Şanlıurfa'da bir ev hanımının trafodan kaçak elektik almak için kablo çekip, vidaları sıktığı an videoya çekilmiş.
Bu görüntüler sosyal medyada gündem oldu.
Kadın kırk yıllık elektrik ustası gibi iki dakikada trafodan kablo çekiyordu.
Ev hanımları bile kaçak elektrik düzeni kurmada bu kadar becerikliyse gerisini siz düşünün!
Şanlıurfa, Türkiye'nin en yüksek kaçak elektrik kullanımı olan şehri.
Güney Doğu'da birçok ilde kaçak elektrik kullanımı hala önlenemiyor.
Dürüst vatandaş faturasını ödeyemeyince elektriği kesiliyorken, Güney Doğu'da ahırlara bile klima takılıyor!
Dicle Elektrik, son yıllarda kaçak elektrik kullanımını önleme adına önemli başarılara imza atsa da kaçağın boyutu devasa.
Dicle Elektrik'in tüketimi İstanbul'dan sonra en yüksek bölge. Ama abone sayısı yarısı bile değil.
Güney Doğu'da her bir abone, Türkiye ortalamasının iki buçuk katı elektrik tüketiyor.
Yani hem kaçak elektrik kullanıyorlar hem de ihtiyaçlarından fazla elektriği hunharca ziyan ediyorlar.
KUL HAKKI YENİYOR
Bölgede 70 bin trafo var ama bunun sadece 25 bini kayıtlı!
Denetimden kaçırmak için çoğu trafo traktör kasasında seyyar şekilde kuruluyor.
Kayıp kaçak miktarı yıllık 10 milyar kwh. Bölgedeki kaçak kullanımı bazı Avrupa ülkelerinden bile fazla.
En kötüsü de bölge halkının kaçak elektrik kullanmayı doğal hak olarak görmeleri.
Oysa kaçak elektrik kullanmak marketten ürün çalmaktan daha çok vebal almak, milyonlarca insanın hakkını gasp etmek ve kul hakkı yemek demektir.
***
KÜTÜPHANEDE MASA İŞGALİ
Bir genç kütüphaneye gitmiş ve karşılaştığı manzaranın fotoğrafını paylaşıp isyan etmiş.
Genç haklı. O çantaları bırakıp sürekli kahve molası verenler hatta dışarı çıkıp saatler sonra dönenler bile var.
Bunun bir de otellerin şezlonglarında geceden havlu bırakan tatilci versiyonu var.
Yer kapmak gelenek olmuş.
Normalde kütüphaneler ders çalışma alanları değil, kitap ödünç alma ya da kütüphanedeki mevcut kitapları ve yazılı kaynakları araştırma, okuma yerleridir.
Ülkemizde ise neredeyse bütün kütüphaneler ders çalışma etüt alanları olarak görülüyor.
***
BÜYÜK KAYIP
Tottenham maçında sakatlanan Galatasaraylı Mauro Icardi'nin sağ diz ön çapraz bağında kopma ve menisküs hasarı tespit edildi.
Yıldız golcü birkaç aya döneceğini söyledi ama dönüşü dört ay da sürebilir.
Bazıları ise sezonu kapattığını söylüyor.
Galatasaray için büyük talihsizlik.
Bazıları Okan Buruk'u sakatlıktan önce Icardi'yi oyundan almadığı için eleştiriyor.
Osimen sahadan erken çıkmak isteyince Icardi ile devam edilmek zorunda kalındı.
Ayrıca Icardi'nin hep sahada kalmak istediğini ve bu yönde Buruk'u baskı altında bıraktığını da unutmayalım.
Icardi müthiş yeteneğinin yanı sıra pozitif tavırlarıyla özellikle çocukların kalbini kazanmıştı.
Çocuklar mahallede, halı sahada top ayaklarına geldiğinde "Icardi, Icardi ve gol" diyorlarsa bu işte bir sihir var demektir.
Son dönemde ülkemize çocukları bu kadar etkileyen bir yıldız gelmemişti.
Galatasaray büyük bir silahını kaybetti ama ben tek forvetle oynamanın Galatasaray için daha avantajlı olacağını düşünüyorum.
***
YENİ FORMAT BÜYÜKLERE YARAMADI
UEFA Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi'nde tek maç üzerinde sekiz maçlık lig formatına geçilmesinin amacı büyük kulüplerin daha çok para kazanması içindi.
Ama yeni lig formatı büyükleri zor durumda bıraktı.
Şampiyonlar Ligi'nde son 16'ya direk katılmak için ilk sekizde yer almak gerekiyor.
Şu an ilk sekizde Sporting, Brest, Monaco gibi sürpriz kulüpler yer alıyor.
Eğer lig bu şekilde tamamlanırsa Real Madrid, Manchester City, Arsenal, Juventus, Bayern, Atletico Madrid gibi devler son 16 için play-off maçı oynamak zorunda kalacaklar.
Muhtemelen dev takımların bazıları ilk sekize kalamayacak.
Eski sistemde Manchester City, Real Madrid gibi devler, gruplarında en zayıf takımı iki maçta yenip altı puanı garantiliyordu.
Grubun diğer iki takımı da birbirlerine puan kaybedince dev takımların önünü açmış oluyorlardı.
Şimdi ise düşük seviyedeki takımlar birbirleriyle daha çok maç yapıyorlar. Dev takımlarla bazen tek maç içeride oynuyorlar ve böylece daha çok puan topluyorlar.
Yeni format rekabeti ve sürprizi attırdığı için daha heyecanlı.
Ancak Sporting, Brest gibi takımlar yarı finale ya da finale çıkarlarsa, maçların reytingi düşerse ya UEFA bu işten vazgeçebilir ya da Real, City, Bayern gibi ağalar kazan kaldırır gibime geliyor.
***
KALÇA FARKI!
Dortmund - Sturm Graz arasında oynanan maça bu pozisyon damgasını vurdu.
Sturm Graz'lı futbolcu kalça farkıyla ofsaytı bozuyor.
Kalça hesabı yapılıyorsa, bu pozisyonun tam tersinin yaşandığını düşünün! Absürt bir vaka yaşanabilir.
Mevcut ofsayt kuralında futbolu katlediyor. Birçok gol iptal ediliyor. Ve VAR'da ince geometrik hesaplamaların yapılmasına neden olarak oyunun fazla durmasına neden oluyor.
Kol, bacak, kafa farklarının yerine tamamen gövdenin pozisyonu değerlendirilmeli ya da topun çizgiyi tamamen geçme kuralı ofsayt için de uygulanmalı.
Aslında hücum eden futbolcunun vücudu tamamen defans oyuncusundan ayrı durduğunda ofsayt kabul edilse.
Maçlar bol gollü geçer ve futbol daha da keyifli hale gelir.
***
Altyazı
"İnsanlar ağlayarak dünyaya gelirler, yeterince ağladıktan sonra da ölürler." (Ran)