Bir şarap markası kurucusu olan Selim Zafer Ellialtı, eşiyle gittiği restoranda kendi ürettiği bir şişe şarap sipariş etti.
Hesap 3 bin 300 lira geldi. Araştırdığında o şarabı restorana 260 liradan sattığı ortaya çıktı.
Ellialtı "Yüksek enflasyon fiyatlama davranışlarını çok bozdu. Onu anladık. Ancak, bir şişe şaraba alış maliyetinin üzerine 11-12 kat eklemek dünyanın hiçbir yerinde görülmüş şey değil... 'Şarap fiyatı çarpanı'nda 4-5 katı geçtik..." diye eleştiride bulundu.
Başarılı ekonomi habercilerinden Vahap Munyar'ın bu haberi medya ve sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.
Restoranlardaki anormal fiyat artışları sürekli haber ve yazı konusu oluyor. Bu durumdan birçok insan şikayetçi ama fiyatlar da düşmüyor.
Serbest piyasa böyle bir şey. Her şey arz-talep meselesi.
260 TL'lik şaraba 3 bin 300 TL veren var ki, o restoran maliyetinin 11-12 katına şarap satabiliyor. Peki, bu nereye kadar böyle devam edecek? Bunun cevabını yine arz-talep dengesi belirleyecek. Zenginler bile artık kolay kolay restoranlara gidemeyeceğinde fiyatlar da düşmeye başlar.
Restoranları bekleyen tehlike ise zenginler dahil müşteri alışkanlığının değişmesi.
Zenginler arasında bile dışarıda daha az yemek yeme ve arkadaş ortamlarında sosyalleşme trend olursa, işte o zaman birçok restoran kapanabilir!
Bu olayda asıl kazanan ise şarapçı oldu!
Haberle markanın gizli reklamının kralı yapıldı. Birçok insan o şarabı Google'da aradı, markete sordu!
Öyle ki, haber patlayınca bir başka ünlü şarap üreticisi de restoranlara 1000 TL'ye verdiği şarabının 5 bin TL'ye satıldığını anlattı. Buna benzer haberler daha çok çıkar.
***
RAFA'YI ALMA, BATSHUAYİ'Yİ GALATASARAY'A KAPTIR
Beşiktaş taraftarı Rafa Silva'nın yaptığı müthiş pası konuşuyor. Rafa böyle müthiş oynamaya devam ederse yeni Alex, Hagi olabilir diyor.
Rafa Silva Fenerbahçe'nin de radarındaydı. Ama yıllık 6 milyon euro maliyeti büyük ihtimalle yüksek bulundu.
Elbette imza parası, menajer ücreti ve bonuslarla birlikte Rafa'nın yıllık maliyetinin 8-9 milyon olduğunu iddia edenler de var.
Rafa'dan sonra yılın en başarılı transferi ise Galatasaray'ın Batshuayi'yi alması oldu.
Belçikalı golcü tıpkı Fenerbahçe'de olduğu gibi Galatasaray maçlarında sonradan oyuna girip attığı gollerle takımını kurtarıyor ve maçın kahramanı oluyor.
Fenerbahçe taraftarı Batshuayi ve Rafa'nın müthiş performansını gördükçe yönetimin hatalı kararlar verdiğini düşünüyor.
Youssef En-Nesyri'nin performansı sürekli Icardi ve Batshuayi ile karşılaştırılacak eğer başarılı olmazsa da Fenerbahçe yönetimi ciddi anlamda eleştirilecek.
Ali Koç yeniden başkan seçilirken taraftarda büyük transferler yapacağına dair beklenti yarattı.
Ve henüz taraftarı memnun edecek transferler gerçekleştirmedi.
Daha kötüsü Fred'i yedekleyecek, bir altı ya da sekiz numara transferleri yapılmadığı ve Nesyri'nin transferi geciktiği için yine Şampiyonlar Ligi elemesine hazır kadroyla çıkılmadı ve Devler Ligi hayali bir başka bahara kaldı!
Üstelik Beşiktaş ve Trabzonspor da geçtiğimiz sezona göre daha güçlü kadro kurdular. Beşiktaş bu sezon şampiyonluk yarışında olabilir.
Fenerbahçe yönetimi, eylülde fırsat transferler yapmayı hesaplıyor olabilirler ama fırsat transferleri gerçekleşmezse, mevcut kadronun kalitesi yükseltilmezse Fenerbahçe bu sezonu da kupasız kapatabilir!
Koç'un Fenerbahçe'nin başına geçmesi kendi kariyeri açısından da bir meydan okumaydı. Eğer şampiyon olamazsa ya da Avrupa'da kupa alamazsa Ali Koç en büyük hayal kırıklığı yaratan başkan olarak tarihte yerini alabilir!
'Keşkelerle' yaşamamak için Koç'un bundan sonra hata yapma lüksü yok!
***
TELEFON BİLMECESİ
Eminim birçok veli de cep telefonunun sosyal medya, oyun vs. bağımlılıklarına geçişte bir köprü olduğunu bildiği halde çocuklarına cep telefonu vermek zorunda kalıyor.
İşte bugünlerde tam bu mevzulara kafa yorarken Belçika'da, Fransızca eğitim veren 373 ilkokul ve ortaokulda yeni dönem itibarıyla akıllı telefon kullanımının yasaklandığı haberini okuyunca içimden ne şanslılar dedim.
Türkiye'de de ilk ve ortaokullarda da cep telefonu yasak. Bazı okullarda dersler başlamadan telefonlar toplanıp çıkışta ya da öğlen aralarında vs. iade ediliyor.
Ama ortaokulda okuyan birçok çocuğun yine de cep telefonu var. Birçok çocuk deli gibi Roblox, Minecraft oyunları oynuyor. Bu oyunlar ciddi bağımlılık yaratıyor. Eminim Roblox yasaklanınca birçok veli içten içe sevindi.
Özetle telefon kullanımını yasaklasan bir dert, yasaklamasan ayrı bir dert! Cep telefonları çocuklar için tam bir pandora kutusu! İçinden ne çıkacağı, çocuğun gelişimini, eğitimini nasıl etkileyeceği tam bir bilmece.
***
'KAZANDIĞINIZI YİYİNİZ'!
Bülent Ersoy'un son sosyal medya paylaşımı çok konuşuldu:
"Kazandığınızı yiyiniz. Bir gün öleceksin seni gömecekler. Birkaç gün övecekler, sonra malını bölüşecekler. Memnun olmayıp ana avrat sövecekler. Hayat budur işte."
Bekara eş boşamak kolay! Ersoy bu tavsiyeyi kendisi gibi çok büyük serveti olan ama miras bırakacak eşi, çocuğu, akrabası vs. olmayanlar için verebilir.
Türkiye'de çocuklarına miras bırakmak, onların geleceklerini garantiye almak birçok insanın temel hayat motivasyonları arasında yer alır.
Öte yandan Ersoy'un 'Kimseyi memnun edemezsin' tespiti ise kısmen doğru! Miras kavgaları bir Türkiye geleneğidir. Kardeş kardeşe küser, hatta miras kavgalarında cinayetler işlenir.
Mirası bırakan dede ya da baba çoğunlukla yaptığı hatalarla anılır.
"Rahmetli zamanında şu arsayı, evi alacaktı ama almayıp büyük hata yaptı" diye eleştiriler yapılır.
Çok zengin olup da daha hayattayken çocuklar miras kavgasına girer. Miras sahibine bile dava açılır vs. İnsanlar servetiyle rezil olur!