Tüm kış hem psikolojik hem de fiziken sınanmışsın… Çalışmaktan heder olmuşsun. Bir tanecik tatil programı yapmışsın ki yılın yorgunluğunu atasın. Hayaller huzur, gerçekler kaos!
Çünkü gittiğin beach clup'taki DJ, agresif rap hayranı… Basıyor küfürlü şarkıları, dayıyor volümü…
Beyin çorba. Ne deniz, ne güneş, ne kumsal seni teselli edebilir o noktadan sonra.
Tam "Rap şarkılara alışabilirim, ön yargılı olmayayım" diyorsun, DJ arkadaşın modu değişiyor, Hande Yener'den başlıyor, Demet Akalın'dan çıkıyor, araya bir de Seda Sayan attırıyor.
Plajdaki müzik borsası inişli çıkışlı, karman çorman… Tıpkı hayat gibi… Oysa ne güzel başlamıştı yaz tatili.
İNSANLIK SINAVI
Ben Ayvalık Cunda hattında Sefo eşliğinde okey oynayan emekli teyzeler, Ankara havasında denize giren hipster'lar gördüm! DJ, "Benim kitlem kim, günün bu saati ne çalmalıyım?" demeden harcadı bizi ve tatlı tatilimizin bir gününü…
O bir gün insanlık sınavı gibiydi, akıl sağlığımız yerinde atlattık çok şükür ama bana ders oldu. Bir daha beach clup'e girmeden yemek menüsünden önce DJ'in playlist'ini görmek istiyorum…
"Bir ben miyim arıza?" diye çevremdekilere de sordum meğer sahillerde bu yazın en büyük dramı müzik konusunda yaşanıyormuş. İpini koparan kendini DJ ilan edip, kendini DJ kabinine atmış.
Tatilin bitmesine dört gün kala keşfettiğim beach benim için maruz kaldığım müzik mağduriyetinin terapisi gibi oldu. Soft, sözsüz, caz tınılarıyla güne başladık. Akşam üstü dozunda elektronik müzikle havaya girdik. Yorulmadık vesselam…
MÜZİĞE DİKKAT
Beach'in işletmecisi Can Ergül aynı zamanda DJ'liğini de yapıyor. Onunla sohbet ettim bu konu hakkında, "Yaz tatili ve orada dinlediğin müzikler özeldir, belki yaz aşkınla ilk karşılaşmanı o müzikle hatırlayacaksın. İnsanlar, günü geçirecekleri plajı seçerken 'DJ ne çalıyor?' diye sorsunlar. Ben 15 yıldır playlist'i hiç değişmeyen plaj biliyorum" diyor.
Can'ın bir müzik platformunda diskotek delisi diye bir hesabı var göz atın mutlaka…
Demem o ki, yemek menüsünü incelediğiniz plajlarda çalınan müziğe çok dikkat edin. Yoksa mağdur olursunuz!
ORMAN YASAĞI!
Geçtiğimiz yıl orman yangınları içimizi dağladı. O yüzden bu yıl yoğurdu üfleyerek yiyoruz. Cunda, çam ormanlarıyla meşhur bir yer… Her yaz vatandaşın en büyük aktivitelerinden biri o ormanlara sandalyesini atıp denize girmekti. Bu yaz bu mümkün değil. Çünkü ormanlar insanlara kapandı. Jandarma yolun başında kesiyor yolunuzu ve nereye gittiğinizi soruyor. Bir otel ya da plaja gidiyorsanız, rezervasyonunuzu teyit etmek için orayı arıyor. Son derece yerinde bir uygulama olmuş. Çünkü Cundalılar bilir ki bir yangın tüm Cunda'yı yok etmeye yeter. Gerçekten bu tedbiri takdir ettim. Elbette plajlar ve ormanlar bizim ama bakmayı bilemiyorsak, korunması da şart!
Bİ SUS BE MAYMUN ZİHİN!
Gün içinde zihnimizin hep daldan dala konduğunun farkındasınız değil mi? Bir tek ben böyle olmamam! Değilmişim. Doğu felsefesinde buna 'maymun zihni' deniyor. Zihin tıpkı maymun gibi daldan dala, konudan konuya atlayan bir yapıya sahip. Zihin arka planda, o konuşmayı yapıyor, geçmişteki bir anıyı tekrar yaşıyor, felaket senaryolarında savruluyor… Durmuyor yani. 'Dokuz Mükemmel Yabancı' isimli okuduğum kitapta (Nicole Kidman'ın başrolünü oynadığı bir dizi olarak da çekilmiş) sağlıklı yaşam kampına giren kişiler maymun zihnini durdurmak için 5 günlük sessizlik orucuna başlıyor. Kimseyle konuşmadan, göz teması kurmadan geçirilen beş gün insanı maymun zihninden bir süreliğine kurtarıyormuş. Bence denemeye değer. Varsa böyle bir kamp gönüllüyüm, gidip susayım istiyorum!