Yüz yüze eğitimde verilen yaklaşık 1.5 yıllık aranın ardından, bir ay önce okullar yeniden kapılarını açtı. Her ne kadar online eğitim sürecinde ciddi bir aşama kaydedilse de, bu süreç ciddi riskleri de beraberinde getirdi. Öğrencilerin en çok sosyalleştikleri yer olan okullarından uzaklaşması ve tabii teknolojinin artıları yanında getirdiği eksileri ise kimi öğrencilerde öğrenme kaybı olarak geri geldi. Araştırmalar, eğitim kaybı sonrası telafi eğitimi olmadan okula devam eden öğrencilerin geçmiş yıllara göre daha az öğrendiğine dikkat çekti.
Okullardaki bu durumu, gözlemlerine çok güvendiğim Bilnet Okulları Genel Müdürü Zehra Sağ ile konuştum. Yüz yüze eğitime başlanmasıyla birlikte okula dönüşün zaman alabilecek bir süreç olduğunu vurgulayan Zehra Hoca, öğrencilerden önce velilerin üzerlerindeki kaygıları minimum düzeye indirmelerini ve yüz yüze eğitimin çocukların gelişimindeki olumlu etkilerinin hatırlanmasını istedi.
Her çocuğun okula dönmeye hazır bulunuşluk düzeyi farklı. Çocuğun içinde bulunduğu yaş dönemine göre algılaması farklı olsa da ebeveyninin huzursuzluğunu sezen çocuk, okula dönmeyi bir tehlike gibi görebilir. Bu da okula gitmeye ilişkin isteksizlik yaratabilir. Bu noktada çocuğunun faydasını öne koymaya çalışarak, durumu sakinlikle, güven vererek, cesaretlendirerek ele alabilmek, okula uyum sürecini kolaylaştırır.
Ebeveynlerin çocuklarına defalarca yapması gereken şeyleri tembih etmeleri, elini yıka, maskeni çıkarma, arkadaşına dokunma gibi söylemlerle gitmeleri çocukların üzerindeki kaygıyı artırır. Okullar zaten bu sorumluluğu aldı, yaz döneminde hazırlıklarını salgın şartlarına göre yaptı. Okullardaki riskleri minimize etmek, okulun görevi. Çocuğun bu tarz söylemleri ailesinden değil de öğretmeninden duyması, sadece kendi için değil arkadaşlarının sağlığı için de bu konunun önemini kavraması adına çok daha kıymetli.
ÇOCUĞUN BİREYSELLEŞMESİ DESTEKLENMELİ
Uzun zamandır okula gitmeyen çocukların uyku düzenleri bozulmuş durumda, sabah erken kalkmakta zorlanma çocukların okula uyumlarını olumsuz etkiliyor.
Bu süreçte rehber öğretmenlerin yol göstericiliğinde, tüm öğretmenlerle işbirliği içinde olunmalı. Öğrenciler yakından takip edilerek doğru geri bildirimlerle onlara yön gösterilmeli. Tüm öğrencilerin gerek psikolojik gerekse akademik gelişimlerinin desteklenmesine önem verilmeli.
Öğrencilerin yüz yüze eğitime geçiş süreçlerinin çok keskin olmaması adına etüt ve bazı akademik programlar online'da devam ettirilmeli. Ev çalışmalarını kademeli artırmak gibi kararlar alınmalı. Gelecek dünya perspektifinde dijital öğrenme, dijital eğitimin bir parçası olacağından okullarımızda hayata geçirdiğimiz ve geçireceğimiz uygulamaları da bunun öneminin farkında olarak inşa etmeliyiz.