Çocuklarımız, tartışmasız en değerli varlıklarımız. Eğitimli, genç nüfus ise ülkenin en büyük sermayesi. Okul öncesi dâhil, lise son sınıfa kadar yaklaşık 14 sene boyunca yani gelişim çağlarında, öğrencilerin bedenen ve ruhen sağlıklı olmaları, güvenli ortamlarda eğitim görmeleri, eğitimin birinci önceliği. Okul sağlığı ve güvenliği, çocuğun evinden çıktığı andan itibaren başlayan hem fiziki hem de psikolojik yönden ona uygun ortamların sunulmasını içeren oldukça kapsamlı bir süreç. Bu hassas konuyu, Ankara Eğitim Platformu Başkanı Mirkan Aydın ile değerlendirdik.
Okulların salgından önce de sağlık ve güvenlik yönünden hassas mekânlar olduğunu söyleyen Aydın, trafik güvenliği, doğal afetlere karşı tedbirler, taciz ve istismara karşı önlemler, hijyen şartları, akran zorbalığı gibi onlarca riskli duruma karşı binlerce öğrencinin mesuliyetini aldığımız okullarımızın üst düzeyde güvenli mekânlar olması gerektiğini belirtti. Bunun yanında son 1.5 yıldır yüz yüze eğitimde tüm standartları değiştiren Kovid-19 salgınının, okulların, öğrenci sağlığı ve güvenliği konusunda sorumluluğunu daha da artırdığını vurguladı.
2 yıl önce gündemde adı dahi olmayan maske ve sosyal mesafenin, şu anda en kritik konulardan olduğunu vurgulayan Aydın, dikkatli ve disiplinli bir şekilde uygulanan tedbirler sayesinde okulların toplumdaki diğer kalabalık mekânlara nazaran daha güvenli olduğunun altını çizdi: Uzaktan eğitim, hem akademik yönden hem de öğrenci sağlığı yönünden ciddi hasarlar bıraktı. Yüz yüze eğitimin, okul çağı grubunda zaruret olduğunu bu acı tecrübeyle doğrulamış olduk. Salgın bitene kadar geçecek sürede okulların açık tutulması, bir devlet politikası ve toplumsal hedef olarak gözetilmeli.
TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIK
6 Eylül'den bu yana tüm kademelerde ve tam zamanlı olarak yüz yüze eğitimin devam ettiğini belirten Mirkan Aydın, okulların açık kalmasının vaka sayısına olumsuz bir tesirinin olmadığının Sağlık Bakanı tarafından açıklandığını hatırlattı. "Ankara Eğitim Platformu'na üye okullarımızda, günlük vaka sayılarını takip ediyoruz. Ülkedeki vaka sayılarına kıyasla, 'tek tük' diyebileceğimiz seviyede vaka ya da temaslı sayıları ile karşılaşıyoruz" diye ekledi.
Evde yaşayan bireylerin birinde belirti olması hâlinde, öğrenci yüz yüze eğitime gönderilmemeli. Aşıya hak kazanmış tüm bireylerin tam aşılı olması, asıl farkı yaratacak. Bu söyleşi bana, okul sağlığı ve güvenliğinin ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hissettirdi. Sadece okul binası yapıp, içine öğretmen koyarak güvenli okullar oluşturamayız. Tüm imkânlarıyla öğrenci sağlığı ve güvenliğine odaklanan bir eğitim kültürü ile bunu sağlayabiliriz.