Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer bakanlık devir-teslim töreninde okulların yüz yüze eğitime başlamasıyla ilgili çok net bir duruş sergiledi. Konuşmasında "Artık okulları kapalı tutma gibi bir lüksümüz yoktur" dedi. Daha sonra Sağlık Bakanı ile yaptığı basın açıklamasında, "okulların ilk açılması ve en son kapatılması gereken kurumlar" olması gerektiğinin altını çizdi. Biz de Bakan Özer ile eğitimde son iki haftayı değerlendirdik.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bu iradenin hayata geçmesi için her türlü önlemi de aldı. Önce 57 bin 108 okulun maske ve temizlik ihtiyaçları için 2021 yılı sonuna kadar ihtiyaç duyduğu bütçeyi okullara gönderdi. Ayrıca, 115 bin temizlik elemanı görevlendirdi. Okullardaki aşı, PCR, vaka ve yakın temas durumlarının takip edilebildiği bir elektronik sistem oluşturdu. MEB, okullarda uyulması gereken kuralları Sağlık Bakanlığı ile koordineli bir şekilde yürütüyor. Bu amaçla önce "Kovid- 19 Salgınında Okullarda Alınması Gereken Önlemler Rehberi" hazırlandı. Daha sonra herhangi bir sınıfta bir vaka veya yakın temas olması durumunda takip edilecek prosedürler belirlendi. Öğretmen ve yöneticilere yönelik eğitimler verildi.
KAPATILAN OKUL BULUNMUYOR
Elbette vaka veya yakın temas nedeniyle yüz yüze eğitime ara verilen sınıflar oluyor. Bu sınıftaki öğrenci ve öğretmenler de 14 günlük aradan sonra yüz yüze eğitime geri dönüyor. Bakan Özer, 57 bin 108'i devlet olmak üzere 71 bin 320 okuldan hiçbirinde tüm sınıfların yüz yüze eğitime ara vermediğini açıkladı. Yani, şu anda hiçbir okulumuz kapalı değil.
Tabii bu süreçte kalabalık sınıflar gündeme geliyor. Özer bu konuyu da açık yüreklilikle cevaplandırdı. Eğitim sisteminde 850 bin sınıfın olduğunu ve bu sınıfların büyük çoğunluğunda öğrenci sayısının 25-30 bandında olduğunu ifade etti. Kalabalık sınıfların okul yapmak için arsa bulunamayan bölgelerde ortaya çıktığını ifade eden Özer, buralarda da kiralama yöntemiyle çözüm üretmeye çalıştıklarını belirtti. Kalabalık sınıfların bir diğer nedeninin de deprem güçlendirme ve yıkım nedeniyle ortaya çıktığını belirten Özer, bu kapsamdaki çalışmaların hızlı bir şekilde yürütüldüğünü söyledi.
Özer, ayrıca bu tip okullarda soruna yönelik özel çözümler de üretildiğini ifade etti. Az da olsa bu tip okullarda ikili eğitimden ders sürelerinin kısaltılmasına kadar çok sayıda seçenek yerelde değerlendirilerek hemen uygulamaya konuluyor. Sonuç olarak, uzun aradan sonra yüz yüze eğitime geçebilmek büyük başarı. Süreç yönetimi de oldukça başarılı ve şeffaf. Bizler de okulları açık tutmak için MEB'e destek olmalıyız. Bu nedenle tüm vatandaşlarımızın aşı, PCR, maske, mesafe ve hijyen koşullarına tüm ortamlarda uyması lazım.