Şemdinli'de PKK, kurtarılmış özerk bölge kurmak için kalleşçe bir plan hazırladı ve yüzlerce teröristle Şemdinli'ye saldırmak istedi. MİT'in verdiği istihbarat sayesinde bu menfur plan engellendi ve çok sayıda terörist etkisiz hâle getirildi.
Son olarak teröristler Çukurca'ya saldırdılar; bir canlı bombanın karakola yaklaşmasıyla 8 şehit verdik. Aziz mübarek günde yüreğimize kor düştü. İslâm düşmanı zerdüşt teröristler, alçakça cinayetleri için özellikle Ramazan'ı seçtiler.
Halâ teröristlerle ve uşaklarıyla pazarlık etmeyi savunan medya bülbüllerine yazıklar olsun...
***
Her iki saldırıda da
PKK'nın,
Suriye'deki devrilmek üzere olan
BAAS diktasının ve
Esad'ın taşeronluğunu yaptığını görüyoruz.
Başbakan'ın dış güçler ve komşular iması, en çok
Suriye için geçerlidir. Başta
Almanya ve
İskandinav ülkeleri olmak üzere bazı
Avrupa ülkeleri de terör örgütünü desteklemektedir.
Barzani ve
Talabani'nin de içinde oldukları
'Büyük Kürdistan' planına göre; önce
Suriye'nin kuzeyindeki
Türkmenlerin çoğunlukta bulunduğu bölgede
Kamışlı merkezli bir
Batı Kürdistan bölgesi oluşturmak; sonra gene ağırlıklı olarak
Türkmenlerin yaşadığı
Kerkük merkezli
Kuzey Irak Kürdistanı'nı resmen ilân etmek ve
Kuzey Kürdistan dedikleri
Türkiye topraklarında
Diyarbakır merkezli bir özerk bölge oluşturarak vatanımızın parçalanması hedef alınmıştır. Bu arada, 1946'daki komik
Mehabet devletçiği gibi
İran topraklarından da bir parça kopartılması hesap edilmektedir.
Diyarbakır Belediye Başkanı olacak hain,
Diyarbakır'ı, kurulacak
Kürdistan'ın başşehri olarak açıkça ilân etmiştir.
***
Her zaman yazıyoruz:
Türkiye büyük bir devlet,
Türk Milleti de büyük bir millettir. Bu vatan haini alçakların planlarını başına geçirecek güçtedir.
Kürt kardeşlerimizi ve
Güneydoğu halkını canımız gibi seviyoruz. Onlara yapılacak her türlü yatırıma ve yardıma taraftarız. Lâkin bir avuç ırkçı-bölücü teröriste bu cennet vatanı böldürtmeyiz ve millî egemenlik hakkımızdan tâviz vermeyiz.
Terörün çeyrek asırdan fazla bir süreden beri devam etmesi hepimiz için bir züldür. Hep söylediğimiz gibi, bunun asıl sebebi teşhisteki ve mücadele yöntemlerindeki hatâlardır.
Yirmi beş yıldan beri tekrarlayıp durduğumuz hâlde, güvenlik güçleri ve özellikle silâhlı kuvvetler, kendilerini bürokrasiden kurtarıp terörle mücadelenin gereğini yapamamışlardır. Hâlâ 20 yaşındaki birkaç aylık askerleri sınıra göndermeye devam ediyoruz. Merkezde terörle mücadeleden sorumlu merciler de bir türlü tam olarak hızlanamamışlardır.
Ne yazık ki, terörle mücadeleyi yönetenler hâlâ medyadaki
liboşların etkisinde kalmaktadırlar.
***
Terörle mücadeleyi hızlandırmak ve terörü süratle sonlandırmak için özetle şu hususlara önem vermek gerekir:
1. Son hâdise,
Suriye'ye müdahale için mevcut gerekçelere bir yenisini ilâve etmiştir. Daha fazla beklemeden
Suriye'ye girilmeli ve terör odakları imha edilmelidir. Ayrıca,
Halep'e kadar olan kısımda bir
'Güvenlik Bölgesi' oluşturulmalıdır.
2. Irak'ın kuzeyinde,
Kandil'i de içine alan bölgede kapsamlı bir harekât gerçekleştirilmeli ve terör kampları tamamen ortadan kaldırılmalıdır. Ayrıca,
Kandil'e kadar derinliği olan bir '
Güvenlik Bölgesi' oluşturulmalıdır.
3. Terör örgütünün
Avrupa'daki odakları ve para kaynakları, düzenlenecek operasyonlarla ortadan kaldırılmalıdır.
4. 'Özel Harekât-Bordo Bereliler-İstihbaratçılar' üçgeninde aktif ve hareketli terörle mücadele timleri, valiliklerden ve mahallî güvenlik birimlerinden bağımsız olarak doğrudan
MİT'e bağlı şekilde yeniden organize edilmeli ve hızlandırılmalıdır.
5. Sınırdaki bütün karakollar en kısa zamanda (birkaç ay içinde) yenilenip tahkim edilmeli ve
'alan savunması' da güçlendirilmelidir.
Bu tedbirler alınabilirse, terör kısa zamanda sonlandırılabilecektir.