ilgi için, İçişleri Müsteşarı Seyfullah Hacımüftüoğlu'na, Adana Vali Yardımcısı'na, Adana İl Sağlık Müdürü'ne, Adana Kardiyoloji Hastanesi Başhekimi'ne ve ekibine teşekkür ediyorum.