İstanbul'da suya yine zam yapıldı. Bu seferki zam oranı yüzde 17,5. Bu size düşük gözükebilir ama önceki dönemlerde yapılan büyük zamlardan sonra artık su faturaları elektik ve doğal gazdan fazla gelmeye başladı.
Geçen ay komşuma 2 bin TL su faturası gelince itiraz etmişti!
Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Başkan adayı olmadan önce suya yüzde 50 indirim yapmayı vaat etmişti ama İBB Başkanı olduğu beş yıllık süreçte suya tam yüzde 800 zam yaptı.
Bu son yüzde 17,5 zamla birlikte son beş yılda suya yüzde 948 zam yapılmış oldu!
Bu anormal su zamları tepki çekmesin diye son İBB Meclis toplantısında bundan sonra (TÜFE) ile (Yİ-ÜFE) toplanıp, ikiye bölünmesiyle çıkan sonuca göre bu fiyatların her ay düzenli olarak güncellenmesi kararlaştırıldı.
Yani "Halka çok yüklendik, biraz frene basalım" demiyorlar, aksine her ay düzenli zam yapma kararı alarak tepkiyi azaltmaya çalışacaklar.
Birçok hane ayda ortalama 600-700 TL su faturası ödüyor ama çeşmeden akan su içilmiyor!
Üstelik İBB'nin İstanbul'un su kaynaklarını artırmaya yönelik büyük projeleri de yok!
Böyle yazınca "Olsun İmamoğlu Kent Lokantaları yaptı!" diyenler oluyor, iyi mi?
İşte bu etkiye de sosyal medya belediyeciliği deniyor!
Kent Lokantalarının zararını sürekli zam yaptıkları su faturalarından çıkarıyor olabilirler mi?
***
ÖZEL HASTANELERE YENİ YASA!
Sabah'tan Betül Alakent'in haberine göre özel hastane skandallarına bir yenisi eklendi. 700 binin üzerinde sahte göz ameliyatıyla devlet milyonlarca lira zarara uğratıldı.
Doktora hastanede birim kiralayan da var, 1996'da çıkan teknolojiyi yeni diye pazarlayan da...
Yenidoğan Çetesi, sahte göz ameliyatları vs. bunlar buzdağının görünen kısmı! Birçok özel hastane hastayı önce müşteri olarak görüyor. Gereksiz testler istiyorlar. Gereksiz ameliyatlar yapıyorlar!
Türkiye'de çekilen 'MR' sayısının OECD üye ülkelerin ortalamasının iki mislinden fazla olması ve ülkemizin 1000 kişiye düşen MR görüntüleme sayısında dünya birincisi olması rastlantı değil! Hipokrat yemini eden doktorlar özel hastanelerde tüccar gibi çalıştırılıyorlar!
Özel hastanelerin hem vatandaşı sömürmeleri hem de devlet kaynaklarını soymalarının önüne geçilmesi için sağlık sektöründe radikal yasa değişikliklerine ihtiyaç var!
***
VERGİ DİYE BİR ŞEY OLDUĞUNU YENİ ÖĞRENDİLER!
Maliye Bakanlığı'nın, Diyarbakır'da yaptığı kuyumcu denetimlerinde 250 kuyumcuya IBAN üzerinde yaptıkları işlemleri faturalandırmadıkları gerekçesiyle 2 ila 20 milyon TL arasında para cezası uygulandı.
Konuyla ilgili Diyarbakır Kuyumcular Odası Başkanı Mehmet Yüksel şu açıklamayı yaptı:
"Bazı esnafımıza 9, 10, 15 milyon, 2 milyondan başlayıp 20 milyona kadar ceza gelmiş.
Devletimizden af anlamında bir çözüm noktası bekliyoruz.
Esnafımız da bundan sonra vergisini ödesin, faturasını da kessin." 20 milyonluk para cezası için IBAN üzerinden ne kadarlık işlem yapıldı acaba?
Diyarbakır'daki kuyumcular vergi ile yeni tanıştılar, vergi diye bir şey olduğunu kesilen cezalardan sonra öğrendiler galiba!
İlla ceza kesilmesi mi gerekiyordu?
Hâlbuki Maliye Bakanlığı aylar öncesinden fişsiz, faturasız satış yapmayın, IBAN ile ödeme alıp kayıt dışı hareket etmeyin diye uyarmıştı!
Kuyumcuların sattıkları altın için yıllardır fiş, fatura kesmedikleri biliniyordu. Asıl üzücü olan bu kayıt dışı işlemlerin görmezden gelinmesiydi!
Bu denetimlerin devamını bekliyoruz!
Galericiler, emlakçılar, avukatlar, tadilat ustaları, özel muayene sahibi doktorlar vs. elden ya da IBAN ile ödeme kabul edip vergi kaçıran birçok meslek var.
***
BU MUZ SANAT MI?
İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan'ın 2019 yılında Art Basel Miami Beach'te sergilediği 'Comedian' adlı (fotoğrafta gördüğünüz) sanat eseri büyük tartışma yaratmıştı.
Eser, yalnızca bir muz ve onu duvara tutturmak için kullanılan gümüş renkli bir koli bandından oluşuyordu.
Birçok insan bunun bir sanat eseri olmadığında hem fikirdi. Bazıları da muzun ve gümüş bandın birer hiciv aracı olduğunu ve dolayısıyla muzun sanat eseri olduğunu savundu. Bir başka sanatçı, eseri sergi sırasında duvardan alıp yiyince olay gündem oldu.
Cattelan yeniden bir muzu duvara bantladı. İşte bu tartışmalı eser, önce gün New York'taki Sotheby's müzayedesinde tam 6,2 milyon dolara alıcı buldu.
Eseri satın alan kişi ise ünlü bir kripto para platformu kurucusu Justin Sun oldu.
Ve Sun şu açıklamayı yaptı: "Muzun sahibi olmaktan onur duyuyorum. Birkaç güne muzu bizzat yiyeceğim ve hem sanat tarihindeki hem de popüler kültürdeki yerini onurlandıracağım."
Sanatın geldiği noktaya bakar mısınız? Modern sanat adı altında insanlarla dalga geçiyorlar! Elbette mesele muz da değil. Önemli olan tartışılmak, gündem yaratmak. Justin Sun da popülaritesini artırmak için o muzu satın aldı. Şirketinin adını gündeme getirerek gizli reklamın kralını yaptı ve daha çok kazandı.
***
İKİ GÜNLÜK SCHENGEN
Büşra isimli Twitter kullanıcısı, kendisine verilen iki günlük Schengen vizesine "Alın Avrupa'nızı başınıza çalın" diyerek tepki gösterdi.
İki günlük vize nedir? Dalga geçer gibi; "Gel bir gün dolaş sonra da çık" demişler!
Eskiden Schengen vizesi almak kolaydı. Bazı ülkeler fiks üç-altı ay vize veriyordu.
Sık Avrupa'ya gidenler, bir-üç yıllık Schengen alıyordu.
O güzel günler geride kaldı.
Schengen vizesi almak artık çok zor! Bir de bir sürü belge toplatıp insanları uğraştırıyorlar. Haraç keser gibi 90 avroya başvuru ücreti alıyorlar. Sonra da "kabul edilmediniz" diyorlar!
Türk halkı bu kötü muameleyi hak etmiyor!
Schengen eziyetini sonlandıracak adımlar atılmalı!
***
Altyazı
"O kadar çirkinsin ki seni modern sanatlar müzesine koymak istiyorum.'' (Full Metal Jacket)