Çiftçilerin isyanından haberdar mısınız?
Örneğin Konya'da çiftçilik yapan ziraat mühendisi vatandaş "Domatesin maliyeti 5.5 lira.
Hal çetesinin bana verdiği teklif 5 lira. Bu domates sizin mutfağınıza 25 liraya gelecek" diye isyan ediyor.
Urfa'da Antep fıstığı üreticisi "Tarlada fıstığın kilosu 70 TL ama siz 600 TL'ye alıyorsunuz" diyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel bile hükümete yüklenmek yerine "Tarlaya gittim sordum, taze fasulyenin kilosu 8 TL. Eşim pazarda 120 TL'ye alıyor. Nakliye ve giderlerle izah edilmez bu" diyor.
Balıkesir'den Konya'ya, Maraş'tan Bandırma'ya birçok ilde çiftçi, köylü isyanda. Traktörleriyle yolları kapatıyorlar, protesto gösterileri yapıyorlar.
Mahsullerinin tarlada kaldığını, ürünlerini ürettikleri fiyata bile satamadıklarını, aracı firmaların ve fabrikaların yok pahasına ürünlerini aldıklarını söylüyorlar.
Önerilen paraya kızıp kamyon dolusu kavun karpuzunu halka bedavaya dağıtanlar da var.
Tehlikenin farkında mısınız? Ürettiğinin karşılığını alamayan hatta ürettiği fiyata satamayan çiftçi ekim yapmazsa seneye gıda krizi yaşanabilir!
Tarlada ucuz olan ürünün pazar, manav ve marketlerde yüksek fiyata satılmasını çok tartıştık.
Konya'dan küçük Hollanda'nın tarımda Türkiye'den fazla kazanma örneğini vermek artık klişe oldu!
Sahi ne oldu yeni Hal Yasası?
REÇETESİ YAZILDI!
Berat Albayrak Hazine ve Maliye Bakanı olduğu 2018 yılında soğan, patates fiyatları anormal yükselince üreticiden tüketiciye direkt köprü kuran, çiftçinin sırtından geçinenleri devre dışı bırakan Tanzim Satış noktaları kurulmuştu.
Başta "Devlet patates, soğan mı satar" diye dalga geçenler olmuştu.
Oysa hedef ürünün tarladan markete, manava kadar geliş sürecinde fiyatları anormal artıranlar devre dışı bırakılırsa hem çiftçi hem de tüketicinin bu işten kazançlı çıkabileceğini göstermekti.
Ve bunda da başarılı olunmuştu. O süreçte marketler tarım ürünlerinde hemen ciddi fiyat indirimleri yaptılar.
Albayrak daha sonra soruna kesin çözüm bulmak için yeni Hal Yasası çalışmasını başlattığını şöyle açıklamıştı:
"Hal Yasası çok yakın süreçte Meclis gündemine gelecek. İnşallah artık komisyonculuk tarihe karışacak ve yeni haller, yeni satış imkânları sağlanacak. Lojistikteki kayıpların önüne geçeceğiz. Bu yasal düzenlemeyle dünyada örneği olmayan modeli çalışıyoruz."
Albayrak görevinden ayrıldıktan sonra Hal Yasası sanki unutuldu!
Ne zaman bu köşede "Ne oldu hal yasası" diye sorsak, "Çıktı çıkacak" deniyor ama çıkan bir yasa yok.
SABAH yazarı Melih Altınok geçtiğimiz ay çiftçiden 1,5 TL'ye alınan limonun tezgâhta nasıl 80 TL olduğunu sorgularken Tarım Bakanlığı'na yeni Hal Yasası'nın akıbetini sormuştu.
Tarım Bakanlığı yetkilileri de "Biz üretimden, üreticiden sorumluyuz. Sonrasındaki ticari süreç Ticaret Bakanlığı'nın alanı. Hal Yasası konusu Ticaret Bakanlığı'nda" demişti.
Sorun belli, çözümü de belli.
2018'de Albayrak tedavi için reçeteyi de yazmıştı. Peki, bu yasa altı yıldır neden çıkmıyor?
Yoksa komplo teorileri gerçek mi? Vatandaşa ucuza alışveriş yaptıracak, çiftçinin sırtından beslenenleri devre dışı bırakacak ve enflasyonun düşmesini sağlayacak Hal Yasası'nın çıkmasını istemeyenler mi var?
Elbette hem çiftçiyi hem de tüketiciyi soyan, gıda piyasasını manipüle edenler var!
Onların arkasında da ülkelerin tarım politikalarına bile karışan, çiftçiyi ekilecek tohumdan atılacak gübreden ilaca kadar kendine bağlayan kartel olmuş küresel şirketler de olabilir!
Hal Yasası acilen çıkmalı. Çiftçi üretemezse seneye gıda fiyatları uçar!
***
PERLATÖR ZORUNLU OLMALI
İstanbul barajlarındaki su oranı yüzde 49.13 seviyesine düşünce İSKİ, su tüketiminde yüzde 40 tasarruf sağlayan musluk aparatı (perlatör) dağıtmaya başladı.
Oysa perlatör çok ucuz. 35-85 TL arası fiyatlara satılıyor.
Konut ve iş yerlerindeki muslukların yüzde 30'unda bile yüzde 40 su tasarrufu sağlansa İstanbul'un su sorunu kalmaz.
Peki, tüm konut ve iş yerlerinde perlatör takmayı zorunlu kılacak bir yasa neden çıkmıyor?
Perlatör takınca suyun az akma durumu da yok. İhtiyacı karşılayacak seviyede su akışı sağlıyor.
Böyle tasarruf sağlayacak küçük tedbirleri neden alamıyoruz?
***
BAZILARI CEZADAN ANLIYOR
İzmir-Çeşme'de vatandaşa plajlardaki izmaritleri toplamaları için özel kutular dağıtılıyor.
Çeşme Belediye Başkanı Lâl Denizli de bizzat izmarit toplama kampanyasına katılıp şu duyuruyu yaptı:
"İzmarit dolu kutuyu getiren vatandaşlarımız dilediği bir meşrubatı Çeştur Cafelerden ücretsiz alabilecek." Denizli'yi başlattığı bu proje için kutluyorum.
Ama bu sorunun daha kesin çözümü var.
Örneğin Bolu belediyesi bir ay önce yere çöp atma cezasını 578 liradan 14 bin 407 liraya yükselttiğini açıkladı.
Kural lafta kalmadı ve Bolu'da son 1 ayda yere çöp, sigara izmariti atanlara ve tükürenlere toplamda 5 milyon 297 bin 463 TL ceza kesildi.
Bizde ne yazık ki farkındalık projeleri fazla işe yaramıyor. Bazılarında ceza yiyince farkındalık oluşuyor!
***
17 YAŞINDA 105 SUÇ!
Bursa'da bir hırsızlık olayından sonra üstünde uyuşturucu bulunan 17 yaşındaki Halit O. yakalandı.
Ve Halit O.'nun 105 suç kaydı ve 46 yıl kesinleşmiş hapis cezası olduğu ortaya çıktı.
17 yaşında ulaşılan kariyere bakar mısınız?
Hangi arada 105 suç kaydına ulaştı acaba?
Altı yaşında suç işlemeye başlasa yılda 9,5 suç yapar!
Hepsini geçtim 46 yıl kesinleşmiş hapis cezası varken nasıl bu kadar rahat dolaşıp, suç işlemeye devam edebiliyor?
Bu tarz birçok haber okuyoruz. Hukuk sisteminde çocuk suçlarında değişikliğe ihtiyaç var!
***
Altyazı
"Komünist sistemle kapitalist sistem arasında ne fark var dersen; kıçına bir gün tekmeyi bastıklarında, komünist sistemde alkışlamak zorundasındır. Kapitalist sistemde ise istersen çığlık atabilirsin."
(Before Night Falls)