Dün, Giresun Üniversitesi'nin açılış dersini, '21. Yüzyıl Türkiye Vizyonu' başlığı altında verdim. Üniversite Rektörü Prof. Dr. Aygün Attar, rahmetli dostum Ebülfez Elçibey'in 'manevî kızım' diye hitap ettiği, uluslararası platformda eserleriyle tanınan, ilmî ehliyeti yüksek, çalışkan, başarılı ve vatansever bir üniversite yöneticisidir. Orijinal arşiv belgeleriyle dünyanın çeşitli ülkelerinde Ermeni meselesini anlatmıştır.
***
Bundan on yıl önceki bir yazımda,
Recep Tayyip Erdoğan ve
AK Parti İktidarı,
Türk-İslâm tarihi geleneğine uyarak kendisine bir
'kızıl elma' bulmalıdır, demiştim.
T
ürklerin tarihindeki en önemli hâdise, hiç şüphesiz
İslâmiyeti kabul etmeleriydi.
Karahanlı Abdülkadir Satuk Buğra Han ile
İdil Bulgar Hanlığı'nın
İslâmiyeti kabulünden sonra, kızıl elma artık
'îla-yı kelimetullah' (
Allah'ın adını yüceltme) idealine dönüşmüştü.
Türkistanlı Ahmet Yesevî'nin
'Alperenleri' için kızıl elma,
Anadolu'nun fethi idi.
Başbakan Erdoğan'ın
30 Eylül Kongresi'nde okuduğu,
Alparslan Gazi'nin
'Malazgirt Duâsı'nda bu ideal vardı.
Osman Gazi'nin kızıl elması da
Alparslan'ınkinden farklı değildi.
Fatih'in kızıl elmasının hedefinde
İstanbul'un Fethi'nden sonra
Roma bulunuyordu. O da ceddî
Attilâ gibi,
'Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi'ni, bu defa rıza-yı ilâhî için uygulamaya başlamıştı.
Yavuz Sultan Selim ise hilâfeti üzerine alarak bu yolda önemli mesafeler kat etti.
Kanunî Sultan Süleyman döneminde kızıl elma,
Yeniçeriler arasında bir ülkü olarak yaşatılmıştır.
'Kızılelma'ya dek gideriz' deyişi,
Yeniçeri Gülbangı'na girmiştir.
Kanunî, kızıl elmasında
Budin ve
Beç'e (
Viyana) uzanmıştır.
Abdülhamid Han,
'devlet-i muazzama'yı parmağında oynatarak ecdâdının kızıl elmasını,
Kafkasya'dan
Afrika'ya,
Hindistan'dan
Çin'e ve
Japonya'ya kadar uzatıyordu.
Mustafa Kemal Paşa'nın kızıl elması da yıkılan
İmparatorluk yerine bir millî devleti,
Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmak olmuştu.
İnönü'nün damgasını vurduğu uzun süren
Şeflik Dönemi'nden sonra
Menderes,
Atatürk'ün
'muasır medeniyet seviyesine çıkma' hedefine
'demokrasi' boyutunu ilâve etmiş;
'Mutlu ve müreffeh Türkiye'yi yeni kızıl elma olarak tespit etmiştir. Bu ideale
Demirel de iştirak etmekle beraber, bazı altyapı yatırımları dışında statükoyu değiştirememiştir ve
İnönü gibi hep değişime karşı çıkmıştır.
Özal ise, kızıl elmasını net bir şekilde
'değişim' ve
'dönüşüm'de bulunan ileri bir
Türkiye olarak tespit etmiş ve bu konuda önemli reformlara imzasını atmıştır.
***
30 Eylül 2012'de yapılan tarihî
AK Parti Kongresi'nde, bu dönemin lideri olarak anılacak,
AK Parti Genel Başkanı ve
Başbakan Erdoğan,
Türkiye'nin
'kızıl elması'nı, 2023 ve 2071 olarak iki merhalede ilân etmiştir.
İlk merhale,
Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023'e kadar uzanan 11 yıllık dönemdir.
İkinci merhale ise,
Anadolu'nun
Türkleşme ve
İslâmlaşma vetiresinin başlangıcı olarak kabul edilen
Malazgirt Meydan Muharebesi'nin 1000. yıldönümüdür.
Lider
Erdoğan'a göre, 11 yıllık ilk dönemin kızıl elması,
'Büyük millet, büyük güç, hedef 2023' sloganıyla ifade edilmiştir. Buna göre,
Türkiye, dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına girecek ve kişi başına
GSMH 25 bin dolara ulaşacaktır.
Erdoğan gençlere hitaben,
'Hedef 2071 gençler. Bizler 2023'ü, sizler de inşallah 2071'i inşa edeceksiniz' dedi. Birçok fütürolog (gelecek bilimcisi),
Türkiye'nin 2050'lerden itibaren dünyanın en önemli küresel gücü olacağını belirtiyor.
***
21. Yüzyıl
Türkiye vizyonunda,
Recep Tayyip Erdoğan'ın kızıl elması inşallah gerçekleşecek ve 21. asır bir
İslâm ve
Türk asrı olacaktır.
Yahya Kemal'in dediği gibi,
'Tuğlar varsa gerektir Kızılelma'ya kadar...'