Geçen haftaki yazım üzerine birçok geri dönüş aldım. Bu geri dönüşlerden anlıyorum ki, sosyal medya üzerinden sundukları marjinal yaşamlarıyla 'yeni rol model'lerin ortaya çıkması, demek ki sadece bende rahatsızlık yaratmamış...
'Gençlerin yanı sıra çocuklara da kötü örnek oluyorlar', 'Medya olarak siz de özeleştiri yapmalısınız' diye yorumlar aldım. 'İsteyen takip eder, isteyen etmez, kimse zorla takip etmiyor' gibi geri dönüşler de oldu ama çoğunluk bu fenomenlerden rahatsızlığını dile getirdi. Öncelikle şunu belirteyim; herkesin yaşam tarzı ve cinsel tercihine saygı duymak zorundayız.
Kimse kimsenin yaşam tarzına ya da cinsel tercihine müdahale edemez. Benim eleştirim; cinsel tercihini özendirici bir üslupla yeni nesle sunan ve bunu rant kapısı haline getirenlere...
Emek harcamadan kolay para kazananlara, akıllı olmayı kısa yoldan köşeyi dönmek zannedenlere, toplumsal yozlaşmaya su taşıyanlara, ahlaki değerlerimizi erozyona uğratanlara... Eğitimli olmayı, marjinal hayat yaşamamayı, beyin gücüyle para kazanmayı değersizleştirenlere...
Yoksa istedikleri gibi bir hayat yaşasınlar, bu kimseyi ilgilendirmez.
MEDYA SUÇLU MU?
Benim itirazım; bazı sosyal medya fenomenlerinin özel yaşamını PR malzemesi haline getirip, özendirici biçimde sunmasına.
Amacım ise, yeni rol model olma yolunda ilerleyen bu fenomenlerin genç kuşaklar üzerinde yaratabileceği erozyona dikkat çekmek.
İçinde bulunduğumuz bu kaygı verici tabloda, medya olarak hiç suçumuz yok mu? Elbette var. Hatta iğneyi önce kendimize batırmalıyız.
Neden mi?
Yapılan haberlerle, röportajlarla bu fenomenleri toplumun gözünün içine sokarcasına allayıp pulladığımız için...
Emeğiyle, üretkenliğiyle, beyin gücüyle Türkiye'ye değer katan insanımızdan çok daha fazla bu fenomenlere yer verdiğimiz için... Onları daha da popüler hale getirip marjinal hayatlarını normalmiş gibi sunduğumuz için...
Yaşam tarzlarını, tercihlerini, lüks hayatlarını özendirici şekilde daha görünür hale getirdiğimiz için...
ÇOCUKLARI KORUYALIM
Marjinal hayatları cazibe merkezi haline getirmenin ve bunları rol model olarak sunmanın toplumsal açıdan bize yarar sağlamayacağı, aksine zarardan başka bir şey getiremeyeceği açıkça ortadadır. Kimlik gelişim sürecinde olan çocukları ve gençleri, ileride etkileri çok daha net biçimde görülebilecek olan bu kötü rol modellerden korumamız elzemdir. Yeni neslin erozyona uğramaması için başta 18 yaş altında çocuğa sahip olan anne ve babaların çok dikkatli davranması gerekiyor. Çocuklarının internet ve sosyal medya kullanımlarını yakından takip etmeli ve onları olumsuz etkileyecek içeriklerden korumalılar.
Medya olarak biz de en azından bundan sonra 'zararın neresinden dönersek kardır' şiarıyla hareket etmeliyiz. Bu fenomenleri yıldızlaştıran, ön plana çıkaran veya onların rant çarklarına katkı sağlayacak haberler yapmaktan kaçınmalıyız.
Atatürk'ün cumhuriyeti emanet ettiği gençleri yanlış örneklerden korumak ve onlara ülkemizi ileriye taşıyacak rol modeller sunmak adına bize büyük bir sorumluluk düşüyor.