Ankara'da muhasebeci İsmail A., altı yıl evli kaldığı eşi Fatma A.'nın, geliri olmasına rağmen evin ve bir çocuklarının giderlerine katılmadığı, maaşını kendi hesabında biriktirip arsalar aldığı, tüm faturaları, mutfak dahil her türlü masrafı kendisi karşıladığı gerekçesiyle boşanma davası açtı.
Ankara 2'nci Aile Mahkemesi de davacı kocanın iddialarının tanık beyanları, SGK, tapu ve banka kayıtları ile sabit olduğunu belirtti.
Ve mahkeme özel bir şirkette yönetici olarak çalışan davalı kadının tamamen kusurlu, ekonomik şiddete maruz kalan eşinin ise kusurunun bulunmadığı kanaatiyle çiftin boşanmasına karar verdi.
Fatma A., karara itiraz etti. Ancak İstinaf ve Yargıtay da ilk derece mahkemesinin kararını onadı.
Böylece 'evli çiftler kazançlarını ayrı tutmalı' gibi çok tartışılan bir konuda emsal karar çıkmış oldu.
Bence mahkeme 'Ekonomik şiddete maruz kalan kocalar' diye yeni bir polemik yaratmış da oldu. Böyle erkekler var. Feministler kızmasın! Evet, 'ekonomik şiddete maruz kalan' kadınlar da var. Türkiye'de genelde erkekler, kazançlarıyla evin, çocuklarının, karısının vs. tüm giderlerini karşılamada gönüllüdür.
Erkeğin geliri iyiyse ya da ailesini geçindirmeye fazlasıyla yetiyorsa çok gerekmedikçe karısının maaşına ya da gelirine dokunmaz.
Elbette genel bir yaklaşımdan bahsediyorum. Aile bütçesine kocasıyla eşit oranda katkıda bulunan ya da maaşını aldığı gibi kocasına verenler, hatta kocası işsiz olup ailenin bütün yükünü taşıyan çalışan kadınlar da var.
Kazançlarını ortak hesapta tutanlar çiftler de var.
Ne yazık ki, ailenin ortak giderlerine hiçbir katkıda bulunmayıp parasıyla arsa yatırımları yapan Fatma A. gibi kadınlar ya da bunun tam tersini yapan kocalar da...
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
Bu tartışmaya son noktayı koyacak olan Türk Medeni Kanunu'nda ise "Eşler birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocuğun bakımına beraberce özen göstermek, birbirine yardımcı olmak zorunda olup, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılmak yükümlülüğü altındadır" yazıyor.
Ancak son dönemde çalışan çiftlerin maaşlarını ayrı tutmaları yaygınlaştı.
Kâğıt kalem alıp giderleri tek tek hesaplayıp bölüşen çiftler ya da kocasına kazancını son kuruşuna kadar harcatıp kendi kazandığı paraya dokundurmayan çalışan kadınlar da var.
Farklı avukatlara evlilik sözleşmesi hazırlatan çiftlerin olduğunu da duyuyoruz.
Böyle bir durumda aile ve evlilik birliğinden bahsedebilir miyiz?
Önemli olan aile birliğini korumak, sevgiyi, saygıyı maddi çıkarların önünde tutmak.
Ne yazık ki, evlilik kurumunda ince maddi hesaplar yapılmaya başlandığı bir döneme girdik!
Bu konuda finans uzmanı Dave Ramsey'in güzel bir lafı var;
"Evliyseniz ve ayrı birikim hesabınız varsa finansal danışmana değil, evlilik danışmanına ihtiyacınız vardır, bana gelmeyin..."
***
MEHMET ŞİMŞEK'E ALTERNATİF VERGİ ÖNERİSİ
Uludağ'da kış sezon hazırlıklarıyla ilgili haberde bir saatlik kayak dersinin 3 bin TL'ye çıktığını öğrendim.
Bunu bir de ekipman ve skipass masrafı da var.
Ekipmanınız yoksa Uludağ'da kayak ekipmanının günlük kiralama ücreti bin 300, skipass ücreti ise bin 500 TL.
Uludağ'da otelde kalmanın masrafından ise hiç bahsetmeyeyim!
Diğer gözde kayak merkezlerinde de fiyatlar aşağı yukarı aynı.
Evet, kayak sporu pahalı. Kış sezonu da üç ay. Bu kısa sürede kayak hocaları ekmek peşinde koşuyor.
Peki, saati 3 bin TL'den ders veren kayak hocaları fatura, fiş vs. kesiyor mu? Ne kadar vergi ödüyorlar?
Sadece kayak hocaları değil, yabancı dil, matematik, dövüş sporları vs. özel ders veren hocalar kazançlarını kayıt altına almak zor.
Ne kadar vergi ödüyorlar?
Yoksa kayıt dışı ekonomiye özel dersler de giriyor mu?
Galiba Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e alternatif vergi önerisinde bulunmuş gibi oldum!
***
POLEMİK POTANSİYELİ YÜKSEK!
Rami Malek'in başrolde olduğu 'The Amateur'dan ilk fragman yayınlandı.
Fragmanda Güney İngiltere ve Fransa'nın yanı sıra Türkiye'den de sahneler var.
Malek'in çekim için Türkiye'ye geldiğine dair daha önce birkaç küçük haber çıkmıştı. Ama çoğunluğun fragman yayımlandıktan sonra bundan haberi olmuş oldu.
James Hawes'in yönetmen koltuğunda oturduğu film, eşi Londra'daki bir terör saldırısında öldürülen, bir bodrumda yaşayan CIA kod çözücüsü olan Charlie Heller'ı konu alıyor.
Freddie Mercury'yi canlandırdığı 'Bohemian Rhapsody' filmindeki performansıyla Oscar kazanan Malek, sağlam bir oyuncu, boş filmlerde oynamaz.
Filmin afişinde ise Malek dışında sadece İstanbul'dan minareler gözüküyor!
Senaryoda Türkiye'nin de yer aldığı siyasi ve terör içerikli bir casusluk gerilim filmden bakalım biz nasıl sürprizler bekliyor?
11 Nisan 2025'de film vizyona girdiğinde öğreniriz!
***
BU HARİTA BİZİ DE İLGİLENDİRİYOR!
Azalan doğum oranları nedeniyle insan neslinin tehlikede olduğunu savunan Elon Musk, Avrupa haritası paylaşıp, "Avrupa ölüyor" dedi.
Haritaya göre Avrupa'da şu anki nüfusun sabit kalması için ülkelerin kadın başına 2,1 bebek doğum oranına ihtiyacı var.
Toplam doğurganlık hızı 2022 yılında binde 1,63 olan Türkiye, AB üyesi ülkeler arasında beşinci sırada yer aldı. 2023 yılında ise Türkiye'de doğurganlık oranı 1,51'e düşerek AB ortalamasının altına indi.
Hızla yaşlanıyoruz. Ülkemizde göçmenlerin doğurganlık oranı ise Türklere göre daha yüksek.
Günümüz şartlarında bırakın çocuk büyütmeyi, evlenmenin maliyeti bile gençleri korkutuyor.
Eğer doğum oranları böyle düşmeye devam ederse gelecekte Türkiye'nin demografisinde değişimler olabilir.
***
Altyazı
"Ölüm herkesin geçmesi gereken yeni bir başlangıçtır." (Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü)