Hayat yolculuklarımızda bizlere eşlik eden kavramlardan biri başarılı olmak. İş hayatında başarı, okul hayatında başarı, sınavlarda başarı, ilişkilerde ve özel hayatta başarılı bir insan olmak. Bu kavram içinde birçok farklı anlam barındırıyor. Çocuklarımıza ve gençlerimize başarılı olmanın yollarını anlatmaya, bu yolda sağlam adımlar atabilmeleri için neler yapmaya ihtiyaçları olduğunu fark ettirmeye çalışıyoruz. YKS ve LGS'ye hazırlık yapan gençlerimizin aklında "Başarılı olabilecek miyim?" sorusu yeterince yer kaplıyor sanırım.
Başarılı olmak aslında insanı kendi içinde ve toplum tarafından değerli hissetmesini sağlayan bir kavram mı? Bu konuyla ilgili Eğitimci-Yazar Ş. Başak Ceyhan ile sohbet ettik. İnsan hayatını, geleceğini, hayalleri ve hedefleri ile inşa ediyor. Onlara ulaşmak için emek veriyor, mücadele ediyor, rekabete giriyor. Başarılı olabilmek için uğraşırken bazen hırs, rekabet duygusu, elâlem ne der kaygısı yaşanabiliyor. Tüm bu duyguları yönetmeye çalışırken hem kendimiz hem de çocuklarımız için zor süreçler yaşayabiliyoruz diyor Başak Hoca.
Her insanın yaşam tarzı, hayalleri ve hedefleri birbirinden farklı olduğu için başarıya ulaşmanın anlamı da öznelleşiyor. Ama bazen her şeyde birinci olmak, en iyi olmak düşüncesi yetişkinleri de çocuk ve gençleri de yıpratabiliyor. En iyi olunamadığında her alanda başarısız olunacağına dair öğrenilmiş çaresizlik ve özgüven eksikliği gelişebiliyor.
KENDİNİZİ İYİ TANIYIN
Oysaki hayatta elde edilen başarılar kadar başarısızlıklar da insana çok fazla değer katıyor. Genellikle sonuç odaklı davrandığımızda, sürecin bizlere kazandırdıklarını görmezden geldiğimizde sıkıntılar yaşamaya ve yaşatmaya başlıyoruz. Örneğin lise ya da üniversite sınavlarına hazırlanan gençlerimizi düşünelim. Hepsi aynı puanı alıp aynı sıralamaya giremeyecekler tabii ki. Her gencin hayali, hedefi, tercih edeceği alanlar birbirinden farklı. Ama hepsi hedeflerine uygun sıralamaları elde edebilmek için emek verip çalışıyorlar. İşte bu çalışma süreci onlara sabır, sebat, mücadele etmek, iç motivasyonu güçlendirmek gibi birçok kıymetli beceri kazandırıyor.
İşte burada devreye kişinin kendini çok iyi tanıması giriyor. Başarısızlıklardan yılmayıp onlardan daha çok şey öğrenerek farklı yollar deniyor. Pes etmiyor. Çünkü hedefleri kendine uygun olduğu için onlara ya da alternatif hedeflerine bir şekilde ulaşabileceğinin farkında oluyor. Psikolojik sağlamlığı haliyle güçleniyor.
Başak Hoca, "Sen Hiç 1. Oldun mu?" diye soruyor gençlere son çıkan kitabında. Ve şöyle ekliyor: "Sen hiç 1. oldun mu?" sorusuna verecek bir 'Evet' cevabın olduğunu sakın unutma. Sen bu hayatta her zaman birincisin ama etrafındaki insanlar da birinci. Tam da bu hassasiyetle herkesin özel ve değerli olduğunu düşünerek yaşa hayatı. Kendinin de çok özel ve değerli olduğunu sakın unutma. Yaşadığın hayat yolculuğunda birinciliğin hep seninle olacak inan. Çünkü senin hayallerin, hedeflerin sadece sana ait. Sen onlara ulaştığında hayal ettiğin her alanda birinci olacaksın aslında. Başak Hoca çok haklı, her insan özeldir.