Bülent Cankurt, geçen gün Defne Samyeli'nin kendisinden küçük sevgilisini yazmış. Defne Samyeli 49, beyefendi 40 yaşında olduğu için, yeni sevgiliye 'çıtır' deyivermiş Cankurt. Adam o sabah daha bir özgüvenli uyanmıştır eminim... 40 ve çıtır...! Sağol be Bülent... Benim de içim rahatladı. Mesele araya yaş sokmakla oluyorsa, o iş bende... 40'ımda çıtır mertebesi için tek yapmam gereken; dokuz yaş büyük birini bulmak. Aaaa tesadüfe bak, bulmuşum bile! Eşim benden 9 yaş büyük olduğuna göre, hooppp ben de otomatik olarak çıtır oldum. Günüm güzelleşti vallahi...
Şaka bir yana... Bayılıyorum bu çıtırlı kıtırlı tartışmalara... Ve öyle hafife alınacak bir konu da değil bu çıtır mevzu... Kime göre, neye göre diye başlarız, çıtırlık ve çıtır kalma sendromu üzerinden derinlere ineriz...
Çıtırlıktan anladığımız, çıtır çıtır, kıpır kıpır, gençlikli bir durum, bu konuda herkes hemfikir sanırım.
Bence çıtırlar üçe ayrılır:
1- ORTAM ÇITIRLARI
İçinde doğalından, genetik bir akım olan, girdiği ortama enerji saçanlar... Hani bir yere girer de ortam bir anda şenlenir... Bunlar işte ortam çıtırı... Kim ortam çıtırı değil hemen yaşanmış bir örnekle anlatayım: Bir keresinde, yeni tanıştığım, aynı yaş civarında olduğum bir çiftle yemekte buluştuk. Yemede içmede sınır tanımadığım, ketojenik paranoyalara girmediğim, kalorinin kelime anlamını bilmediğim günlerden söz ediyorum...
Kremalı mantarlı fettucininin kalbimin prensi olduğu zamanlar... Ben menüde kalp krizine sebep olacak ne varsa sipariş ederken, karşımdaki çift, sözleşme inceler gibi inceledi menüyü... Sonra ineklere yaraşır bir ziyaret çektiler kendilerine. Tek kadeh içmediler. Yemekte sohbet koyuydu, tansiyondan girdik, kemik erimesinden çıktık. Sanırsınız dizlerimizde iki battaniye, Etiler Huzurevi Bahçesi'nde tekaüt dostlarımla laflıyoruz... Tatlı faslına geçmeden önce, benim çift, annemde gördüğüm hap kutularını çıkarıp birbirlerine ikram edip, içmeye başlayınca bende tel koptu. O gün bugündür görüşmüyorum bu arkadaşlarla... İçim yaşlandı bir yemekte... İşte bunlar ortam çıtırı değil mesela... Ve bazılarının içi erken yaşlanıyor. Buna tıpta bir çözüm üreten de olmadı henüz.
2- DIŞI ÇITIR YAŞI KITIRLAR
Genelde kadınlar, zaman zaman da erkekler bu kategoriye giriyor. Dışı çıtır, yaşı kıtır dozunu iyi tutturursan, yaşadın... Nasıl mı? Şöyle: Yani için kıpır kıpır, tek sorun yılların üzerindeki yarattığı etki. Oooo bunun çözümü kolay! Biraz nakitle bir haftada 10 yaş genç gözükmek garanti. Bak ünlülere, kimse yaşlanmıyor artık. Estetik ve medikal cerrahi sağ olsun kimsenin yaşını tahmin etmek mümkün değil. Eeee biraz da yediğine içtiğine dikkat edersin... Hoppp gençlik başımda duman diye gezersin... Misal yazının başında da ismi geçen Defne Samyeli... Ona 49 diyen çarpılır! Gülşen'i sahnede görüp, 30'dan fazla diyen, dönsün kendi 30'una baksın! Seda Sayan ve Ajda Pekkan'a hiç girmiyorum bile... Amaaaaa... Evet bir aması var durumun.
COOL OL!
Bu çıtır kıtır dengesini tutturamazsan yandın, çoluğun çocuğun maskarası olursun.... İçin çıtır, dışın kıtırsa, kendini modifiye edip yaşından küçük duruyorsan, orada sakince dur... Öyle 17'lik teenage'ler gibi beli açıkta bırakan crop üstler, dudak büküp selfie çektirmeler, Tik Tok alemlerinde komik danslar dalgasına kendini kaptırmalar... Cool ol, canımı ye, çıtır kal! Dedim ya böyle erkekler de var diye... Onların işi daha kolay, medikal dokunuşlar minimumda, spor salonu günde iki dozla, onlar dışı çıtır, yaşı kıtır kategorisine hemen girerler. Saadettin Saran der kapatırım konuyu...
3- 'DOĞALLIKTAN YANAYIM'CILAR
Bunlar "Hayatta botoks yaptırmam, dolgu mu? Evlerden ırak! Doğallık en güzeli" tayfası.
Bunlar evlenip barklanmış, çocuk derdine düşmüş, komşularla çay börek günleri düzenleyen tayfa. Kendine bakan, güzel görünmek isteyenlere dudak bükücüler.
Ne zaman kocalarının gözü, gittikleri yemekte yan masadaki silikonluya takılır, o zaman akılları başlarına gelir. Doğallıkla, salmışlığı karıştırdıklarını anlayıp "Evreka!" derler...
Nereden girdik bu mevzuya unuttum. Ama ömür biter bu mevzu bitmez gibi geliyor bana...
TANIDIK GELDİ Mİ?
Selin Ciğerci, katıldığı bir magazin programında usta oyuncu Uğur Yücel'i tanımadığını belirterek, "Benim birini tanımam için magazinde yer alması gerekiyor" demiş. Takmasın kafasına Uğur Yücel'i bence. Aklıma Doç. Dr. Ebru Güzel'le yaptığımız sohbet geldi. Ona sormuştum,
"Şu an en popüler gibi görünen fenomenleri ne bekliyor ileride?" diye... Şöyle demişti:
"Sonlu bir şey bekliyor. Aslında fenomen olmaya çalışıp da kayadan düşenlerin durumu daha acı. Dizi oyunculuğu popülerken, bunu isteyen 10 bin kadın vardı diyelim, bunlardan yüzü bir yere geldi. Şimdi durum daha karışık, milyarlar aynı anda fenomen olmak istiyor. Hedef küçük, gelen kitle çok büyük, koşarken birbirini eziyor insanlar. Abandone olmuş vaziyetteyiz, Instagram ünlüsü farklı, YouTube ünlüsü farklı, Tik Tok farklı. Bu kaos ruhsal sağlığımızı bozdu. Öz değerlerimize, geçmişteki geleneksel değerlerimize dönmezsek, bu sistemin hem mağduru hem de zorbası olacağız."
Şu an zorbalık yapan Selin Ciğerci, bence Uğur Yücel'i tanıyıp tanımadığına yoğunlaşacağına, ben kaç yıl daha tanınırım bu kafayla, ona yorsun güzel aklını...