Diyarbakır'a yeni tayin edilen Emniyet Müdürü, ağzını açar açmaz şu hikmeti yumurtlamış: 'Dağda ölen teröriste ağlamıyorsanız insan değilsiniz. Ama çoluk çocuk demeden katleden teröristi enterne edemiyorsanız da devlet değilsiniz.' Siz şu lâfın azametine bakınız...
Demek ki büyük mütefekkir ve hümanist Diyarbakır Emniyet Müdürü'ne göre, dağda ölen bir teröriste ağlamayan 70 küsur milyonluk milletimiz insan değil; teröristi enterne edemeyen (gözaltına alamayan) Türkiye Cumhuriyeti de devlet değil...
İşin ilgi çekici olan tarafı, bu emniyet müdürü lügat parçalayıp felsefe yaparken, burnunun dibindeki Diyarbakır Şehitlik Lisesi'ne saldıran 'dağdaki 10 genç terörist' cesur öğretmenlerin direnişi sayesinde ellerindeki bombaları patlatamadan geri çekiliyorlar. Ancak, Şırnak'ta, İdil'de okullara bombalarla saldıranlar, öğrencileri ve öğretmenleri yaralayıp okulları tahrip ediyorlar.
Herhalde bizim barışçı Emniyet Müdürü de, geçmişte merhum Zeki Müren'e atfedilen espride olduğu gibi, okullara saldıran teröristlere, ağlayarak 'Kahrol düşman, e mi?' diyordur. Bakalım, devleti temsilen bulunduğu Diyarbakır'da teröristleri enterne edebilecek mi?
***
Biz bu empati numaralarını, sûret-i haktan görünme gayretlerini, hümanist ve barışçı olma yarışmalarını çok gördük.
Başbakan Erdoğan'ın dediği gibi, '
Siyaseti, bırakın siyasîler yapsın.' Politikacıların özellikle medya ile ilişkilerinde bu empati ve şirinlik numaralarına sık rastlarsınız. Herifçioğlu milletvekili, bakan olmuştur; lâkin basında kendisini '
ilerici', '
barışçı', '
insancıl' göstermek için siyaset arkadaşlarını, partisini ve liderini rahatlıkla karalayabilir ve birkaç lehte haber karşılığında satabilir
Diyarbakır Emniyet Müdürü'nün de bu malûm yönteme başvurduğu anlaşılıyor.
Diyarbakır'a yeni atanmıştır;
Kürtçülerle empati kuracak ve yeni bir
Gaffar Okan gibi takdir edilecektir. Sırf bunun için, mücadele etmesi gereken dağdaki teröriste mersiye yazmakta ve kendisini emniyet müdürü yapan devlete dil uzatmaktadır. Öyle ya, nasıl olsa medyadaki hümanist ve barışçı geçinen
PKK destekçileri kendisini de alkışlayacaklardır. Bu arada, binlerce şehidin ailesi ve
Türkiye'nin tamamına yakın kısmı üzülecektir ama ne gam...
***
Kandırılmış, suç işlemiş, genç yaştaki insana acımak başkadır. Hele bu gençlerin ailesinden koparılıp büyük bölümünün zorla teröre yöneltilmeleri, tabiatıyla hepimizi üzüyor. Bu eli kanlı terör çetesini ortadan kaldırmak için millet ve devlet olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.
Diğer taraftan, vatanımızı, milletimizi ve devletimizi, bize yöneltilen saldırılara karşı savunmak zorundayız. Bu arada, binlerce
Mehmetçik, polis ve mâsum insanımız şehit düşüyor. Bazılarının kendilerine
PKK-KCK-BDP ile beraber gözyaşı döktüğü teröristler, kandırdıkları kişilerle beraber sırf kendi menfaatleri ve kârları için, çocuk, kadın, ihtiyar demeden, öncelikle hakları adına savaştıklarını iddia ettikleri
Kürt kardeşlerimizi öldürüyorlar. Empati meraklısı Müdüre bağlı genç polisler, görev başında arkadan vurularak şehit ediliyorlar.
***
Bereket versin ki
Emniyet Müdürü'nün bu saçmalıklarına, başta
Erdoğan olmak üzere
CHP ve
MHP liderleri de sahip çıkmadılar. Ekmeğine yağ sürülen terörist
BDP'liler de bayıldılar.
Bu durumda
Diyarbakır Emniyet Müdürü görevden alınarak kandırılan gençleri empatiyle ıslâh edici bir göreve getirilmelidir. Ayrıca, görevinden istifa ederek
BDP'ye katılması da mümkündür. Bakarsınız ilk seçimlerde milletvekili olmuş...