Dünyada yükseköğretimde yeni bir yol alınıyor. Tüm dünyadaki yükseköğretim kurumları için salgından sonra her şey eşitlendi. Yarış bir daha başladı. Üniversite tanımı değişiyor, dengeler yeniden kuruluyor. Artık dijital dünya geliyor. Peki, yeni üniversite konsepti nasıl olacak? Bu konuyla ilgili İstinye Üniversitesi (İSÜ) Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Muharrem Usta'ya konuk oldum. Usta ile hem üniversiteyi, hem de yeni dünya düzeninde üniversitenin yerini değerlendirdik.
Liv Hospital, Medical Park ve VM Medical Park olmak üzere üç ayrı hastane markasını tek çatı altında buluşturan ve sağlık sektöründe 25 yılı aşan bilgi, birikim ve yatırımları olan MLP Care Grubu'nun desteğiyle 21. Yüzyıl Anadolu Vakfı tarafından 2015 yılında kurulan İstinye Üniversitesi'nin bugün 10 binin üzerinde öğrencisi bulunuyor. Usta, üniversitenin odak noktasında yapay zekâ ve dijitalleşmenin yer aldığını, her alandaki AR-GE çalışmalarıyla çağımızın bilgisinin üretilmesine katkıda bulunduğunu belirtiyor.
Topkapı ve Vadi Kampüsü'nde toplam 9 fakülte, 2 yüksekokul ve 3 enstitü bulunuyor. Üniversitenin dünya çapında etkili bir araştırma üniversitesi olma amacıyla kurulduğunu belirten Usta, İSÜ'de farklı disiplinlerde çalışmalarını sürdüren 14 AR-GE merkezi yer aldığını da ekliyor. Muharrem Bey özellikle farklı disiplinlerden beslenen bir müfredatı çok önemsediğini belirtiyor.
İŞİN TEMELİ MÜFREDAT
Bana göre tematik bir dünyaya gidiyoruz. Mühendislik fakültelerinin bile zamanı geldiğinde tıp fakülteleriyle iç içe, tematik bölümlerinin oluşması gerekiyor. Bence tıp okuyan bir öğrencinin yazılım mühendisliğinden, işletmeden, iktisattan, ekonomiden, psikolojiden de dersler alarak kendini donanımlı hale getirmesi lazım. Muharrem Usta da benimle aynı fikirde, "Birkaç yıl içerisinde şunu göreceğiz, iyi kurumlar işe alırken diploma yerine, şu eğitimler yeterli mi diye soracaklar. Ben artık diplomaya hiç bakmıyorum" diyor.
Korona sonrası eğitim dâhil tüm paradigmalar değişti. Benim araştırmalarımda gördüğüm şey şu: Bu işin temeli müfredat. Örneğin, sağlık yönetimi mezunu bir öğrenci yazılımı, analizi, datayı kullanmayı bilmediği bir durumda, bence müfredat suçlu. İSÜ'nün, bir numaralı konusu bu. Müfredatla uğraşıyorlar. Artık eğitim kurumları için önemli olan hocaların ne kadar iyi olup olmadığı değil, müfredatı sıkı tutunca öğrenciler her yerden öğrenebiliyor.
Yeni eğitim düzeninde her şey dijital. Salgınla birlikte online dersler, konferanslar hayatımızda daha çok yer aldı. Bence bundan sonra da bu pek değişmeyecek. Dijitale hâkim olmadan iyi bir noktaya gelmek de mümkün değil. Dünya buraya gidiyor. Yeni dünyada mühendisliği bilecek, veriyi işleyebilecek, yazılıma hâkim bir doktor, mühendis, yönetici yetiştirilmeli. Disiplinler arası bir yaklaşımla bir müfredat hazırlamak, ön plana çıkıyor. Üniversitelerimiz, yapay zekâ ve data alanında fark yaratabilecek çalışmalar yapmalılar.