Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TUBA KALÇIK İLE GÜNDEME DAİR TUBA KALÇIK

Tamer Karadağlı, o eleştirilere tepki gösterdi: Sevgilim 25 yaşında olabilir bunun yanlış bir tarafı yok!

Yurt dışında büyüyen, Avrupa ve Amerika’da birçok projede rol alan ünlü sanatçı Tamer Karadağlı, yaşının ilerlemesiyle birlikte daha milliyetçi olduğunu söyleyerek ekledi: “Parayı da, halkın sevgisini de bu ülkede kazandım. Bu toprakların çocuğuyum. Her ne kadar kovboy çizmesi giysem de; ben bir Türk’üm ve Türk olmaktan gurur duyuyorum

Ünlü oyuncu Tamer Karadağlı, GÜNAYDIN'a konuştu. Karadağlı; oyunculuk kariyeri, milliyetçiliği, kızının annesi Arzu Balkan'la olan ilişkisi, sevgilisi Iraz Yıldız'la aralarındaki yaş farkı ve yeni projeleri hakkında samimi açıklamalar yaptı.
İngilizceyi farklı aksanlarda da konuşabiliyorsunuz. Bu bir sanatçı için büyük avantaj. Yurt dışında kalıp, kariyerinizi orada devam ettirmeyi düşündünüz mü?
Yurt dışında filmler çektim ama yurt dışında kalıp orada kariyer yapmayı hiç düşünmedim açıkçası. Ben parayı da, şöhreti de, halkın sevgisini de bu ülkede kazandım. Ben bu toprakların çocuğuyum. Her ne kadar kovboy çizmesi giysem de, TIR sürüyor olsam da, ben Türk'üm ve Türk olmaktan da gurur duyuyorum. Bu ülkenin değerlerini, kültürünü aldım. Beni ben yapan her şeyi Türkiye'den aldım. Her ne kadar zaman zaman eleştirsek de benim bir tane vatanım var. Burada kazandığım parayı gidip yurt dışında mı harcayacağım? Olmaz böyle bir şey. Ünü de, sevgiyi de bu ülkede kazandım. Sivas'ta da, Erzurum'da da insanlar bana sevgi dolu gözlerle bakıyor. Bu mutluluğun parasal karşılığı yok. Bunu yurt dışında yaşayamam. Eğer oyunculuk açısından bir şeyler yapacaksam Türkiye'de yaparım. Ülkeme bu açıdan büyük bir sevgiyle bağlıyım.

TEKRAR TİYATRO YAPACAĞIM

Yeni bir projeniz var mı? Görüşmelerim devam ediyor. Volkan Severcan ile tiyatro yapıyorduk, pandemiden dolayı ara vermiştik. Tekrar tiyatro yapmak istiyorum, Volkan'la oluruz yine. O benim hem yakın arkadaşım hem de rahat çalıştığım biri.
Geçtiğimiz yıllarda, en popüler olduğunuz dönemde zor bir süreç de yaşamıştınız. Popüler olmanın bedelini mi ödediniz?
O kadar kesin çizgilerle düşünmek doğru değil. Dünyanın her yerinde bu iş böyle. 'Ben çok izlenen bir projede yer alayım, herkes beni takdir etsin ama kimse beni eleştirmesin, hakkımda kötü bir şey yazmasın' diyemeyiz. Seven kadar sevmeyenler de olacaktır ama o kadar çok kişi de bizim yerimizde olmak istiyor ki. Bu yüzden bulunduğum durumdan şikayet etmiyorum. Çok popüler bir projedeydim, herkesin gözü üzerimdeydi. Bu işin nimetleri kadar külfetleri de var. Eğer deriniz yeterince kalınsa yaralanmıyorsunuz ama ben yaralanmıştım. Çok üzüldüğüm zamanlar da oldu ama geride kaldı. Bir de şu var tabii, sanatçıları rol model olarak görmek doğru değil. Politikacılar, bilim insanları rol model olarak görülebilir ama sanatçılar özgür olmalı. Onlara rol modellik gibi bir sorumluluk yüklemeyi doğru bulmuyorum açıkçası. Şunu da belirtmek isterim; şöhretli olmak değil ama seviliyor olmak benim için çok önemli. Sokağa çıktığım zaman halkın beni sevdiğini görmek yetiyor bana. Bir gün bir iş yapayım ve çok beğenilsin isteği hepimizin içinde yatan bir aslandır. Ben bunu yaşadım. Şanslı bir insanım. Ama tabii 'Haluk' karakterinden önce de önemli projelerde yer almıştık. Bir anda bilinen bir oyuncu olmadım yani. Tabii şu da bir gerçek; 'Haluk' karakteri ile geniş bir kitleye ulaştım. 'Çocuklar Duymasın' dizisinin bu kadar sevileceğini hiç tahmin etmemiştim ama bu dizi kariyerimde önemli bir basamak oldu benim için. Kendimi de hiçbir zaman 'çok başarılıyım' diye görmedim. Başarılı projelerde yer aldım. Zaten çok başarılıyım diye düşünürsem kariyerimde ilerleyemem.

DAHA BÜYÜK ADIMLAR ATILMALI

Bir kız babasısınız. Son yılladın kanayan yarası kadına şiddetle ilgili neler söylemek istersiniz?
Kadına şiddette 'şiddetle' karşı çıkıyorum. Bu bizim kanayan yaramız. Ünlülerin çıkıp da 'kadına şiddete karşıyım' demesiyle de çözülmüyor bu sorun. Şiddetle mücadele etmek için çok daha büyük adımlar atılmalı. 'Kadınlar baş tacımız' diyoruz ama bunu hayatımıza yansıtmamız da önemli. Sadece söylemsel düzeyde kalmamalı.

SEVGİLİM 25 YAŞINDA OLABİLİR, BUNUN YANLIŞ BİR TARAFI YOK Kİ!

Ayakkabı takıntınızdan 30 yaş küçük genç sevgilinize kadar birçok konuda basına haber oluyorsunuz...
İnsanların beni ciddiye aldığı kadar ben kendimi ciddiye almıyorum ki. Mesela çizmelerimin konu olması beni şaşırtıyor. Artık insanlar galiba beni eleştirmekten keyif alıyor diye düşünmeye başladım. Ama yeri gelmişken de şunu belirtmek isterim, benim haberlerde söylendiği gibi bir ayakkabı takıntım yok. Kızım olmadan önce misafirliğe gittiğim yerlerde ayakkabımı çıkarıp, çorapla gezmeyi sevmediğim için ayakkabımı çıkarmak istemezdim. Ama kızım olduktan sonra özellikle evdeki hijyen ortamını da düşünerek ayakkabılarımı çıkarıyorum. Misafirliğe gittiğim yerlerde de aynı hassasiyeti gösteriyorum. Diğer konuya gelince, bu benim hayatım. Bu yaşıma geldikten sonra kimseden ne izin alırım ne de kimseye hesap veririm. Sonuçta kanun dışı ya da çok kötü bir şey yapmıyorum. Ben nasıl ki insanların özel hayatıyla ilgili yorum yapmıyorsam, başkalarının da benim özel hayatımla ilgili yorum yapma hakkı yok. 25 yaşında biriyle beraber olmanın tartışılacak bir yanı yok. Sonuçta, 25 küçük bir yaş da değil, o yaşta insanlar büyük şirketlerde yöneticilik yapıyor. Bunun sorgulanacak bir şeyi yok, kimseyi de ilgilendirmez.

ESKİSİ GİBİ HAKKIMDA ÇIKAN HABERLERİ UMURSAMIYORUM

"40 yaşımdan sonra 'Sana ne' demeyi öğrendim" dediniz. Bunu biraz açar mısınız?
Büyüyoruz, yaşımız ilerledikçe bazı şeyleri daha farklı değerlendirmeye başlıyoruz. Gençken kendimizi anlatmak için büyük çaba sarf ederken artık çok da umursamıyorum. Gazetecilerin her yazdığına cevap vermek zorunda değilim, çoğu zaman da vermiyorum zaten. Ancak çok incitici olduğu zaman açıklama yapıyorum. Karşınızdaki kişi sizi sevmiyorsa ya da önyargısı varsa ne yaparsanız yapın onun size bakışını değiştiremiyorsunuz. O yüzden de umursamıyorum eskisi gibi hakkımda çıkan haberleri de, yazılanları da.

ARZU İLE ÖZEL HAYATLARIMIZA BÜYÜK SAYGI GÖSTERİYORUZ

Eski eşiniz Arzu Balkan'la çok güzel bir ilişkiniz var...
Biz Arzu ile çok eski arkadaşız... Benim yakın arkadaşımdı. Evlilik kurumunu yürütemedik sadece. Evli değiliz ama hâlâ sıklıkla görüşüyoruz. Kızımız bizim ortak değerimiz. Onun için de ilişkimizi iyi yürütmemiz çok önemli. Bunu da başarıyoruz. Arzu çok iyi bir insan ve çok ilgili bir anne. Bu açıdan da çok şanslıyım... Özel hayatlarımıza büyük saygı gösteriyoruz. Ne o benim özelime karışıyor ne de ben onun. Zaten öyle bir hakkım da yok. Mühim olan kızımız, tüm çabamız da onun hayallerini gerçekleştirmek için destek olmak.
Bir daha evlenmeyi düşünüyor musunuz? Hayır. Bir daha evlenmeyi düşünmüyorum. 'Haluk' karakterini oynadığım için insanlar beni evlilik kurumuna çok yakıştırıyor ama 'Haluk' da dizinin sonunda boşanmıştı.

YURT DIŞINDA BÜYÜMÜŞ OLSAM DA YAŞIM İLERLEDİKÇE MİLLİYETÇİ BİRİ OLDUM

Amerika'da ve Avrupa'da birçok projede yer aldınız. Böyle projelerde bir Türk oyuncu olarak yer almak size neler hissettiriyor?
Ülkemi yurt dışında temsil etmek bana her zaman gurur vermiştir. Ben ülkemi, bayrağımı, bu toprakları, askerimizi, polisimizi çok seven biriyim. Ben her ne kadar yurt dışında büyümüş olsam da yaşım ilerledikçe milliyetçi bir insan oldum. Yurt dışına sıklıkla gitmek insanın daha milliyetçi bir ruha bürünmesine de sebep oluyor. Bunu bizzat kendimde gördüm. Son rol aldığım dizide asker rolü oynadım. Bu rolü canlandırmak bile bana büyük gurur verdi. Askerlerimizden güzel mesajlar aldım. Onlar canları pahasına vatanımızı koruyor. Biz bugün evimizde rahatça oturuyorsak, sokakta güven içinde geziyorsak, askerlerimizin sayesindedir.

ÜLKEMİZİN DEĞERLERINI SİNEMAMIZLA, DİZİLERİMİZLE DÜNYAYA TANITMALIYIZ

Yurt dışında Türkiye algısını daha iyi bir noktaya getirebilmek adına neler yapılmalı?
Sanat çok önemli bir araç. Amerika kendi kültürünü dünyaya yıllarca sinemasıyla pazarladı. Biz Amerikan filmleriyle büyüdük. Bu bizim hayatımızın her alanını da etkiledi. Kültürel açıdan da sanat önemli bir araç. Biz de kendi sinemamızla, dizilerimizle ülkemizin değerlerini tanıtmalıyız. Türkiye'nin tanıtımını sadece lalelerle ya da 'welcome' diyerek yapamayız. Bütünlük içinde sinemadan diziye, resimden müziğe kadar sanatın tüm dallarıyla bunu yapmamız gerekiyor. Kültür bakanlığımız da bu konuda ciddi yatırımlar yapmalı. Çaba sarf ediyor bu konuda ama çok daha aktif olmamız gerekiyor. Çok kıymetli bir ülkeyiz. Tüm bu değerlerimizi dünyaya sunmalıyız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA