Gençlere iki tavsiyem var Kuran-ı Kerim'i ve Atatürk'ün emperyalist güçlerle savaşını iyi anlayın
Çok sesli müziğin duayen ismi Timur Selçuk, GÜNAYDIN'a çok özel açıklamalarda bulundu.
Türk müziğinin en büyük ustalarından Münir Nurettin Selçuk'un oğlu olan Timur Selçuk; solun başarılı olamamasının nedenini politikacılara bağladı: "İnsani değerleri daha çok ön plana çıkarsalar belki daha çok kişinin gönlüne girebilirler. İnsanları oy olarak görüp yaklaştıkları için de başarılı olamıyorlar."
- Müzikte 50 yılı geride bıraktınız...
Evet. İlk çalışmam 'Ayrılanlar İçin' ve 'Sen Neredesin', 1967'de Fransızca olarak Fransa'da çıkmıştı. O döneme damgasını vuran Timur Selçuk şarkılarıyla birlikte bugün de yeni nesil tarafından hâlâ ilgiyle takip ediliyor. İlki gerçekleşmiş olan 50'nci yıl konserimde dinleyicilerimle hasret giderdik. Buluşmalar devam edecek.
- Türk müziğinin en önemli isimlerinden Münir Nurettin Selçuk'un oğlu olmak size ne gibi sorumluluklar yükledi?
Sizde malzeme yoksa kimin oğlu olursanız olun hiçbir şey ifade etmez. Öncelikle tüm bunları maddi ve manevi anlamda hissedecek bir bilince sahip olmanız gerekiyor. Yaradan demek ki bu anlamda bana yardım etti ve babamdan gelen sorumluluğu elimden geldiğince taşıdım.
Hayırlı bir sorumluluk oldu. Kendi dalımda yapabileceğim kadar hizmet etmeye, eser vermeye ve öğrenci yetiştirmeye gayret ettim. Ne anneme, ne de babama gölge düşürecek hiçbir şey yapmadım.
MÜZİĞİMİZ DÜNYADA YOK
- Türk müziğini diğer dünya müziklerinden ayıran en önemli özellik ne?
Müziğimizde insani ve ahlaki değerlerin birinci planda olması, bizi diğer dünya müziklerinden ayıran en önemli özellik. Bütün makam ve usuller, kişinin yaşantısını anlatan şeylerdir. Hem Türk müziğimiz, hem de halk müziğimiz bunu en güzel biçimde ve taraf tutmadan anlatır. Bu kadar üst düzey ve derinliğe sahip bir yapı başka hiçbir dünya müziğinde yok bence. Müziğimizin böyle olmasını ise ahlaki ve kültürel değerlerimize bağlıyorum.
Kuran'dan başlayıp Peygamber Efendimiz'e, namazımıza, orucumuza kadar manevi dünyamızın zenginliği, ahlaki ve kültürel değerlerimiz müziğimizi böyle kıymetli kılıyor. Türkiye gibi çok özel bir ülkede yaşıyoruz. Türkiye hem Doğu'dur, hem de Batı.
Kültürüyle, tarihiyle böyle zengin bir ülke daha yok.
Bizim Türkiye olarak dünya çapında özendirici bir ülke olmamız için de değerlerimizi yeni kuşaklara aktarmamız gerekiyor. Bunu da aileler ve eğitim aracılığıyla yapabiliriz ancak.
- Daha önceki "Ben namaz kılan, Kuran okuyan bir sosyalistim" açıklamanız tepki çekmişti. Pişman oldunuz mu bu açıklamanızdan?
Asla! Yine aynı şeyi söylerim.
Sol dünya görüşüne sahip ve inançlı bir insanım. Ben yalnız Allah'a secde ederim.
Ve namazda hep 'Allah'ım bana sahip çık, yanlışlarımı ve eksiklerimi göster' diye dua ediyorum.
- O dönemde en çok kimlerden tepki aldınız?
Bu açıklamam çok yadırgandı, özellikle de solcular tarafından.
'Dönem değişti, o yüzden mi böyle söyledin' gibi geri dönüşler de almıştım.
Ama böyle bir şey yok tabii ki. Ben hep inançlı biriydim. Dini değerleri de; üretmek, paylaşmak ve zulme sessiz kalmamak olarak görüyorum. Dinimizde üretmek ve paylaşmak çok önemli. Günümüze baktığımızda üreten ve paylaşan bir sistem, emperyalizmin karşısında yer alır. Emperyalizm; zayıf ülkeleri alır, kendisine bağlar ve sömürür. Benim dini değerlerim ise böyle değil. Sol ideolojinin temelinde de üretmek ve paylaşmak var. O yüzden de dünya görüşü olarak kendime en yakın bu ideolojiyi görüyorum.
- Babanızın, eserleriyle ilgili vasiyeti oldu mu?
"Eserlerime doğru sahip çıkın, geleceğe yanlış aktarılmasın" derdi. Çok dik duran biriydi. Babam, Mustafa Kemal'in sofrasında bulunmuş bir insandı. Çok özel bir kuşaktan geliyor kendisi. Çok da üretkendi.
- Yahya Kemal ile dostluğu da vardı, değil mi?
Evet, birçok şiirini besteledi.
Güzel dostlukları bu kadar üretken olmalarını sağladı.
Yahya Kemal babama "Senden başka kimsenin şarkılarımı bestelemesini istemiyorum" demiş. Birlikte uzun vakit geçiriyorlardı.
Hatta 'Aziz İstanbul' şarkısını yaparken babamla Yahya Kemal gün ağarana kadar çalışmışlar. İkisi de ülke değerlerine sahip çıkan ve eserlerine yansıtan aydınlardı.
Zaten ikisinin böyle güzel bir bağ kurmasının temelinde de bu vardı. Babam da, Yahya Kemal de Türkiye halkı için eserler üretmiş, bu toprakların aydınlarıydı.
AYRIŞMALAR SONA ERMELİ
- Bir sanatçı olarak siz kendinizi bu açıdan nasıl tanımlıyorsunuz?
Ben de bu ülke için üretim yapıyorum. Şarkılarım her kesimden insana dokunuyor.
Kendimi hiçbir zaman 'Şu kesimin sanatçısıyım' diye tanımlamadım, böyle ayrışmaları da doğru bulmuyorum.
Bu ayrışmalara son vermek için diyalog kurmalıyız.
Sessiz kalarak hiçbir sorunu çözemeyiz. Gençlere ve öğrencilerime hep şunu söylüyorum:
İki Mustafa'yı doğru kavrarsak bu topraklarda hiç çatışma yaşanmaz.
Peygamber Efendimiz'in hayatı ve bize ilettiği Kuran'ı Kerim'i iyi anlamalıyız önce. Manevi değerlerin bütününü anlatan kitabımız bize öncülük etmeli. Bir de Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı'ndaki tüm emperyalist güçlerle mücadelesi ve cumhuriyeti kurarkenki yaklaşımını çok iyi kavramalıyız.
Yeni kuşaklar Mustafa Kemal'in onlara bıraktığı 'Nutuk' kitabını iyi anlamalı.
Hem Müslümanlığı yaşayışımızla, hem de cumhuriyetimizle bütün dünyaya ışık tutacak kadar önemli bir ülkeyiz.
Bu açıdan Türkiye olarak diğer ülkelere de yol gösterici olmalıyız.
MÜZİKTE HÂLÂ MİLLİLEŞMEYI BAŞARAMADIK
- Birçok alanda millileşmenin önemine dikkat çekilirken, müzik alanında bunu yeterince başarabildiğimizi düşünüyor musunuz?
Hayır ne yazık ki. Müzikte millileşmeyi başaramadık hâlâ. Yeni nesle müziğimizi daha iyi öğretmemiz gerekiyor.
Bunun için de makam, usul ve form açısından yapılacak daha çok şeyimiz var.
Kendi müziğimizin eğitimin içine daha fazla katılması çok önemli bir adım olur. Çok sesli müzik konservatuarlarında hem halk müziğinin, hem de Türk müziğinin ders olarak verilmesi gerekiyor. Öğrencilere bunu öğretmek lazım. Kendi müziğimizden kopmamamız için bu şart.
İNSANLARI OY OLARAK GÖRDÜKLERİ İÇİN BAŞARILI DEĞİLLER
- İfadenize göre temelinde paylaşım ve üretmenin olduğu sol, neden başarı yakalayamıyor sizce?
Başarılı değil, evet. Çünkü bunu yönetenler insani açıdan değil de, politik açıdan bakıyorlar. Solun politikacıları, insani değerleri daha çok ön plana çıkarsalar belki daha çok kişinin gönlüne girebilirler. İnsanları oy olarak görüp yaklaştıkları için de başarılı olamıyorlar.
YILLARCA YURT DIŞINDA YAŞADIM AMA BU TOPRAKLARA İHANET ETMEDİM
- Babanız usta müzisyen Münir Nurettin Selçuk, döneminin büyük bir aydınıydı. Siz bunu devam ettirdiğinizi düşünüyor musunuz?
Benim için aydın demek; üreten, paylaşan ve haksızlığa sessiz kalmayan demektir. Üretirken de bu ülkenin değerlerine göre üretmek gerekiyor.
Babam; eserleriyle, duruşuyla yaşadığı dönemin en önemli aydınlarındandı.
ASLA ASİMİLE OLMADIM
Ben de Batı tarzında çalışmalar yaptım ama buranın değerlerini eserlerime hep yansıttım. Bu topraklara ihanet etmedim hiçbir zaman. Yıllarca yurt dışında yaşadım ama asla asimile olmadım. Bu topraklara olan aidiyetimi hiç kaybetmedim. Böyle olmamda da rahmetli annem ve babamın etkisi var. Babam bana nasihat etmez, oğlum nasılsa beni takip eder diye bakardı.
Benim çalışmalarımı da yakından takip ederdi. Onu hiç mahcup etmedim.