Ünlü müzisyen Murat Dalkılıç, GÜNAYDIN'a özel açıklamalar yaptı. Magazin figürü gibi anılmak istemediğini söyleyen Dalkılıç, "Biz film çekmiyoruz, gerçek hayatlar yaşıyoruz. İlişkilerimizin dizi ya da film gibi izlemesini sevmiyorum" dedi.
30 YENİ BESTE YAPTIM
■ Pandemi süreci müzik sektörünü de şekillendirdi, öyle değil mi?
Dünyadaki müzik sektörünü de, bizleri de çok etkiledi pandemi. Sektör büyük bir değişime girdi. Açıkçası yeni koşullar biz müzisyenleri dijitalleşmeye mecbur bıraktı. Başlarda direndik ama dijitalleşen müziğe ayak uyduruyoruz artık. Dijital dünya bireyselleştirdi bizleri. Çeşitlilik de çok fazla, bu yüzden rekabet arttı. Sektör olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Benim kendi birikimim vardı, o yüzden şanslıyım ama ekibimdekiler için öyle değil durum maalesef. Umarım zor günleri bir an önce atlatırız.
■ Son yıllarda üretkenliğinizin azaldığını düşünüyorum... Buna katılıyor musunuz?
Evet. Eskisi kadar müziğe zaman ayıramadım. Çok bölündüm çünkü. Animasyon şirketime daha çok vakit ayırdım. Müziğe vaktimin yüzde 30'unu verebiliyordum. Şimdi yeniden müziğe yöneldim. Karantinada 30'a yakın beste yaptım. Dinleyicilerimle buluşturacağım.
EKRANDA OLACAĞIM
■ Kendinizi pop-star olarak görüyor musunuz?
Dünyada bence artık 'starlık' kavramı kalmadı. Ulaşılmaz olana yakıştırılan bir kavramdı. Star diye adlandırdığımız sanatçılarla iletişime geçmek çok zordu. Şimdi öyle değil. Sosyal medya üzerinden herkese ulaşabiliyorsun artık. İstediğin görüşü belirtiyor, eleştiriyorsun. Bu yüzden 'starlık' etiketi artık yok. Ben de kendimi star olarak adlandırmıyorum. Ne kadar çok göz önünde olursam o kadar geriliyorum aksine...
■ Yakında yeni bir projeniz var mı?
Evet. Çok güzel bir dijital platform kurdum. Oradan yeni şarkılarımı paylaşacağım dinleyicilerimle. Müzikte çok üretken bir döneme girdim. Güzel besteler yaptım. Sinan Akçıl'dan da besteler aldım. Bunları sırasıyla paylaşacağım Şubat ayında... Melih Kibar albümünde de yer aldım. O da yakın zamanda çıkacak. Oyunculuk için de teklif geldi, kabul ettim. Yakında bir televizyon kanalında sevenlerimin karşısına çıkacağım. Daha fazla ayrıntı vermeyeceğim, sürpriz olsun.
İLİŞKİLERİMİZİN DİZİ GİBİ İZLENMESİNİ SEVMİYORUM
■ Göz önünde olmaktan gerildiğiniz söylediniz. Neden?
Müziğimle gündeme gelmek istiyorum. Mesleğimle alakalı sorular sorulmadığı zaman geriliyorum. Magazin figürü gibi davranılmasını istemiyorum bana. Bizim, hayatımız, acılarımız, sevinçlerimiz gerçek. Film yapmıyoruz. Basının yaşadıklarımızı film gibi kurgulayıp, senaryolaştırmasına itirazım var.
■ Ünlülerle birlikte olmanız basının da ilgisini çekiyor ama...
Biz film çekmiyoruz, gerçek hayatlar yaşıyoruz. Yazılmış senaryo yok. İlişkilerimizin film ya da dizi gibi izlenmesini sevmiyorum. İşim dışındaki konularla ilgili ne kadar çok gündeme gelirsem bana o kadar zararı dokunuyor.
BABA OLMAYI HEP İSTEDİM AMA KADER
■ Baba olmayı istiyor musunuz?
Hep istedim ama kader. Bir şeyi çok istemek yetmiyor, doğru zamanda kısmetle oluyor zaten. Akışa bıraktım. Aile kavramı benim için çok önemli. Evlilik çok güzel bir kurum ama bunu sürdürebilmek zorlaştı. Bireyselleşti insanlar. Çift olmak yerine tek yaşama alışkanlığı, bencilliğe de yol açıyor. Bu da evliliklerin yürümesini zorlaştıran bir durum. Çok şanslıyım ki, çok güzel bir ailede büyüdüm; kalabalıktık ve bağlarımız güçlüydü. Paylaşmanın, dayanışmanın önemini bilirim.
BİR PARTİYE YA DA MAHALLEYE AİT DEĞİLİM
■ Cumhurbaşkanlığı himayesinde düzenlenen Yeditepe Konserleri'nde yer aldınız. Bu konserlere katılan sanatçılar sosyal medyada eleştirilmişti...
Bu konuyla ilgili bizi eleştirenlere ilk tepkiyi gösteren sanatçı benim. Cumhurbaşkanlığı konserleri sayesinde müzisyen arkadaşlarımız evlerine ekmek götürdü. Geniş bir sanatçı kadrosu vardı konserlerde. Yer almadıkları için konserleri eleştirmek, oranın sanatçısı, buranın sanatçısı diye ayrım yapmak çok yanlış. Unutmamak gerekiyor ki, bu etkinlik sayesinde müzik sektöründeki emekçi arkadaşlarımız para kazandı. Tabii ki bu konserlerde yer alacağım. Konserlere siyaset üstü bakmamız gerekiyor. Bu konserler siyasete alet edilmemeli, sanatçıyız biz. Her görüşten, kesimden insana müziğimizle ulaşıyoruz. Sanatçının mahallesi olmaz. Ben kendimi ne bir partiye, ne de bir mahalleye ait görüyorum. Siyaset üzerinden Cumhurbaşkanlığı Konserleri'ne yapılan eleştirileri de bu yüzden haksız buluyorum.
AİLEMİN OTURDUĞU APARTMAN DEPREMDEN BÜYÜK HASAR GÖRDÜ
■ Aileniz İzmir'de yaşıyor. Depremden nasıl etkilendi?
Büyük bir aileyiz ve hepsi aynı yerde oturuyor. Ailemin oturduğu apartman depremde büyük hasar gördü. Yıkım kararı çıktı. Başka eve taşındılar. Allah'a şükür iyiler ama çok zor günler geçirdiler. Büyük bir travma oldu ailem için. Onlar için kaygı duyuyorum hâlâ. Deprem gerçeği ile yaşamayı öğrenmeliyiz. Umarım bu depremden hepimiz dersler çıkarırız. Tekrar tüm İzmir'e büyük geçmiş olsun.
DÖRT DUVAR ARASINDA DAHA ÖZGÜRÜM
■ İlişkilerinizde sadık mısınız? Çapkın erkek imajı çiziyorsunuz çünkü...
Çapkın değilim. Bugüne kadar hep uzun ilişkilerim oldu. Tek eşliyim. Hayatımın büyük bir bölümünü de evde geçiren biriyim. Yılda beş defa dışarı çıkıyorsam basın bunu sanki her gün dışarıdayım gibi lanse ediyor. Yüzlerce haber yapıyorlar. Çok yıpratıcı bir şey bu. O yüzden artık hiç dışarı çıkmıyorum. Doğal karantinada yaşıyorum. Çünkü hakkımda uydurulan hikayelerden sıkıldım. Dört duvar arasında, dışarıdakinden daha özgür hissediyorum kendimi... Dışarıda olunca yanımızdaki arkadaşlarımız da kendilerini huzursuz hissediyor, çünkü onlar da etkileniyor bizim yüzümüzden. Durup dururken ailesine ve çevresine hesap vermek zorunda kalıyorlar. Kimsenin hayatına boşu boşuna dert olmamak adına, kendi fanusumun dışına çıkmıyorum.
BİR GÜN MÜZİĞE BAŞLADIĞIM KUŞADASI'NA DÖNECEĞİM
"KUŞADASI'NDA müzik yaparken ülkenin dört bir yanına gidip sahneye çıkıyordum. Çok da iyi para kazanıyordum. Çevremin ısrarı sonucu İstanbul'da müzik yaşamımı devam ettirdim ama bir gün müziğe başladığım yere, Kuşadası'na döneceğim. İstanbul'da her şey çok hızlı, birçok konuda mücadele veriyorsun yaşamak için. Çok fazla enerjimi alıyor bu..."