Sosyetik oyuncu Billur Kalkavan, GÜNAYDIN'a samimi açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz günlerde akciğer kanseri olduğunu oyuncuyönetmen Hamdi Alkan'ın sosyal medya paylaşımı ile öğrendiğimiz Kalkavan, hastalığını nasıl öğrendiğini, psikolojik durumunu ve hayat arkadaşı Buğra Bahadırlı'nın bu süreçte kendisine verdiği desteği bizimle paylaştı.
Kanserle mücadele ettiğinizi öğrendik. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Ocak ayında kovid oldum sonrasında da rahmimden de bir operasyon geçirdim. Bir süre sonra nefesim sıkışmaya başladı. Baktım geçmiyor doktora gitmeye karar verdim. Normalde doktora gitmeyi sevmem ama kovid geçirdiğim için onun izi kaldı diye düşündüm. Doktor "Ciğerinizde bir kitle var" dedi. Tomografi sonuçlarından sonra arayıp onkoloji ve göğüs hastalıkları uzmanına yönlendirdi. Telefonda bunu duyunca hüngür hüngür ağlamaya başladım. Hayat arkadaşım Buğra da ağladı. Üniversite hastanesinde tedavim başladı.
Tedaviniz hangi aşamada?
Kanser ilerlemiş bir noktada ama müdahale edildi. Metastaz yapmış kanserim var ama sıçradığı yerler vücuduma zarar vermemiş. Toplamda 4 kür alacağım. Tedavimin yarısını bitirdim. Bu ay sonunda 3. kürümü almış olacağım. Kemoterapi sonucunda taramalar yapılacak. Hastalığımın seyrine ondan sonra karar verilecek. Ama gözle görülür şekilde lenflerimde küçülmeler var, kan değerlerim de daha iyi durumda. 1.5 ay zor bir süreç yaşadım. Geceleri uykusuzluk ve ağrılarım vardı. Bunlar geçti şimdi. Beyin bu hastalığı nasıl yarattıysa ilaçların da yardımıyla bu hastalığı yeneceğime inanıyorum. Bu tip rahatsızlıkları insanların kendinin yarattığını düşünüyorum.
Bu hastalık neden başıma geldi diye isyan ettiniz mi?
Hayır, isyan etmedim. Bu tip rahatsızlıkları insanların kendilerinin yarattığı kanaatindeyim. Bu benim zihnimle, duygusal durumumla ilgili. Bu süreçte kendimi irdeledim. İçimden bir sürü öfkeler, nefretler, yargılar, neler neler çıktı. Çok şey biriktirmişim içimde. Bana bir şey olmaz, ben neşeli bir insanım diyordum ama öyle değilmiş. Çevremde, ülkemde, dünyada yaşanan olumsuzlukları biriktirmişim, içselleştirmişim. Farkındalıkla bunları içimden çıkarmaya çalışıyorum. Tedavi sürecinde ah, vah diyenler de oldu, beni gömenler de. Dramdan hoşlanmıyorum. Beni olumsuz etkileyen her şeyi hayatımdan uzaklaştırıyorum. Bu hastalık beni öldürmeye değil, geliştirmeye geldi. İsyan etmemek gerektiğini düşünüyorum. Hastalığımı öğrendikten sonra hemen sorguya geçtim ve bu hastalığı nasıl atlatabilirim dedim. Ama şunu da söylemek istiyorum, kansere yakalanmadan önce küstahtım. Mesela beni sağlık sigortası için arayan oluyordu. Ben de 'Beni bir daha rahatsız etmeyin, sigorta yaptıracak hiçbir şey olmaz bana bu hayatta' diyordum. 'Ben çok sağlıklıyım, ben hasta olmam' diyordum. Böyle büyük laflar etmemek gerekiyormuş. Bu şımarıklığı, küstahlığı bıraktım. İyi ki Buğra 60 yaşımı doldurmadan bana sigorta yaptırdı. Ailemden, yetiştiğim ortamdan, güzellikten dolayı biraz şımarıktım kendime göre. Şimdi bunların hepsini bıraktım. Hayatta herkese her şey olabilir. Bu süreçte bunu gördüm.
'NEŞEMİ KAYBETMİŞTİM'
Tevekkül ediyor musunuz?
Ben çok inançlı biriyim. İnsanlar benim için marjinal diyerek yargıda bulunurlar ama para ile imanın kimde olduğunu Allah bilir. İnancım aynı şekilde devam ediyor. Tevekkül ediyorum. Tevekkül edeceğim ki tekamül edebileyim. Bu hastalığı kendimi geliştirmek için yaşadığımı düşünüyorum. Hayat neşemi kaybetmiştim son zamanlarda, üç senedir tatil yapmıyordum. Annemin rahatsızlığından dolayı da tatil programı yapamıyordum. Arkadaşlarımla arama mesafe koymuştum. Güne başlayıp, günü bitiriyordum.
Hiçbir şey yapmaya hevesim yoktu. Suratımın ortasına bir tokat yedim. Hayatın ne kadar güzel olduğunu ve daha yapacak çok şeyim olduğunu anladım. Hayatı çok seviyorum, bu hayatta gitmeden önce halletmem gereken her şeyi de halletmek istiyorum.
'SAHALARA GERİ DÖNECEĞİM'
Bu hastalık size ne öğretti?
Kendimi güncellemem gerektiğini anladım. Kendi versiyonumu yeniledim ve sahalara geri döneceğim. Bu benim için bir hikaye, insanlara ilham olmak istiyorum. Dostum Hamdi Alkan sosyal medyadan beni paylaşınca, insanlardan bana büyük bir sevgi akışı oldu. Bu da beni besledi.
Neden hastalığınızı bir süre sakladınız?
Saklamadım. Ben şöyleyim diye açıklama yapmam ajitasyon olurdu. Önce ben sindirdim. 1.5 ay tedavi gördüm. Hamdi beni ziyarete geldiğinde 'Fotoğraf çekip paylaşabilir miyim?' diye sordu, 'Paylaşabilirsin' dedim. Çünkü Hamdi melek gibi bir insandır, onun paylaşması iyi oldu.
Saçlarınızın dökülmesi sizi nasıl etkiledi?
Doktora 'Ben kel olmak istemiyorum' diyerek ağlamıştım. Doktorum da 'Sizin saçlarınız dökülmesin diye elimden geleni yapacağım' dedi. Ama karar verilen ilk ilaçtan daha güçlü bir ilaç kullandığım için saçlarım döküldü. İyileşmeye konsantre olunca saçı falan önemsemiyorsun. Kemoterapiyi ilk aldığım zaman saçlarım dökülmedi ama 20 gün geçtikten sonra saçlarım elimde kalmaya başladı. Hemşire bana bunu söylemişti. Ben de dökülmeye başlayınca kuaförüme traş ettirmiştim. Şimdi saçlarımla ilgili hiçbir sıkıntım yok. Kendime her zaman önem veren biriyim ama önemli olan bu tedavi sürecini iyi bir şekilde geçirmek. Şimdi tek derdim kilo. Çok zayıfladım. Normal kilom 52 ama hastaneye yattığımda 44 kiloya inmiştim. Canım yemek yemek istemiyordu. Şimdi biraz daha iştahım açıldı. Kilo almaya çalışıyorum. Sağlıklı yaşamaya hep özen gösteren biriyim. Küçüklüğümden beri böyleydim. Zaten doktorum da bana 'Kendine bu kadar iyi bakmasaydın, bu süreci çok zor atlatırdın' dedi. Sağlıklı yaşamanın ekmeğini yiyorum.
HERKES ÖNCE KENDİ HAYATINA BAKSIN
'Marjinal' diye nitelendirilmeniz size ne hissettiriyor?
Marjinal insan, bazı şeyleri insanlar fark etmeden ya da yapmadan yapan insan demektir. Ben bu açıdan marjinal bir insanım, bundan dolayı da gurur duyuyorum. Ama bizde marjinalliği olumsuz bir anlamda kullanıyorlar.
Marjinalim ama dejenere değilim. Marjinal kelimesinin anlamını bilmeden, dejenere anlamında kullananlar var. Bana marjinal diye yaftada bulunanlar önce kendi hayatlarına dönüp bakmalı. Kimseyi yargılamamalıyız. Bir türlü bunu öğrenemiyoruz ne yazık ki.
MARKA GİYİNMEKLE MUTLU OLUNMUYOR
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Herkes mutlu olsun. Mutluluk içten dışa doğrudur. Dışarıdan içeri doğru olmaz. Yani marka kıyafetler giyerek, takma kirpik takarak mutlu olunmuyor. 100 liralık bir şey de giysen marka da giysen ikisi de üstünü örtmektir. Markayla mutlu olunmaz. Tüketim zaten aldı başını gidiyor. Kapitalizmin bir sonucu bu. Eskiden böyle değildik. Yerli malı haftamız vardı, çok severdim. Ben hâlâ yerli marka kullanmaya çok dikkat ediyorum. Kendi mutluluğunu kendin üretmelisin. Açan bir çiçeğe, yeşeren bir ağaca bakarak mutlu olacaksın. Doğadan kopmamak gerekiyor.
EN BÜYÜK DESTEKÇİM BUĞRA
Sizin gibi kanserle mücadele edenlere neler söylemek istersiniz?
İnsanlar kurbana yatmamalı. Bu hastalığın sebeplerini dışarıda arayacakların dönüp, iç dünyalarına bakmaları gerekiyor. Ben hangi kötü düşünceleri ürettim, kimleri, neyi yargıladım ki bu hastalığa yakalandım diye düşünmeliler.
Küs olduklarınız sizi aradı mı?
Ben kimse ile küsmem. Yapım buna müsait değil. Hayatımdan çıkardığım insanlar vardı, onlar aradılar. Benim en büyük desteğim hayat arkadaşım Buğra'dır. 13 senedir birlikteyiz, Allah hak eden herkese böyle bir hayat arkadaşı nasip etsin. Çok zor bir süreçten geçiyoruz, hasta olanın yanındaki için bu süreç çok daha yıpratıcı geçiyor. Ama Buğra çok güçlü bir duruş sergiliyor. Kendimi çok şanslı hissediyorum.
DAHA ÇOK GEZMEK İSTİYORUM
Tedavi sonrası ilk ne yapacaksınız?
Denize girmek istiyorum aslında ama güneşe çıkmamam gerekiyor. Kilyos'a giderim belki, gölgede otururum, arada denize girerim. Buğra ile daha çok gezmek istiyorum. İstanbul dışında arazimiz var, belki oraya ev yaparız. Kedilerimden dolayı çok gezemiyordum ama artık kedilerimin sayısını artırmayı düşünmüyorum. Kendimi her anlamda yenilemek istiyorum.
Türkiye'deki kanser tedavi yöntemlerini nasıl buluyorsunuz?
Kanser tedavisinde çok iyi bir durumdayız. Türkiye'de dünyanın en gelişmiş tedavi yöntemleri uygulanıyor. Yalnız kanser hastalarına şunu özellikle söylemek istiyorum, üçüncü faz çalışması yapılmamış, dünya literatüründe kabul edilmemiş yöntemleri denemesinler.