Fosfor bombası kullanmak, hastaneleri, okulları bombalamak, sivil insanları öldürmek, işkencelerden geçirmek, göçe zorlamak vs.
İsrail'in Filistinlilere karşı uyguladığı insanlık dışı eylemler saymakla bitmez.
Bu insanlık suçlarıyla ilgili haberleri okurken şaşırma duygunuzu da kaybediyorsunuz.
Daha kötüsü olamaz dediğinizde hep daha kötüsü ortaya çıkıyor.
İşte bunun son örneği; El Cezire'nin haberine göre İsrail ordusuna ait droneları ağlayan bebek ve yardım çığlığı atan kadın sesi çıkarıyor.
Bu sese kanıp yardıma koşan sivilleri de İsrailli kesin nişancılar vuruyor!
Şeytanın bile aklına gelmeyecek tuzakları bulmadan İsrail ordusunun üstüne yok!
BÖLÜM SONU CANAVARI!
Başarılı gazeteci Ömer Faruk Görçin yukarıda paylaştığım haberle ilgili sosyal medyada şu paylaşımı yapmış: "Dünyanın nasıl bir yer olduğunu görmek için bu haberi şu bilgiyle birlikte değerlendirin lütfen: Google'a 'Dünyanın en ahlaklı ordusu' yazınca hep İsrail ordusu çıkıyor. Çünkü sloganları bu ve bu konuşulsun diye milyonlarca dolar harcıyorlar."
Google'a reklam verince İsrail ordusu en ahlaklı ordu oluyor, iyi mi? Algı oyunundaki şeytanlığa bakar mısınız? Hani bilgisayar oyunlarında son seviye ulaştığınızda bölüm sonu canavarı çıkar. Onu yenmek çok zordur.
Bence dünyanın bölüm sonu canavarı İsrail ordusu olabilir!
Ama her bölüm sonu canavarı bir gün mutlaka kaybeder!
***
HİLELİ BÖREK VE BAHARAT!
Tarım ve Orman Bakanlığı gıdada hile yapan yeni firmalar ve ürünlerini açıkladı.
Listede, sucukta baş eti, börekte sakatat, baharatta gıda boyası gibi hilelerin yapıldığı görüldü.
Listede birçok marketin rafında yer alan ünlü bir baharat markası ve İstanbul'da birçok şubesi bulunan bir börekçi de var.
Bu baharat markasıyla, börekçi daha önce açıklanan listelerde de yer almışlardı!
Suçun devamında cezalar katlanarak artıyor ama görünen o ki, gıdada hile yapanlar listesinde yer almak caydırıcı olmuyor!
Suçun tekrarında işletme kapatmanın dışında hapis cezası ve firmaların farklı adlarla satış yapmasını engelleyecek daha sert cezalar uygulanmalı.
***
YETKİSİZ ÇAKAR KULLANIMI!
Geçtiğimiz ay usulsüz çakar kullanan sürücülere 96 bin TL ceza kesileceği, sürücü belgeleri 30 gün süreyle geri alınacağı açıklanmıştı.
Suçun tekrarında ise tüm bu cezalar katlanarak devam edecek.
Bu rekor cezalardan sonra usulsüz 'çakar' kullanan kalmaz diye düşünüyorduk ama geçtiğimiz hafta yapılan denetimlerde yine usulsüz 'çakar' kullananlar tespit edildi.
Ağır cezalara rağmen usulsüz çakar kullanımı bitecek gibi gözükmüyor.
Önceki gün usulsüz çakar kullananlara psikolojik test uygulanacağına dair haberler okuyunca sorunun daha büyük olduğuna karar verdim, Artık yetkisiz çakar ve tepe lambası kullananların ehliyetine önce 30 gün, kullanmaya devam ederlerse 60 gün el konulacak.
Ehliyetine 60 gün el konulan sürücülere ehliyetleri, psiko-teknik değerlendirme ve psikiyatri uzmanının muayenesini sonrası geri verilecek.
Testi geçemeyen ehliyetini alamayacak.
Bu cezadan anladığım; yetkisiz çakar kullanımı sadece trafik sıkışıklığından kurtulmak için yapılmıyormuş.
Bunun bir de psikolojik boyutu varmış!
Bence yetkisiz çakar kullananlar arasında kendilerini polis, savcı vs. gibi görenler de var.
Yetkisiz çakar kullananların psikolojik testten geçirilecek olmasının başka bir açıklaması olabilir mi? Bu suçu işleyenler arasında kişilik çatışması yaşayanlar da olabilir!
***
ENGELLİ DÜŞMANI SCOOTER'LAR!
3 Aralık Dünya Engelliler Gününü çeşitli etkinliklerle kutladık. Medyada engelli vatandaşların başarılarını konu alan ilham verici yaşam öyküleri çıktı.
Ancak engelli vatandaşlarımızı yılda bir gün hatırlamaktan daha fazlasını yapmalıyız.
Onların gündelik hayata sorunsuz bir şekilde katılmaları için önlerine çıkan engelleri kaldırmalıyız.
Örneğin İstanbul'un merkezi semtlerinde kaldırımlar işletmelerin masaları, motosiklet ve scooter'larla dolu.
Bazen otomobil park edenler bile çıkıyor!
Özellikle scooter'lar engelli vatandaşlarımız için bubi tuzağı gibi.
Bunlara takılıp düşen ve yaralanan birçok engelli var.
Scooter'lar yüzünden tekerlekli sandalyeyle dışarıya çıkamayanlar var!
Bir ara bazı ilçe belediyeleri scooter'lar için belirli park alanları oluşturmuştu.
Sonra her şey unutuldu!
Scooter'lar 'GPRS'le takip edilen teknolojik araçlar. Bu araçların yazılımlarını belirli park alanlarına park edilecek şekilde ayarlamak mümkün!
Ama bu basit yazılım değişikliği scooter şirketlerinin işine gelmiyor!
Daha fazla kar elde etmek için engelli vatandaşları umursamıyorlar.
Onlar umursamıyorsa, belediyeler bu şirketlere yaptırım uygulamalı.
***
KAÇAK YAYLA EVLERİNE AF MI ÇIKIYOR?
Orman Yasası'nın 17. maddesinin yürürlükten kaldırılacağı iddia ediliyor. Bu madde, devlet ormanlarında 2011 tarihinden önce toplu yerleşimin bulunduğu, yayla ve otlak olarak kullanılan alanlarda yerleşim yeri olarak kullanılan yapılara Orman Genel Müdürlüğü'nce el konulmasını öngörüyordu.
Eğer bu madde yürürlükten kalkarsa yayla ve otlaklarda 2011 öncesi yapılan ve Orman Bakanlığı tarafından el konulan yapılara af gelecek.
Hatırlarsınız; Şahan Gökbakar'ın ormanlık alandaki kaçak konutunu savununca sosyal medyada "O zaman canı isteyen herkes ormana, yaylaya, boş bulduğu yere ev yapsın" yorumları çıkmıştı.
Yukarıdaki haberden sonra aklıma ilk bu yorum geldi.
Devlet doğayı katleden kaçak yapılarla mücadele ederken yaylalardaki kaçak konutlara af çıkması büyük yanlış olur.
Yaylalarda kaçak yapı yapanın yanına kar kalacaksa, Ege koylarındaki kaçak yapılarla mücadele etmenin ne anlamı kalır?