Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SAİT GÜRSOY

Matematik sorununu çözmeliyiz

Pandemide öğrencilerin ne yazık ki öğrenme kayıpları yaşadıklarını biliyoruz. Bunun yanı sıra bir de matematik dersindeki başarısızlık var. Matematik dersindeki başarısızlığın çok net yansımasını LGS ve YKS'de görüyoruz. 2020 LGS'de, MEB'in sonuç raporuna göre 20 soruluk Türkçe, matematik ve fen bilimleri testlerindeki doğru cevap ortalaması 10'un üzerine çıkmadı. 2020 YKS'de ise TYT'de 40 soruluk temel matematikte 5.55 ortalama olurken, AYT'de ise matematik 40 soruda ortalama 8.015.
2021'de salgının etkisiyle ortalama doğru cevap sayısı düşmüş. Hal böyleyken matematik dersinde başarısızlık ve nedenleri konusunu, Samsun'da yılların öğretmeni, Eğitimci-Yazar Bilsen Şahin ile masaya yatırdık. Aynı zamanda eğitim danışmanlığı da yapan Bilsen Hoca der ki: İşin temeli çocukluk yıllarına dayanıyor. Çünkü aile, çocuğun ilk eğitim yuvasıdır. O yuvada öğrendikleriyle düşünür. Okula yeni başlayacak ya da başlayan çocuğun yanında ailesi "Matematik çok zor derstir" şeklinde konuşmalar yaptığında, çocukta daha başka olumsuz düşünceler gelişir. Yani önyargı oluşur. Albert Einstein'ın dediği gibi "Önyargıyı parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur". Böylece matematik dersinde otomatik olarak başaramayacağına inanır.

BAŞARI İÇİN NELER YAPILMALI
Bilsen Hoca, son yıllarda güzelliği ile hepimizi büyüleyen oyunla öğrenme modeli, ilkokullarda matematikte de uygulanıyor konusuna dikkat çekiyor. Örneğin, çarpım tablosu yerine 3, 6, 9 şeklinde ritmik sayma yöntemi, materyal kullanımı ile destekleniyorsa öğrenme kolaylaşıyor ve kalıcı oluyor. Bu yöntemler ilkokul için çok iyi iken, ortaokula geçen öğrencinin örüntünün devamı olarak hızlı işlem yapması gerekiyor. Dolayısıyla öğrencinin hızlı işlem yapması için çarpım tablosunu ezberlemesi gerekecek. Çünkü çarpma yapan, bölme işlemi de yapar.
Sınava hazırlanmayı anlattığı kitabında da çarpım tablosunu ezberlemiş olmanın hızlı işlem yapmadaki etkisini anlatan Bilsen Hoca, yorum yapabilen bakış açıları geniş olan öğrencilerin diğer derslerde olduğu gibi matematikte de başarılı olacaklarını şöyle açıklıyor: Öğrencilerin yeni nesil sorular olarak adlandırdıkları soruları evde aile içi iletişimi güçlü olan, soru soran, söz hakkı olan öğrencilerin daha kolay cevapladıklarını gözlemliyorum. Çocuklar soru sordukça düşünürler, düşündükçe soru sorarlar. Böylece bakış açıları genişler.
Öncelikle çocukta önyargı oluşturmamak için, aile içinde matematikle ilgili olumsuz konuşmalardan sakınmak gerekir. Ortaokula geçen öğrencilere çarpım tablosunun ezberletilmesi gerekir ki gerek derslerde gerekse sınavlarda hızlı işlemlere ve çözümlere gidebilsin. Aile içi iletişime yeterli zaman ayrılmalı. Aile çocuğun konuşmasına, soru sormasına, fikirlerini ifade etmesine fırsat vermesi gerekir. Ebeveynler, matematiğin sadece ders değil hayatın kendisi olduğunu belirtebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA