Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN CELAL GÜZEL

12 Eylül alçakça bir darbedir

Millete karşı yapılan darbenin hiç alçak olmayanı görülmüş müdür?' demeyiniz. Alçaklığın da bir ölçüsü vardır; 12 Eylül Darbesi Lût Gölü gibi deniz seviyesinden daha alçak bir darbedir. Rahmetli Üstâd Necip Fazıl, 'Sana alçak diyemem, zira alçaklığın da bir seviyesi vardır; sen çukursun' derdi.
İşte bu 'çukur darbenin', halkımızın 'beşibiryerde' diye isim taktığı darbecileri, devletin ve milletin kendilerine tevdi ettikleri 'Orgenerallik' rütbesi ile Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlığı görevlerine açıkça ihanet ederek, milletin kendilerine verdikleri silâhları hiç utanmadan milletin göğsüne çevirmişlerdir.
Üstelik bu haltı yerken, darbecilerin hep yaptıkları gibi 'vatan kurtaran aslan' rolüne soyunmuşlardır. Demirel'in dediği gibi, mâdem ki şiddet hareketlerini durduracak gücünüz vardı da ne diye meşrû demokratik dönemde bunu yapmadınız?.. Bırakınız şiddet eylemleriyle mücadele etmeyi, bizzat Ergenekonvâri adamlar kullanarak darbe öncesi ortam oluşturmak için ellerinden geleni yaptılar. 11 Eylül Perşembe günü Bakanlar Kurulu toplantı yaparken 50 metre ilerisinde bomba patlatmayı kim becerebilir?..

***

Sevgili gençler, 30 yaşından küçükleriniz, 12 Eylül 1980'i de 12 Mart 1971'i de ve en önemlisi 27 Mayıs 1960'ı hatırlamazsınız. Ben, 27 Mayıs'tan 27 Nisan'a kadar yapılan darbelerin bütün ayrıntılarıyla içinde yaşadım. Tahmin edeceğiniz gibi bunlar Türk Milleti'nin ve naçizane bendenizin en kötü hâtıralarıdır. Sizin anlayacağınız ben 'darbelerin çocuğuyum'. Kaç defa bu aziz milletin kalkınmasının en kritik safhasında kendi darbeci generali tarafından sırtından hançerlendiğini görüp kahroldum...
Sevgili gençler, bilir misiniz ki Türkiye'nin en önemli meselesi 'demokrasi'dir. En büyük belâsı da darbeler... Bu millete ne kötülük gelmişse darbeciler tarafından yapılmıştır. Darbe dönemlerinde, yani ara rejimlerde, birtakım SBF hocalarıyla tekelci sermayenin masonik temsilcileri bakanlık koltuklarına kurularak olmadık işler yapmışlardır. Ara rejim dönemleri yolsuzluğun hırsızlığın en fazla yapıldığı dönemlerdir. Hâlâ hakkında soruşturma açılmayan beşibiryerdenin hava kuvvetleri komutanı, yolsuzlukları yüzünden TIME dergisine kapak olmuştu.
Bizzat yaptığım bir çalışmaya göre eğer hiç darbe yapılmamış, muhtıra verilmemiş, kısaca asker siyasete karışmamış olsaydı, Türkiye 2010'da kişi başına 30 bin dolarlık gelişme seviyesine ulaşabilecekti.
***

Bizim darbecimiz 'akıllı'dır. Ekonominin kötü durumunda darbe yapmaz ve iyileşmesini bekler. DP iktidarı döneminde 1958 Stabilizasyon Kararları'ndan sonra, İnönü'nün işaretiyle MBK Cuntası darbe yapabilmiştir.
Biz DPT'de 10 Ağustos 1970 ekonomik tedbirlerini aldıktan sonra 12 Mart Muhtırası verilmiştir. Nihayet, biz 24 Ocak Ekonomik İstikrar Kararları'nı uygulamaya koyduktan sonra 12 Eylül yapılabilmişti. Lâkin, ne yazık ki bu darbecilere ne zaman düzelmiş bir ekonomi verseniz, solcu ve mason hempalarıyla içine etmekten geri kalmazlar.
Bu arada 27 Mayıs 1960 kepazeliğini, postal yalayıcısı sözde hukukçular tarafından alçakça şehit edilen milletin sevgilisi Başbakan Adnan Menderes'i ve iki kıymetli bakan arkadaşını da unutmayalım. Türk Milleti'nin mâşerî hâfızasından silinmeyen bu alçaklık, cuntacı darbeci hainleri 'çukurun da çukuru' durumuna indirmiştir.
***

Sevgili gençler, bütün bu darbe dönemlerini yaşayan ve şerefsizlere karşı elimden geldiği kadar mücadele eden millî bir aydın olarak, hangi şartlar altında olursanız olunuz, sizi antidemokratik darbelere karşı mücadeleye dâvet ediyorum.
Biliniz ki ancak bu sâyede darbelere ve darbecilere engel olabilirsiniz ve taşların yerine oturduğu 'ileri demokrasi'ye ulaşabilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA