Salgın tüm sektörler gibi eğitim sektörünü de doğrudan etkiledi ve dünyayı kapsayan bir teknolojik dönüşümün kapılarını bir anda sonuna kadar açtı. Geçen yıl mart ayından bu yana mecburen hızlı bir geçiş yaptığımız uzaktan eğitimin detaylarını ve eğitim sektörünün geleceğini Uğur Okulları Genel Müdürü Nil Çiçek ile değerlendirdik. Salgının dünyayı etkisi altına almasıyla birlikte son bir yıl içerisinde, çevrim içi eğitimde küresel çapta yüzde 900 büyüme gerçekleşti. Uzmanlara göre 2021'in sonunda ise dünyada çevrim içi eğitim pazarının 33.5 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Eğitim pratiklerindeki küresel dönüşüm çerçevesinde, Türkiye de hızlı bir politika geliştirerek okul tabanlı eğitimden, dijital eğitim öğretime sağlıklı bir geçiş gerçekleştirdi. Dijitalleşme hayatımızın önemli bir bölümünü kapladı. Teknolojinin destekleyici, tamamlayıcı, geliştirici özelliklerini herkes daha çok fark etti. Her şeyden önemlisi, teknoloji kullanımında sınırlar doğru çizildiğinde, dijital vatandaşlık kavramı doğru anlaşılıp, amaca uygun teknoloji kullanımı yapıldığında teknolojinin aslında faydalı bir şey olduğu herkes tarafından da anlaşıldı.
YEŞİL YAKALILAR
Eğitimdeki bu değişim, gelecek nesillerin hayat standartlarını ve çalışma şekillerini de etkileyecek. Nil Hoca, bu noktada Dünya Ekonomik Forumu'nun "2025'te Çalışma Şeklimizi Belirleyecek 4 Olgu" raporuna dikkat çekmek istiyor. Rapora göre:
2020'nin başında yüzde 5 olan uzaktan çalışma oranı salgınla birlikte yüzde 50'ye ulaşmış durumda. Önümüzdeki yıllarda, yani öğrencilerimizin iş hayatına atılmasıyla birlikte büyük şirketlerin uzun vadeli veya kalıcı olarak uzaktan çalışma sistemini benimsemesi bekleniyor.
Dijitalleşmeyle son 10 yılda birer teknoloji şirketi haline gelen kurumlar, önümüzdeki yıllarda iklim değişikliği sebebiyle, sürdürülebilirlikte benzer bir dönüşüm yaşayarak yeşil işletmeler haline gelecekler. Çalışanların, teknik yetkinliklerini çevre dostu iş süreçleriyle birleştirecek yeşil yakalılar olarak yeniden eğitilmesi öngörülüyor. Yeşil yaka mesleklerin yükselişi, işini yapay zekâ, makine öğrenme ve otomasyon sebebiyle kaybeden kişiler için yeni fırsatlar yaratacak.
Geçmiş yıllarda tercih edilmeyen serbest çalışma, sunduğu çeviklik, esneklik ve uzaktan erişim fırsatlarıyla önümüzdeki yıllarda sıklıkla tercih edilecek.
Yapay zekâ, standart mesleklerin yerini alsa da insan yaratıcılığını taklit edemeyeceği için yaratıcılık ve bilgelik gerektiren işler insanlar tarafından teknoloji desteğiyle yapılmaya devam edecek. Burada biz eğitimcilere düşen görev, öğrencilerimizi hem dönemin ihtiyaçlarına uyum sağlayacak şekilde hem de geleceğin gereksinimlerinin farkında olarak yetiştirmektir. "Eğitim değerlidir" felsefesiyle yola çıkarak çocuklarımızı bugüne ve geleceğe hazırlamalıyız. Onların hem yaşam başarısını hem de akademik başarısını desteklemeliyiz.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz