TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nun başıboş sokak hayvanları ile ilgili toplantısına Antalya'da başıboş sokak köpeklerinden kaçarken kamyonun altında kalıp hayatını kaybeden 10 yaşındaki Mahra Melin Pınar'ın annesi Derya Pınar da katıldı.
Pınar yasa tasarısına karşı çıkan muhalefet vekillerine ölen çocuğunun ayakkabılarını gösterdi.
CHP, DEM Parti ve TİP'li milletvekilleri ise acılı anneyi konuşturmadılar.
Başka ailelerin çocukları aynı acıyı yaşamasın diye mücadele eden annenin üzerine bile yürüdüler iyi mi? Bu vekiller başıboş köpekler yüzünden çocukları ölseydi ne yaparlardı acaba?
Ne yazık ki, ateş düştüğü yeri yakıyor!
Başıboş köpekler aslında yoğun olarak bulundukları varoşların, gecekondu semtlerin, düşük gelirli vatandaşların sorunu.
Merkezi ya da lüks semtlerde yaşayanlar köpek saldırılarını haberlerden izliyor.
Asıl garip olan ise ülkemizdeki sol görüşlü vekillerin; mama lobisinden kazanç sağlayan sözde hayvan severlerin, oturdukları sitelere kurye bile sokturmayan hayatlarında hiç sokak köpeği görmemiş zenginlerin, sosyetenin, elitlerin yanında durmaları.
Sokak köpekleri sorunu büyüye büyüye sınıfsal bir soruna dönüştü ama bunun farkında değiller!
Normalde dünyada sol partiler, ezilenlerin, dar gelirlilerin sorunlarını çözmeye çalışır. Bizde ise sol partiler elitleri, sosyeteyi temsil eder hale dönüştü!
Daha da kötüsü bizim solcu vekiller, sokak köpekleri yüzünden evladını kaybetmiş annenin acısına empati bile kurmadan onu şov yapmakla suçladılar.
Fikir özgürlüğünü savunuyorlar ama karşıt görüşü konuşturmuyorlar.
Acılı bir annenin üzerine bile yürüyecek kadar halktan kopuk böyle partilere dünyada eşine az rastlanır!
Oysa çözüm basit; gelişmiş ülkeler ne yapıyorsa aynısını yapmak.
Her fırsatta Batı güzellemesi yapanlar şimdi ABD'nin Avrupa'nın sahipsiz köpeklerle ilgili buldukları çözümlerini akıl dışı gerekçelerle kabul etmiyorlar.
ATATÜRK'ÜN ÇÖZÜMÜ!
Atatürk bile başıboş köpek sorunu çözümünü itlafta bulmuş.
13 Haziran 1932 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan genelgede aynen şöyle yazıyor:
"Sahipsiz köpekler, hiçbir surette başıboş olarak mahalle aralarında, çarşı ve pazarda dolaştırılmayacaktır.
Dolaştırmak isteyenler hayvanın ısırmasına mahal bırakmamak üzere ağız ve burnuna maske takmaya mecbur tutulacaklardır. Maskesiz görülecek köpeklerin itlaf edileceği de halka tefhim edilecek (duyurulacak) ve bunu müteakip maskesiz dolaştığı görülen köpekler itlaf edilecektir."
Ama bugün Atatürk'ün partisi CHP'liler köpeklerin barınaklara konmasına bile karşı çıkıyorlar!
Yahu Afrika ülkeleri ve Hindistan'la birlikte kuduz riski olan ülkeler listesine girdik! Bundan daha büyük bir utanç olabilir mi?
Bu son olay Türkiye'deki asıl sorunun muhalefetsizlik olduğunu bir kez daha gösterdi!
***
FİŞ ALMAYANA DA CEZA MI KESİLECEK?
Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın yaptığı çalışmaya göre alışverişte fiş veya fatura kesmeyen esnafa 10 bin lira para cezası uygulanacak. Her tekrarda bu tutar artacak. Fiş almayanlar da 5 bin lira ceza ödeyecek. Eğer alıcı beş iş günü içerisinde satıcının fatura düzenlemediğini bildirirse ona ceza kesilmeyecek.
Ekonomide kayıt dışılığı azaltmak için yapılan bu olumlu çalışma umarım fatura, fiş vermeyen kuyumcular, ustalar, doktorlar, avukatlar, oto tamirciler, berberler ve diğer birçok meslek için de uygulanır!
Ancak fiş almayana ceza kesme kısmı kafa karıştırıcı.
Eskiden vergi iadesi almak için fiş toplanır, özenle hesaplanırdı. Bu uygulama kalktığından beri insanlarda fiş alma alışkanlığı kalmadı.
Kartla alışveriş yapınca fiş otomatik kesildiği için alıyoruz lakin parayla ödeme yapıp fiş alan kaç kişi var?
Şimdi paragöz esnaf bana fiş vermedi ve ben de almayı unuttum diye neden cezasını ödeyim?
Fiş alma alışkanlığını kazandırmak için başka formüller bulunmalı!
***
DESPİNA'NIN HAZIMSIZLIĞI
Türk Eğitim Vakfı'nın İzmir Çeşme'de düzenlediği, biletleri günler öncesinden satılan yardım gecesinde Yunan şarkıcı Despina Vandi, sahnede bulunan Atatürk resimlerini bahane göstererek sahneye çıkmadı.
Vandi'nin bu hamsızlığına konser için bekleyen vatandaşlar İzmir Marşı ile tepki gösterdi.
Oldu mu bu şimdi Despina?
Son dönemde özellikle İzmirliler, Yunan Adaları'nda ucuza balık yiyip, içip sonra da İzmir Marşı söylüyorlardı!
Yunan adalarına gidip de yediği yemeğin fişini sosyal medyada paylaşmayanı burada dövüyorlardı!
Ucuz kalamar, karides aşkına iki ülke halkları hiç bu kadar yakınlaşmamıştı!
Büyüyü bozdun Despina!
Meseleye bir de Yunanlılar açısından bakalım!
Ülkesiyle savaşıp yenmiş, ordusunu denize döküp yüzme öğretmiş Atatürk'ün fotoğrafının önünde popüler bir Yunanlı şarkıcıdan konser vermesini istemek garip bir durum değil mi?
Despina'ya kızmak yerine adı 'Türk Eğitim Vakfı' olan bir vakıf, "Sahneye çıkaracak Türk şarkıcı bulamadı mı?" diye sorsak daha uygun olmaz mı?
***
ATAMAN'IN AİLESİ BİLE VİZE ALAMIYORSA…
Ergin Ataman "Vize problemi o kadar çok dokunuyor ki bana. Ailem Yunanistan'a gelemiyor. Onlarca mektup yazıyorsun. Ben Ergin Ataman'ım ya, ona rağmen vize için sıraya giriyorlar, bekliyorlar, red yiyorlar. Bunun bir kıstasını yapmak bu kadar mı zor?" demiş.
Yunanistan'ın en köklü takımı Panathinaikos'a EuroLeague şampiyonluğu kazandıran bir koç bile ailesine vize alamıyorsa normal vatandaş ne yapsın?
Ataman'ın ailesinin iltica etmesinden mi korkuyorlar?
Yok, böyle bir komedi.
Avrupalıların Türklere yaşattığı vize işkencesine çözüm bulamamak ise ayrı bir tartışma konusu!
Biz Avrupa'yı göçmen akınından koruyoruz, kapıları açsak Avrupa Birliği dağılır ama kuyrukta bekleyip Yunan adalarına bir hafta vize alabiliyoruz diye seviniyoruz!
***
Altyazı
"İnsanlar böyledir. Geliriz tüketebileceğimizi tüketiriz ve gideriz. Çekirge sürüsü gibi." (Skins)