Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Dijital kıyamet denemesi mi?

Dün Microsoft'un sisteminde yaşanan arıza nedeniyle dünyada havalimanları, bankalar ve hastaneler gibi çok sayıda şirketin internet hizmetlerinde sorunlar yaşandı.
Örneğin İngiltere'de TV kanalı Sky News'in bazı yayınları kesildi.
Bilgisayarlar çalışmayınca uçak bileti alınamadı. Frontier Airlines, Allegiant ve SunCountry, Türk Havayolları gibi birçok büyük havayolu şirketi uçuşlarını iptal etti.
Başta İngiltere ve İsrail olmak üzere pek çok ülkede hastane randevusu alınamadı. Finlandiya'da ameliyatlar yapılamadı.
Windows işletim sistemine sahip bilgisayarlar mavi ekran verdi. İnsanlar bilgisayarlarından çalışamadı.




Sorunun siber güvenlik sağlayan Microsoft'un Crowdstrike güncellemesinden kaynaklandığı açıklandı.
İnternet ve bilgisayar teknolojileri her alanda hayatımızı kolaylaştırıyor ama küresel bir sorun yaşandı mı dün oldu gibi çalışma hayatının durduğunu görmüş olduk!
Microsoft'un da kurucusu Bill Gates olunca hemen komplo teorileri devreye girdi! Dünyanın fişini çekmek için denemeler yapıldığı iddia edildi.

FİLMİ DE VAR!
Aslında dün Julia Roberts ve Ethan Hawke'ın başrollerini paylaştıkları 'Dünyayı Ardında Bırak' (Leave the World Behind) filmine kısmen benzeyen bir kriz yaşadık.
Yani bu krizin daha büyüğü filmde olduğu gibi uçakların düşmesi, gemilerin rotadan çıkıp karaya vurmaları, internet destekli tüm araçların devre dışı kalması demek.



Dün teknoloji sektöründe tekelleşmenin büyük risk olduğunu da gördük.
Windows'un bütün versiyonlarının dünyada masaüstü ve dizüstü işletim sistemlerinin pazar payı yüzde 74,83!
Dün dijital krizden Linux tabanlı işletim sistemleri etkilenmedi ama bu işletim sisteminin küresel ölçekli kullanım yüzdesi 2,48.
Yani Microsoft'un işletim sistemleri çökerse dünya da çöker!
Daha önce de yazdığım gibi internetin tamamen gitmesi olası bir savaş ya da iç savaşta daha büyük sorun demek.
Bir işletim sistemine bağlı kalmak askeri, ekonomik, sosyal vs. her anlamda bir gün kriz yaratabilir.
İnternetin devre dışı kalma ya da bilgisayarların çalışmama ihtimaline karşı başta ordu, devlet kurumları olmak üzere, özel sektörü de içine alacak alternatif sistemler geliştirilmeli.
Çevrim dışı kalmaya karşı alternatif B, C çözüm planları olmalı.
Aksi bir durum toplumsal kaos demek!

***


BEKLEME HEMEN SAT!
Hull City'de forma giyen milli futbolcu Abdülkadir Ömür, Manchester City'den gelen meşhur teklif hakkında yaşadığı deneyimi anlattı:
"Ben 19 yaşındayken o herkesin konuştuğu teklif gelmişti Manchester City'den. O tekliften sonra zaten bir hafta içinde ben sakatlanmıştım.
Her zaman kendime şu soruyu sordum, "Ya o zaman gitseydim?" Geçmişe gidip bazı şeyleri değiştirmek isteseydik derler ya onu hep diyorum kendime. Mesela bazen kendime diyorum ki, "Acaba ben de gitseydim Arda kadar iyi olabilir miydim?" Abdülkadir ilk isim yaptığında Arda Güler'e benzer bir popülarite yakalamıştı.



O dönem Trabzonspor yönetimi ileride daha çok kazanacağını hesaba katarak City'nin 26 milyon Euro teklifini kabul etmemişti.
2020 yılında yine Uğurcan Çakır'a gelen 19 milyon Euro teklifi de geri çevrilmişti.
Abdülkadir'e teklif geldiği gibi yedeğe alınıp satış işlemi yapılsaydı belki de sakatlanmayacaktı. Sonrasında Abdülkadir'in kariyeri nasıl şekillenirdi bilemeyiz ama Trabzonspor bu işten karlı çıkardı.
Şimdi benzer süreç Ferdi Kadıoğlu ve Barış Alper'de de yaşanıyor.
Türkiye şartlarında bütün kulüpler borç batağındayken bir futbolcu fiyatını buldu mu, gitmek istiyorsa hiç beklemeden satmak gerekiyor.

***


İZMİR'DEN ÇIKARILACAK DERSLER!
Önceki gün eve elektrikçi çağırdım. Usta çalışırken İzmir'de iki kişinin hayatını kaybettiği elektrik kaçağı olayı aklıma geldi.
Ustaya ne düşünüyorsun diye sordum.
O da "Abi olayın benzeri yarın Beşiktaş'ta bizim mahallede yaşanabilir" dedi.
Ben de hayretle neden diye sordum ve o da şu yanıtı verdi:
"Yeraltına döşenen eski kablolarda bakır vardı ve kalındı. Üç kat izolasyonları vardı.
Şimdiki yeni kablolar alüminyum ve iki kat izolasyon var.
Bizde elektrik, telefon, doğal gaz vs. birçok hat yerin altında aynı güzergâhta döşeniyor.




Normalde bu hatlar birbirine bu kadar yakın olmamalı.
Kaldırımda bir kazı yapıldığında birbirine karışmış hatlarla karşılaşıyorsun.
Bir sorun olduğunda kazı yapıldığında yerin altında kablosu geçen her birimin sorumlusu kazı yerinde bulunmalı. Bizde ekipler bazen birbirlerine haber vermiyor. Bu yüzden İzmir'deki gibi hatalar yapılıyor."
Elbette bu benim ustanın kişisel düşünceleri, doğrulanması gerekiyor.
En azından şunu ben de görüyorum; sürekli inşaat yapılıyor ya da arızalar yüzünden sürekli bir yerler kazılıyor. Hiç bizim ustanın bahsettiği gibi her hattan sorumlu birini görmüyorum.
Herkes kafasına göre kazmayı vurmamalı!
Elektrikteki özelleştirmeden sonra özel şirketlerin kar hırsı yüzünden denetim ve bakım işlerini hakkıyla yapmadığı için orman yangınları ve kazaların yaşandığını daha önce de gördük.
Arıza sorunları da çabuk halledilmiyor!
Yer altındaki hatlarda düşük kalite malzeme, bakım ve onarım yapılma ihtimali dikkate alınmalı.
Ve bu konuda şirketler denetlenmeli!
Teknoloji bu kadar gelişmişken yağmurlu bir günde yolda yürürken elektrik çarpma ihtimali diye bir şey olmamalı!

***


Altyazı
"Yıllar geçtikçe yaptıkların değil, yapmadıkların seni tanımlamaya başlar. Kitap yazacaktım. Mutlu, büyük bir ailem olacaktı ama teker teker ya ben bu hayallerden vazgeçtim ya da onlar gerçekleşmedi ve geriye kalanlar beni oluşturdu. Hepimiz gerçekleşmemiş hayallerimizin kalıntısıyız." (Rememory)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA