Yaşadığımız bu salgın günleri eğitimin ne denli önemli ve sürdürülebilir olması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Zafer Koleji Anaokulu Müdürü Arzu Ünlü ile halen devam etmekte olan salgın günlerinde eğitim adına gereklilikleri ve okulların her koşulda açık kalması üzerine konuştuk. Biz de, bir okul yöneticisinin gözünden tüm bunları değerlendirdik.
Arzu hoca ayrıca eğitim hedeflerine vurgu yaparak, bütün kademelerde bunun önemi üzerinde durdu. Bu dönemde eğitim öğretim programlarımızın en önemli hedeflerinden biri de, çocuklarımızın duygusal ve sosyal yaşamlarındaki eksiklerinin bir an önce giderilmesi noktasında katkıda bulunuyor. Okul, çocuğun öğrenme ve öğretme süreci içerisinde toplumun kendisinden beklediği rol ve modelleri ortaya koyabilmesi ve sosyal davranışları öğrenebilmesi için uygun durum ve yaşantıyı sağlayan en önemli kurum. Bu ortamda okullar, çocuklarımızın salgın döneminde sekteye uğrayan "sosyal bir varlık" oldukları gerçeğini de düşünerek hareket etmeli.
Arzu hoca, uzunca bir süre evde kaldıktan sonra öğrencilere ait özellikle üst düzey zihinsel becerilerde önemli kayıplar yaşanacağını dile getirdi. Çok beğendiğim ve oldukça uygulanabilir bulduğum bir sınıflandırmaya göre öğrenme düzeyleri; bilgi, beceri ve yetenek olarak tanımlanmakta. Bir öğretim programının amacı da işte bu öğrenme düzeylerine uygun olan eğitimi planlamak olmalı. Buradaki bilgi düzeyi aslında bir binanın temeli gibi. Bu temel ne kadar kuvvetli olursa bir sonraki öğrenme düzeyi olan becerileri, öğrencilerimize kazandırmak da o kadar kolay olacak. Örneğin yaratıcılık gibi üst düzey zihinsel becerileri de bir o kadar zenginleşecek. Okullar tüm bunların farkında olan kurumlar olarak hareket etmelidir ve doğası gereği yüz yüze eğitim bir zorunluluk.
Biz okullarımızda tüm bunların farkında olarak, öğrencilerin bu öğrenme düzeylerine ait her bir kazanıma sahip olmaları için, modern, eğitim modelleri ve eğitim ortamları da dahil olmak üzere bütün tasarımları bünyesinde üretebilen ve anaokulundan lise bitimine kadar gerçek bir okul ortamında tüm olanakları öğrencilerine verebilen bir sistem sunmalıyız. Ancak bu düşünce ve programa hizmet eden pek çok kazanım, birlikte yaparak ve yaşayarak hayat bulacak eylemleri gerektirmekte. Bu ise doğası gereği yüz yüze eğitimi zorunlu kılıyor.
YILIN ÖRNEK TV PROGRAMI ÖDÜLÜ
Bu yıl eğitim alanında, yılın örnek TV program dalında "Sait Gürsoy'la Başarıya Doğru" programım EYUDER EYFORXII Altın Meşale Ödülüne layık görüldü. Eğitim Yöneticileri ve Uzmanları Derneği (EYUDER), disiplinler arası bir yaklaşım ve anlayış içinde eğitime ilişkin kuram ve politikalar geliştiriyor. Eğitimcilere yenilik, bilgi, deneyim ve uygulama ortamları sağlıyor. Destek verebilme, eğitim sorunlarını ortaya koyarak, çözüm önerileri üretebilme amacıyla 10 binden fazla üyesi ile, ülkemizin 81 ilinde, yüzlerce ilçesinde ve yurtdışında temsilcilikleri bulunuyor. Eğitimin her alanında öğrenme, öğretme, üretme, geliştirme ve yaygınlaştırma çalışmaları ile sosyal sorumluluk projeleri yürüten bir sivil toplum örgütü.