ABD Başkanlık seçiminden Donald Trump'ın zaferler ayrılması bazı Demokrat Partililerde travma yarattı.
Trump'ın yeni ABD Başkanı olacak olmasını kabullenemeyen Demokratlar var.
Siyasi kutuplaşmanın yaşandığı ülkeler de seçimi kaybeden tarafta bazen bu tarz travmalar yaşanıyor.
İşte bu seçim travmasını paraya dönüştürmeyi akıl eden ABD'deki bir cruise şirketi, yeni iktidarı atlayıp bir sonraki iktidarı görmek isteyenler için dört yıllık gemi turu düzenlemeye başladı.
Tek kişilik odada 159 bin dolar (yaklaşık 5.5 milyon TL), iki kişilik odada ise 256 bin dolar (yaklaşık 8.8 milyon TL) karşılığında 4 yıl boyunca gemide kalınabilecek.
Tek kişilik bir oda tuttuğunuzda aylık 3312.5 dolara geliyor.
Eğer yeme içme de dahil ise tam pansiyon konaklama, ikramlar, eğlenceler vs. bu fiyata Çeşme'de yaz sezonunda bir hafta otelde kalamazsınız.
Bu haber sosyal medyada gündem olunca muhalif vatandaşlar birbirinden komik yorumlar paylaştı.
İşte onlardan bazıları:
"Bir hesap yaptım AK Parti iktidara geldiği gün dünya turuna çıksaydınız BM üyesi 193 ülkenin başkentlerini gezmek için gittiğiniz her şehir için 41 gün süreniz olurdu"
"Aynısı bizim ülkede olsa iktidar değişene kadar bütün galaksiyi turlarız"
"Türkiye'de yapılsa 25 yıl yoksun."
"Abi 25'i bir yerden mi duydun? Kesin bilgi mi?"
"Bizde olsa 22 yıl boyunca dolaşırken Okyanus'ta yeni adalar keşfederdik"
"Türkiye'de yapılsa işe başlayıp emekli olursun"
İlginç yorumlar değil mi?
Bir partinin iktidarda uzun kalması insanların espri kabiliyetini de geliştiriyor.
Elbette Amerikalılar da siyasi tercihlerine göre espriler yapıyorlar.
Bu gemi turu kapitalizmin özeti aslında.
Kapitalizm böyle bir şey; her şeyi, her durumu paraya çevirebiliyor!
***
HIV VAKALARINDAKİ ARTIŞ…
İzmir'de kemik erimesi şüphesiyle tedavi altına alınan 13 yaşındaki çocuk, AIDS çıktı. Son evrede hastaneye yatırılan çocuk, kurtarılamadı.
2021 yılında geçirdiği bademcik ameliyatı öncesinde yapılan rutin HIV testinin negatif sonuçlandığı öğrenilen çocuğun ölümüne ilişkin soruşturma sürüyor.
HIV, ya doğum sırasında anneden ya cinsel yolla veya kan yoluyla bulaşıyor.
Peki, bu vakada ne oldu? Çocuğun babası HIV pozitif, annesi ise değil. Yani doğumla bulaşma söz konusu değil.
Çok önemli bir bilgi ise çocuğun 3 yıl öncesine kadar HIV pozitif olmaması.
2021 yılında geçirdiği bademcik ameliyatı öncesinde, her ameliyat öncesi yapılan testlerde çocuğun HIV testi negatif çıkmıştı.
Yani ne olduysa son 3 yıl içinde oldu.
Öte yandan HIV pozitif olan baba "Ona geçmesin diye sarılmadım bile" diyor. Eğer cinsel istismar yoksa bu çocuğa HIV virüsü nasıl bulaştı?
Filmlere, belgesellere konu olacak bir vakayla karşı karşıyayız!
Bu olay ve son dönemde haberlere konu olan HIV virüsü kapmış çocuklar, bu yılın başında Prof. Dr. Sıla Akhan, Türkiye'de HIV vakasının artığını dair yaptığı uyarıyı hatırlattı bana.
Akhan "Polikliniğe her hafta 1-2 tane yeni HIV (AIDS) vakası geliyor. Bunların bir kısmı gerçekten hastalığın başında olan kişiler bir kısmı da çok geç tanıda olan insanlar. Sıra dışı bir fazlalık var. Enfeksiyonu olup da bulaştırmaya devam eden, aynı zamanda bilmeyen çok kişi var. HIV gizli bir pandemi gibi" diyordu.
Daha önce de bu konuyla ilgili yazmıştım; bir dönem AIDS en korkulan hastalıktı.
Bilinçlenme ve korunmayla birlikte dünya genelinde AIDS'te büyük gerileme yaşandı. Ama uzmanlar Türkiye'de HIV vakalarının artış gösterdiğine dikkat çekiyor.
HIV virüsü taşıdığından habersiz kim bilir kaç kişi var?
Teşhis edilmezseler ise birçok insana bulaştırıyorlar!
Türkiye geçtiğimiz yıl 56.7 milyon turist ağırlayarak dünyada en çok turistin ziyaret ettiği dördüncü ülke oldu.
Bir de göçmenleri hesaba katarsak bu büyük insan sirkülasyonunda korunmasız cinsel ilişkiler HIV vakalarını artırır.
Sağlık Bakanlığı HIV vakalarında net rakamları paylaşırsa, artış oranına bağlı olarak AIDS'le ilgili toplumda farkındalık projeleri devreye girebilir.
Bu konuda göçmenler de eğitilmeli.
Prezervatif fiyatlarındaki büyük artışın bile HIV'in yayılmasında etkisi olabilir.
Halkı bilinçlendirecek kamu spotları çekilmeli. Sağlık ocaklarında ücretsiz prezervatif dağıtımı artırılmalı!
HIV'e karşı en etkili silahlar; halkın bilinçlenmesi ve prezervatif kullanımın yaygınlaşması!
***
ADANALILAR MOTOSİKLETİ SEVDİ
TÜİK verilerine göre trafiğe kayıtlı motosiklet sayısı, 2024 yılı Eylül ayı itibarıyla 5 milyon 996 bin 886'ya yükseldi.
Aynı verilerde Adana'da da trafiğe kayıtlı otomobil sayısı 419 bin 282 iken motosiklet sayısının 227 bin 939 olması dikkat çekti.
Adana'nın Seyhan ilçesinde paylaşılan fotoğraflara bakınca da trafikteki motosiklet yoğunluğu Hindistan esintileri taşıyor.
Birçok Adanalı ise motosiklet kullanıcılarının kuralları umursamamasından şikayetçi.
Bu aslında Türkiye'deki büyük şehirleri temel sorunu olmaya başladı.
Daha önce de bu konuda yazmıştım. Görüşlerim değişmedi: Bu gelişmenin enerji tasarrufu, otomobile göre motosikletin daha çevreci olması gibi faydaları da var.
Öte yandan motosiklet sürücülerinin kural tanımaz tavırlarının artan motosiklet satışlarıyla birlikte kazaları daha da artıracağını düşünüyorum.
Bazı motosiklet sürücüleri trafik ışıklarını umursamıyor, kaldırımda sürüyor, yaya geçitlerinde tehlikeli geçişler yapıyorlar.
Bazılarının ehliyeti yok. Geceleri motor bağırtarak insanları uykusuz bırakıyorlar vs.
Özetle ülkemizde motosiklet, kuralsızlık demek!
Motosiklet sürücülerine yönelik denetimler ve cezalar artırılmalı.
***
Altyazı
"Kendime yalan söylemeye başladığımdan beri kimseye inanmıyorum." (Time of the Gypsies)